Sınav Öncesi Sağlıklı İletişim Kurun

Sınav Öncesi Sağlıklı İletişim Kurun

Başarılı öğrencinin arkasında başarılı anne babalar vardır.

Psikolojik Danışman Şaban Yılmaz'ın tavsiyeleri

Kaygılı Gençle İletişim…

ÖSS sınavına günler kala, anne babaların iletişim becerilerinin de ön plana çıktığını söyleyebiliriz. Artan kaygıyla beraber gencin algı tarzı da değişir ve bu değişim çoğu zaman olumsuza odaklanma şeklinde olur.

Bu bakış açısıyla karşınızda duran gence karşı, söylediğiniz her sözün diğer duyu organları tarafından desteklenmesi gerekir. Söyledikleriniz, senfonik bir ahenkle desteklenmelidir. Yani gözleriniz ve vücut diliniz de inanmalı söylediklerinize.

Başta bahsetmiş olduğumuz hassasiyet daha çok gözlerde kendini gösterecektir. Yani söylediklerinizden ziyade nasıl söylediğiniz daha da önemlidir. Beden dilinizi özenli kullanmanız söylediklerinize olan güveni artıracaktır. Ahenk problemi yaşanıyorsa yakayı ele vermeniz muhtemeldir.

‘Son günler artık, söylesem ne kaybederim’ düşüncesiyle inanmadığınız beklentilerin içine genci sürüklemeyin. Bu raundun sonrasında da söyleyecekleriniz olmalı. Çocuğunuzla birlikteliğiniz sınavdan sonra da devam edecek. İnandıklarınızı, inanmış bir duruşla söyleyerek gerçekçilik çizgisinden sapma göstermeyin.

Sınavın, hayatınızda ondan daha değerli bir yer işgal etmediğini ve aranıza hiçbir zaman giremeyeceğini değişik ifadelerle yineleyin. Bazı aileler bunu yaparken dozajı kaçırmak ve genci sorumluluk çizgisinin dışına itmektedir. Aşırıya kaçmadan, sen daha değerlisin mesajı verilmeli, hepsi bu. Yolunda giden aracı şarampole yuvarlamak doğru olmaz.

Karşınızda evladınız olunca, iletişimin diğer bir faktörü duygusallık da devreye giriyor. Bir öğrenci öğrenirken zihninin yüzde 20’sini, duygularının ise yüzde 80′ni kullanır. Toplum olarak duygularımızı kolay belli ederiz. Bu güzel bir haslet olsa da, kriz dönemlerinde pekte prim toplamıyor. Soğukkanlılık gerekiyor bazen. ÖSS eğer İskandinav ülkelerinde de varsa eminim bu konuda bir sıkıntı yaşanmıyordur. Keşke bazen duyguların üzerini örtebilsek. Burada kasıt, acımasız olmak ya da somurtkan bir tavır takınmak değildir. İşin içine duygusallık girdiği anda taviz başlamıştır diyebiliriz. Bunu fırsat bilen genç, aileyi ve etrafındakilerden hem etkilenmekte, hem de işine geldiği gibi kullanmaktadır.

Bu dönemlerde nedense acıma refleksimiz oldukça fazla çalışıyor. Eve gelen misafirden tutunda bakkaldaki Hasan Amca’ya kadar herkeste bir acıma halidir gidiyor. Haline acınan genç, senfoniye eşlik ederken gardını düşürüyor ve hiç de duygusal olmayan ÖSS’den sağlam bir yumruk yiyor. Öğrencilerime her zaman yaptığım bir benzetme var. Pek nezih bir benzetme değil ama paylaşmak istiyorum. ÖSS’yi bir kıyma makinesine benzetirim. Bu makinenin ağız kısmından sağlam girersiniz, fakat marifet diğer taraftan kıyma olmadan çıkmaktır. Bu müthiş hengâmede duygularından arınan ve profesyonel bir gözlükle bakabilen, daha başarılı olacaktır. Anne babalar bu anlamda duygularını rafine bir şekilde iletirlerse gencin güveni pekişmiş olur. Hani derler ya ‘Güleriz ağlanacak halimize’ misali. Pozitif enerji yaymak diyelim adına.

Sağlıklı İletişim İçin Tavsiyeler:

1. Ne söylediğinizden ziyade nasıl söylediğinizi de dikkate alın.
2. Dinleme konusunda daha aktif olmaya gayret edin.
3. Duygu kipi içeren konuşmalardan kaçının.
4. Beden dilinizle güven verici bir hava oluşturun.
5. Şart kipi içeren cümlelerden kaçının.
6. ‘Keşke, Bari Yine de, Ne papalım şeklinde başlayan cümlelerden kaçının.
7. Sen ifadesinden çok birliktelik mesajı veren biz kipini kullanın.
8. Ebeveynler olarak farklı iletişim tarzı benimsemeyin.
9. İfadeleriniz, umutsuz ve çaresiz bir yaklaşımda olmasın.

Ve unutmayın ki başarılı bir öğrencinin arkasında başarılı birer anne baba vardır.

Kaynak:Haber Kaynağı