"Sağcı Gazeteyi" Yerin Dibine Soktu
"Sekiz yazarı birden Büşra Ersanlı’yı savunan sağcı gazetede neden Hz. Muhammed için tek satır yok?"
Yeni Akit'ten Yener Dönmez, Hz. Muhammed'e hakaret içeren sözleriyle gündeme gelen Hakkı Devrim'e cevap verdi. Ardından, Devrim'in skandal yorumuna sessiz kalan gazeteleri eleştirdi.
"Beni en çok yaralayan “bizim mahalle”nin sessizliği oldu." diyen Dönmez, "KCK muhibi Hüseyin Yayman’ı savunmak için tutuşan arkadaşım, Hz. Muhammed’i savunmak için köşende ayıracağın iki satırın yok mu?" diye sordu.
Dönmez, "Sekiz yazarı birden Büşra Ersanlı’yı savunan sağcı gazetede neden Hz. Muhammed için tek satır yok?" dedi ve sözlerini "Mantığınız da, almaya başladığınız yüksek maaşlar da, bindiğiniz lüks arabalar da, yeni statüleriniz de, saygın imajlarınız da sizin olsun." diyerek noktaladı.
İşte Yener Dönmez'in dikkat çeken yazısı:
Bu ayıp size yeter!
Okan Bayülgen’in programında göğüs dekoltesi olanlar masanın orta kısımlarına, bacak dekoltesi olanlar kenarlarına oturtulur.
Edepsizliğin bin türlüsü görüntü kurgusuyla böylece başlar ve devam eder.
Hakkı Devrim ise programa “mumya” kontenjanından sokulmuş, Bayülgen’in ara sıra dönüp “fosil” muamelesi yaptığı ve bunu yaparken de pek nazik olmaya çalıştığı bir figürdür.
70’inden sonra sırf para için iki yıldan fazla zamandır her türlü edepsizlik ve et teşhiri yapılan bu programın sabit üyesi oldu.
“Para için insan bu yaşta kendini bu kadar rezil eder mi?” diye düşünürken, rezilliğin Hakkı Devrim’in beyninde olduğunu gördük.
Meğer yerini bulmuş.
Artık ağzından İslamiyet’le ilgili kelime duyarken utandığım ve öfkelendiğim bu rezil programda sözde bayram muhabbeti adı altında İslamiyet kritik edilmeye başlandı.
Hakkı Devrim, Kanuni Sultan Süleyman ile Hazreti Muhammed’i karşılaştırıp, Paygamberimiz’e “Kabile Reisi” dedi.
Aslında edepsizliği “Küçücük kasaba için tatbik edilen ibadet şekilleri 17 milyonluk şehirlere tatbik edilmeye çalışılıyor. Hiçbir değişiklik de yapılmıyor yol boyu. Dönüp dönüp ‘Kur’an şunu der, bilmem ne de bunu der’ tamam ama 14 asır evvel demiş efendim...” sözleriyle başlamıştı.
Terbiyesiz ve cahil adam.
Birincisi: Kur’an insan kelamı değil, Allah kelamıdır.
14 asır değil ilelebet geçerlidir ve dönüp dönüp ona bakılacaktır.
İkincisi: 14 asır önce namaz kılmanın, oruç tutmanın, zekat vermenin, hacca gitmenin şartları neyse şimdi de aynıdır. Hatta evlerden şakır şakır suların aktığı, refah seviyesinin yükseldiği, ulaşımın kolaylaştığı günümüzde daha kolaydır ibadetler.
Kastın, Kurban kesme ibadetiyse, bunu zorlaştıran Kur’an değildir.
Aksine ilahi kitaptan süzülen yorumlarla bugün Türk insanı midesi aylarca et görmeyen Somalili, Kenyalı, Ugandalı kardeşlerine ta oralarda Kurban kesiyor. Televizyonlarda izlediğin yol kenarındaki nahoş görüntülerin kabahatini 14 asır evvelki Kutsal Kitap’ta değil, şehirleşme sürecinden sonra onyıllardır doğru dürüst kesim yeri organizasyonu yapmayan müesses nizamında ara.
Üçüncüsü: Bugünlerde namusunu bile yıpratmaya çalıştığınız Kanuni dev bir devlet adamıdır amma Hz. Muhammed’in yanında esamesi bile okunmaz.
Kurulmuş, güçlenmiş, yayılmış bir devletin başına geçti Kanuni.
Hz. Muhammed ise Peygamberlik kendisine geldiğinde 40 yaşındaydı.
Vefat edene kadar geçen 23 yılda, önce ailesini, sonra yaşadığı şehri, sonra bütün Arap yarımadası ve Afrika’nın belli bölgelerinin Müslüman olmasını sağladı.
Bu dini yönüydü.
Devlet adamlığında ise İslam Devleti’nin sınırları batıda Trablusgarp, doğuda Horasan ve kuzeyde Kafkasya’ya kadar genişledi.
Arap Yarımadası aşılarak Asya ve Afrika’ya ulaşan sınırlar demek bu.
Bunu tarihteki hiçbir insan yapamadı, yapamaz.
Al İslam Tarihi Haritası’nı da Hz. Muhammed dönemi devletinin sınırlarının Türkiye’nin kaç katı olduğunu gör cahil ve hadsiz adam.
Burası böyle de...
Beni en çok yaralayan “bizim mahalle”nin sessizliği oldu.
KCK’nın ideologu Büşra Ersanlı’yı savunmak için köşeler boyu yazı yazanlar, Hz. Muhammed için kalem oynatmadılar.
Ne değerli fikirleriniz, görüşleriniz varmış ki haftanın bir gününü Efendimiz için ayırmaya gerek görmediniz.
KCK muhibi Hüseyin Yayman’ı savunmak için tutuşan arkadaşım, Hz. Muhammed’i savunmak için köşende ayıracağın iki satırın yok mu?
Ertuğrul Özkök’e bin tane yazıyla yüklenen kardeşim, bir tane yazını da Efendimiz için Hakkı Devrim’e yüklenmeye ayırmaya layık görmedin mi?
Sekiz yazarı birden Büşra Ersanlı’yı savunan sağcı gazetede neden Hz. Muhammed için tek satır yok?
Peygamberi savunmak etik mi değil, prestijli mi değil, ekonomik mi değil sizin için?
Öfkeliyim çünkü sağ gazetelerin bazılarında bırakın bir yazarın konuyu ele almasını, yazı işleri tek bir haber bile koymadı...
Hele bir gazete vardı ki...
Orada bir “ağabey”, bırakın Devrim’e laf söylemeyi, bu isme yüklenilmemesini istedi.
“Linçin lüzumu yok” yollu ulu öğütlerde bulundu.
Siz ne zaman bu kadar vicdansız oldunuz?
Bir fikri savunmak, bir ideolojiyi savunmak, bir partiyi savunmak için binlerce kez kağıtla buluşan kalemleriniz, bir kere de Allah’ın Resulü için mürekkep akıtsaydı ne olurdu?
Size dinci mi derlerdi?
Yoksa pek itibarlı görünen Hakkı Devrim’e karşı durmak mantıklı mı gelmedi?
Mantığınız da, almaya başladığınız yüksek maaşlar da, bindiğiniz lüks arabalar da, yeni statüleriniz de, saygın imajlarınız da sizin olsun.
Bu ayıp size yeter!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.