Bütün dünya, Ortadoğu’da dizginlerinden boşalmışçasına ilerleyen Arap Baharı’nı izlerken Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, bir ilki gerçekleştirerek, Türkiye’nin sesini, toplantı salonlarından, Özgürlük Meydanları’na taşıdı. Her şey, Bingazi’yi ziyaret eden Davutoğlu’nun, Libya’daki özgürlük ruhunun nabzının attığı Tahrir Meydanı’nda bir Türk bayrağını görmesiyle başladı. Programda olmamasına karşın, kişisel bir güvenlik önlemi almaya dahi gerek duymadan arabasından inen Davutoğlu, ay yıldızlı bayrağın bulunduğu platforma çıktı, kendisini heyecanla izleyen Libya halkına, kendi dillerinde, Arapça seslendi. Davutoğlu’nun, “Ömer Muhtar’ın torunları, sizlere Türk halkının selamlarını getirdim!” sözleri üzerine, günlerce bombardıman seslerinin eksik olmadığı Bingazi semalarında artık sadece alkış sesleri duyuluyordu. Kaddafi’ye karşı direnen Bingazi halkı, 1911 yılında ataları Ömer Muhtar’ın, İtalyan işgaline sonunda canını da feda ederek koyduğu direnişin ateşini hala içlerinde taşıdığını göstermeye çalışıyordu. 

Ziyaret Trablus’a mesaj değil

Davutoğlu, Ankara’ya dönüş yolunda, o andaki hislerini, yaşadıklarını şöyle anlattı: Libya Ulusal Konseyi’nde kendisine söylenen sözlerden de çok etkilendiğini anlatan Davutoğlu, “Ulusal Konsey Başkanı Mustafa Abdülcelil, ‘Türkler eğer olmasaydı biz aynı İspanya’daki gibi olurduk. Ordan müslümanlar sürüldü biz de sürülürdük buradan. Sömürgecilere karşı Enver ve Mustafa Kemal Paşa ile beraber savaştık’ dedi. Abdülcelil daha önce de ‘Bingazi’nin yüzde 50-60’ı Türk’tür’ demişti” diye konuştu. Davutoğlu, Bingazi’ye yaptığı ziyaretin Trablus’a bir mesaj niteliği taşımadığını özellikle vurgulayarak, “Trablus’u da hiçbir zaman ihmal etmedik. Buraya gelmem Trablus’a bir mesaj değil, herhangi bir şekilde onu dışlamak değil. Bizim düşüncemiz Libya’nın geleceğini bütün olarak gördüğümüzü anlatmak. Ulusal Güvenlik Konseyi, ‘Tek yol haritası var Türk yol haritası. En büyük beklentimiz Türkiye’den’ diyorlar.” Davutoğlu,muhaliflerin Ankara’da bir temsilcilik açabileceklerini de söyledi.

Erdoğan’ın selamı Bingazilileri coşturdu

Bingazi halkı bayraklarını da “Kaddafi öncesi bayrakla” değiştirmişti. Sokaklarda adım başı dalgalanan özgürlüğün bayrağı, Yeşil, Siyah, Kırmızı şeritlerin üzerine, Osmanlı dönemindeki bayrakla özdeşleşen o “ay ve yıldıza” yeniden sahipti. Davutoğlu’nun, akıcı Arapçasıyla, “Kaderimiz, tarihimiz geleceğimiz müşterektir. Libya’nın geleceği bugünden çok daha güçlü olacaktır” sözleri, meydandaki sloganları bir süreliğine durdurdu. Bingazi halkı, artık Türkçe, “Teşekkürler Türkiye, Teşekkürler Erdoğan” diye bağırıyordu. Ahmet Davutoğlu duygularını anlatırken, “Benim için de planlanmış bir şey değildi” dedi. Davutoğlu, “Bir baktım meydanda kürsüyü hazırlamışlar. ‘Oglu Oglu’ diye bağırıyorlardı meydanda. Zannediyorlar ki adım Ahmet; ikinci adım Davut; soyadım Oğlu. Çocuklarını kucağıma veriyorlardı. Bir ara güvenlik açısından değil ama doğru olur mu diye düşündüm. Bir selam vermek lazımdı. Yaptığımız işin bir beyin bir de kalp yönü vardı.Planlamadığınız, hesaba dayanmayan sadece gönülden gönüle sıcaklığını hissettiğiniz bir süreç. 

Sırada Arabistan İran ve Suriye var

Bakan Davutoğlu, Başbakan Erdoğan’ın 21 Temmuz’da Kahire’ye gideceğini, Mısır ile Türkiye arasında Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi kurulacağını söyledi. Davutoğlu, “Devrimden sonra Mısır’a 5 ay içinde 4 kere gittim. Başbakanımızla birlikte 5 ay içinde 5. olacak. Arap Baharı’nın başarısının sırrı Mısır’dır. Mısır’da başarılı bir süreç yaşanırsa diğer ülkelere de örnek olacak. Yeni hükümetin kurulmasından sonra Başbakanımızın bölgeye ziyareti olacak. Sembolik olarak Mısır’a yapılmasına önem veriyoruz. Özellikle parlamento seçimlerinin olduğu bu geçiş sürecinde Mısır için ne yapılması gerekiyorsa Türkiye yapacak” dedi.  Bakan Davutoğlu, Meclis Başkanı seçimi sonrasında ise Suudi Arabistan, Ürdün, İran, Suriye ile vakit olursa Bahreyn’e gitmeyi arzuladığını belirtti.