MNC İle KAD üzerine Özel Söyleşi
Kritik Analitik Düşünme hakkında Muharrem Nurettin Coşan ile yapılan özel söyleşiyi istifadenize sunuyoruz.
Soru: Kritik Analitik Düşünmenin öğrenilmesi ve yaygınlaştırılması tavsiye ediliyor, bundan maksat nedir?
MNC: Kritik Analitik Düşünmeyi öğrenmede asıl amacın Allah rızasını kazanmak olduğunu bilmemiz, anlamamız lazım. Yoksa diğer amaçlarla yapılan “emri bilmaruf nehyi anil münker” (İyiliği emretmek, kötülükten sakındırmak) dahi olsa zaman içerisinde belki hedeften sapmamıza vesile olur diye düşünüyorum. Ne yapılırsa Kuran-ı Kerim içerisinde bizim yapmamız ön görülen, inancımız gereği uygulamamız ön görülen hangi kural olursa olsun bunun tamamının Allahın rızasını kazanmak niyetiyle yapılması bana göre işin en önemli şartıdır. Ondan sonraki şeyler ikincil önem taşırlar. Yani dünyada “emri bil maruf ve nehyi anil münker” çalışmasının en mükemmel düzeye geldiğini farz edelim. Bu elde ettiğimiz durum, bizim övünmemize veya bir şekilde yanlış duygular içerisine girmemize sebep olacaksa bana göre geçersizdir. Allah rızası için yapılmayan, Kuran’ın emri dahi olsa Kuran’ın ön gördüğü işler dahi olsa Allah rızası için yapılmayan çalışmalardan bir fayda beklemek mümkün olmaz. O yüzden birinci önemli konunun Allah rızası olduğunu yeniden teyit etmemiz lazım. Her yaptığımız işin de buna uygunluğunu kontrol ederek yolumuza devam etmemiz gerekir diye düşünüyorum. Aynı durum KAD (Kritik Analitik Düşünme)yi anlamak için de, uygulamak için de geçerli. Buradaki tek niyetimiz Allah’ın sevgi ve muhabbetini kazanmaktır. Yoksa dünyayı yaşanılır bir hale getirmek kötülüğü engellemek veya iyiliği emretmek tek başına amaç değildir. Amaç Allah rızasıdır. Allah bizim böyle yapmamızı istediği için yapmaktır. Sadece bu KAD’yi bu anlamda değerlendirmemiz için yeniden vurgulamış oluyoruz. Allah rızası için yapılmayan amellerimizin, çalışmalarımızın yeniden gözden geçirilip Allah rızasına uygun hale dönüştürülmesi gerekiyor.
Soru: Efendim bu KAD’den kastımız esas itibariyle bizim insanları iyi ve hayırlı yollara teşvik etmemiz anlamına geliyor herhalde. Yani insanlar düşünsünler, olayları değerlendirsinler, kritik etsinler, analiz etsinler ve bu olayları gelişimine göre yapılan yönlendirmelerin esas hakikatini anlasınlar ve inançları itibariyle bir kötüye gidiş var ise bu gidişatı doğruya doğru yönlendirsinler diye bir çaba içinde olmamız gerekiyor herhalde. Bununla alakalı da kampanyalar yapılmalı. Biz işte bu noktada kampanyalar şekline olayı nasıl dönüştürebiliriz?. Mesela KAD çalışmaları sırasında ortaya çıkan bir görüşe göre; “Bir kampanya yapılabilmesi için bunun alt yapısının tamamen hazırlanması lazım, bir olay kritik edildiği zaman analiz edildiği zaman bir bilgi tabanına dayanarak yapmamız lazım. Dolayısıyla bu bilgi tabanını hazırlamamız lazım. Yani çeşitli olaylarla alakalı bilgi kaynaklarını elde etmemiz ve insanları düşündürmemiz, düşündürdükten sonra o bilgi kaynaklarına yönlendirmemiz lazım. Yani işin teorisine girilmesi gerekiyor.” Diğer bir görüşe göre ise; “Bu bilgi kaynakları bir yerde netice itibariyle vardır bizim insanları sadece düşündürmemiz yeterlidir. İnsanlar bu sistemli düşünmeyi öğrendikten sonra bu düşünce metoduyla kendileri bir araştırmaya girerek doğru yolu hakikaten bulup, bulundukları noktada olayları yönlendirebilir ve faydaya çevirebilirler.”
Bu noktada bizim ne yapmamız lazım?
MNC: Evet, yani bu tartışmalar tabi ki çeşitli bereketler ve beklediğimizin dışında faydalı sonuçlara vesile olabilir ama bizim görebildiğimiz kadarıyla, KAD kampanyalarımızı ortaya çıkartmamız insanlara yeni bir yaşam tarzı alternatifi sunmamıza benzer. Belki bundan yirmi sene önce yaşam tarzı dediğimiz zaman insanların hayat gaileleri, çabalamaları rızıklarını çoluk çocuklarının yaşantılarını sağlayabilmek için gösterdikleri dünyevi gayretleri olarak algılıyorduk ama belki son zamanlarda bunun değişik alt açılımları çıktı, sağlıklı yaşam denilen bir kavram çıktı. Belki daha önceden sağlıklı yaşamın ne olduğuyla ilgili çok fazla bir görüşme yapılmıyordu, insanlar arasında söz konusu olmuyordu. İnsanlar, içinde bulundukları şartlar içerisinde normal hayatlarını yaşayıp yollarına devam ediyorlardı ama sağlıklı yaşam kavramı ortaya çıktıktan sonra, her yapılan işlemin insan doğasına daha uygun yapılarak, insanın daha verimli yaşayabileceği, daha sıhhatli yaşayabileceği, daha belki zevkli yaşayabileceği anlaşıldı. İnsanlar da bu çeşit çalışmaların içerisinde kendilerini, yaşam tarzlarını değiştirmek üzere gayretlere girdiler. Yani bunun, KAD’nin sağlıklı yaşam gibi, insanlara bir hayat tarzı olarak tüm boyutlarıyla hissettirilmesi, bizim tarafımızdan sunulması, alternatif olarak gösterilmesi herhalde önemli bir gelişme olacaktır.
İnsanlar nasıl, bundan belki otuz sene önce sağlıklı yaşamı atalarından duydukları şekilde kendileri yorumluyorlar ve belki de çok fazla dikkate almıyor durumdayken şimdi nasıl değiştilerse bizim konuyla ilgili yaptığımız çalışmalardan sonra KAD’nin en az sağlıklı yaşam kadar veya sağlıklı yaşamın en önemli bir parçası olarak önemli olduğunu hissedeceklerdir. Bunu hissettikleri zaman da doğalarına uygun yaşayacakları için belki doğaya uygun yaşamanın da en önemli şartının Allah’ın, yaratıcının varlığını bilmek ve onun memnuniyeti için gayret etmek olduğunu anlamak durumuna girerlerse bu bizim için bana göre önemli bir kazanım olacaktır. Bu konuyu belki açarak KAD nin, sağlıklı yaşamın yeni yeni bugünün insanının gündemine geldiği gibi, KAD’nin de belki en kısa zamanda insanların gündemine taşınarak, bizim hâkim olduğumuz tüm boyutlarıyla veya zaman içerisinde ortaya çıkacak olumlu tüm yönleriyle taşınmasının bizim için bir emri bil maruf nehyanil münker vesilesi olacağını düşünüyorum. Bu konuyla ilgili gayretleri birliktelikleri destekliyorum. Allah inşallah yardımcımız olsun.
Soru: Şimdi burada ben biraz daha somut, meseleyi anlamak istediğim için, şöyle anlamak doğru mu acaba diye sormak istiyorum. Şimdi insanlar duyarsızlaşmışlar. Yani bazı olaylar karşısında kanıksama olmuş ve duyarsız hale gelmişler biz KAD fikrinin, bu düşüncenin yaygınlaştırılmasıyla bu alışkanlığın insanlara kazandırılmasıyla bu insanları olaylara karşı duyarlı hale getirip, olayları değerlendirmelerini ve bu olayları değerlendirerek kendilerine hayırlı bir istikamette yön vermelerini sağlamalarını mı hedefliyoruz? İnsan düşünsün, çünkü düşünmüyor. İnsan yaptığını ezbere yapıyor, bir takım olaylar oluyor o olaylardan sonra gelişecek olaylar var, bir kanıksama içerisinde kuzu gibi, yorum yapmadan veya ezbere bir takım şeyler öğrenmiş, yani işin özünü, aslını almadan özümsemeden bir yol tutturmuş gidiyor.?
MNC: Bilgi hazine, insanın bilgisinin miktarı ne kadar çok olursa, o bilgiyi fayda sağlamak niyetiyle kullanması ve o kullanma neticesinde verimi de o kadar artar.
Soru: Bu konuyla alakalı, dünya gidişatını yönlendirenlerle alakalı birçok eser var, kitaplar var, çeşitli yazarlar bu konuları incelemişler. Bu kitaplardan istifade edilmesi mi uygundur? Yoksa bu konuyla ilgili yeniden araştırmalar yapıp yeni yeni yayınlar bulunması bizim çalışmalarımıza giriyor mu böyle bir altyapı hazırlamak?
MNC: Tabi biz detaylarda kaybolmak istemeyiz, yani hedef kitlenin, en kısa zaman birimi içerisinde bizim hissettiklerimizi, bizim birikimimizi paylaşmasını sağlamamız lazım. Yani KAD’yi hedef kitlemize en kısa zamanda nasıl ulaştırırız sorusunun cevabını bulmamız lazım. Önce bu sorunu çözmemiz lazım, bu sorunu çözdükten sonra bizim detay çalışmalarımızın yoğunluğunun hangi kategorilerde fazlalaşması gerektiğini ayrıca karar vermemiz lazım…
Soru: Şimdi, insanların gelişmeleri doğru değerlendirmesi lazım. Bu doğru değerlendirme irfan ve basiret gözüyle bütün olaylara bakmakla alakalı bir şey. Bu tamamen manevi bir eğitimle ifade edilebilir mi, yoksa böyle KAD sistemiyle alakalı yazılmış teorik eserler, kitaplar okunarak, bu bilim, bilgi, ilim alınabilir mi, yoksa daha ziyade maneviyat yönünden insanın gelişmesiyle mi olur?
MNC: Tabi ki her şeyin içerisine biraz sevgi katmak lazım. Sevgi herhalde bizim benimsediğimiz eğitim metodunun ana unsurlarından birisi. Yani biz sevgi metodunu kullanarak insanlarla birikimimizi paylaşmayı tercih ediyoruz. Dolayısıyla insanları motive eden duyguların içerisine sevgiyi yerleştirebilirsek ve sevginin oranını arttırabilirsek KAD ile ilgili kendilerini geliştirdikleri zaman, belki diğer mevcut klasik yöntemleri uyguladıkları zaman hepsinin neticesinde yaratıcının varlığına ulaşırlar. Yaratıcının varlığına ulaşmaları neticesinde O’na olan sevgiye ulaşırlar, o sevgiden kaynaklanan onun istediği gibi davranma becerilerini elde ederler. Bizim şu an uygulamak istediğimiz KAD metodu netice itibariyle klasik yöntemlere ek olarak yaratıcımızı bulmak, onu sevmek, onun isteklerini yerine getirmeyi hayatımızın hedefi haline, gayesi haline dönüştürmek olmalı herhalde.
kaynak zinde.info