Lütfun da hoş, kahrın da hoş

Lütfun da hoş, kahrın da hoş

Egitimci Yazar Sait Çamlıca ile en son kitabı Stresli İman hakkında konuştuk.

Egitimci Yazar  Sait Çamlıca ile en son kitabı Stresli İman hakkında konuştuk.  

 

Kübra ŞENAL

 

Sayın hocam, “Stresli İman” kitabınız üzerine sorular soracağım size. Ancak “Stresli ve İman” konusuna girmeden önce sizi biraz tanıyabilir miyiz?

 

1974 Almanya doğumluyum. 1993 yılında liseyi, 2000 yılında Üniversiteyi bitirdim.

Liseden sonra okuma hastalığım başladı. “Allah beter etsin!” diye beddua edilecek tek hastalık olsa gerek! Veya “Allah şifa vermesin!” bedduası (!) ancak okuma hastalığı için kullanılsa, yakışır.

Kitap çalışmalarım yayınlanmaya başladıktan sonra, özel sektörde devam ettiğim iş hayatıma son verdim. Şu anda sadece “okuyorum, yazıyorum, konuşuyorum”. Konferanslar dışındaki zamanımı okuyarak – yazarak geçiriyorum.

 

Kitap çalışmalarına ne zaman başladınız?

 

İlk kitap çalışmam olan Çocuk Eğitiminde 33 Hata” 2007 yılında yayınlandı. Sonra sırasıyla, Çocuklar Ayak İzlerinizi Takip Eder, Okuyorum O Halde Varım, Öğretmen Tohumda Ormanı Görmeli ve Stresli İman kitaplarım yayınlandı.

“Stresli İman” ismi nerden aklınıza geldi?

 

Üniversite yıllarıma kadar, “Stres” kavramını neredeyse hiç duymamıştım. Sınavlara hazırlanan öğrencilerime yardımcı olmak için stres üzerine okumalara başladım. Dünyanın sağlık örgütü verilerine göre, dünyanın en önemli dört hastalığı arasında yer alıyor stres.

Stres dolayısıyla meydana gelen hastalıklar, sadece Avrupa’da değil, ülkemizde de hızla çoğalıyor. Yakın çevremden tanıdığım dindar insanların bile, en ufak sıkıntılarında, sakinleştirici ilaç kullandığını gözlemledim. “Hem Allah’a sığınan hem de ilaç kullanan insan bir yerde hata yapıyor, bir şeyleri eksik bırakıyor!” diye düşündüm. Sığındığı Allah (cc) yetmiyor, ilaçlardan medet umuyor! 

 

Ne düşünceyle yazıldı?

 

Allah’a sığınan insanlara, yada Allah’a sığındığını iddia eden insanlara, Allah size yetmiyor mu?” sorusunu sorma düşüncesiyle yapılmış bir çalışmadır. 

 

Kimlere hitap ediyor düşüncesindesiniz?

 

“Şu kesime hitap ediyor!” diye bir sınırlama koymam doğru değil. Ancak ilk aklıma gelenleri sıralamam gerekirse…

Günde kırk kez secdeye alnını koyduğu halde, günde üç defa da ilaç içen insanlara.

Aşkından bunalan, intihara meyleden, aşkı kavuşmak sanan, kavuşamayınca hem kendine hem sevdiğine hayatı zindan eden gençlere yazıldı. 

Sınavlara hazırlanan, sınavı ve sınav heyecanını gözünde çok fazla büyüttüğü için daha çok stres çamuruna batan öğrencilere.

 

Stresli İman’ı yazarken ilk neyi sorguladınız?

 

Hayata bakış açımı değiştiren birçok kitap okudum.  Üniversite yıllarımda Rahmetli Haluk NURBAKİ hocanın, Namazın Sırları kitabını okuduğum zaman çok etkilenmiştim. “Bize namazı anlatan ailemiz ve öğretmenlerimiz niçin bu şekilde namazı anlatmadılar ki?” diye düşünmüştüm. Abdest ve Namaz, sadece Allah’ın emri değildir. İnsanın, fiziki ve ruhi sağlığı için de muhteşem bir tedavi ve rehabilitasyon sistemidir.

Namaz, iman, imtihan, tevekkül, gibi İslami kavramları bize anlatırken, içi boş kavramlar gibi ezberletmişler. Dini öğreten insanların, sadece Ayet – Hadis ezberleterek gençleri dindar yapmaya çalışmaları, son kırk yılın belki de en büyük hatalarından birisiydi. Hata, ezberletmek değil ezberletilenlerin içini doldurmamaktır. 

 

Gelecek kaygısı eğer stresin kaynağıysa, iman ve tevekkül bu konuda nerede durur?

 

“Gelecek” denilince aklınıza ilk neyin geldiği önemlidir. Etrafınızda ki herkese sorun bu soruyu.

Gelecek deyince, öğrencilerin aklına sınavları kazanmak gelir. Gençlerin aklına meslek sahibi olmak gelir. İş hayatında başarılı olmak gelir. Kiradan kurtulup ev sahibi olmak gelir. Altınıza özel bir araba, veya daha güzel bir araba almak gelir.

Tüm bu cevaplar, tek bir dünya için çalışan insanların cevabıdır. Ancak İman ettiğini iddia eden, Allah’a tevekkül ettiğini söyleyen insan “gelecek” denilince, öteki dünyada Allah’a vereceği hesabı aklına getiren insandır. Yani, iki dünya inancı olan insandır.

Mevlana’nın “Lütfünde hoş, kahrında hoş” cümlesi, dünyanın çilelerine iman penceresinden bakmayı başaran insanlar için, muhteşem bir stres ilacıdır. 

 

Günümüz şartları içerisinde strese girmemek mümkün mü?

 

Strese girmemek, üzülmemek anlamına gelmez. “Strese girenin imanından şüphe edilir mi?” başlıklı yazımı yayınladığım zaman, “Müslüman üzülemez mi, ağlayamaz mı?” diye bazı tepkiler aldım. Ben asla öyle bir iddia da bulunmadım.

“İman eden, strese giremez, üzülemez!” demiyorum.

İman, streste boğulmayı engellemeli diyorum. Stres bataklığında boğulan insan, iman dalına daha sağlam tutunursa, o bataklıktan daha çabuk çıkar. Daha az yaralanmış olur. Stresli İman kitabımda bunu anlatmaya çalıştım.  

 

Acıdaki hikmetten bahsediyorsunuz. Peki, acılarımızdaki hikmet nedir?

 

Zahmetsiz rahmet olmaz. Bunu anlamanın en iyi yolu, Peygamberlerin hayatlarını tekrar tekrar okumaktan geçer. Ancak sadece göz ve beyinle okuyan anlamaz. Kalbiyle okumalı insan Peygamberlerinin hayatlarını. Tefekkür ederek okumalı.

Peygamberlerine torpilli bir hayat yaşatmayan Allah, bize niçin torpil yapsın ki? Evladını kaybettiği için bunalıma giren bir baba, Alemlere rahmet olarak yaratılmış Muhammed Mustafa’nın (sav) beş defa evlat acısı yaşadığını düşünmeli. İmtihan dünyasında, zor sorunlar yüzünden, hayata küsen dindar insan, dünyayı değil, imanını sorgulamalı.

Bu sorunuzu, “Stresli İman” kitabımın arka kapağına yazdığım ve çok sevdiğim bir sözle bitireyim.

Bir gün dünyaya ait büyük bir derdin olursa Rabbine dönüp, “Benim büyük bir derdim var!” deme, derdine dönüp “benim büyük bir Rabbim var!” de.

 Son olarak, stresiniz nasıl?

 

Hamdolsun!

“Bir acının insana öğrettiği şeyi, bin kahkaha öğretemez” sözünü yaşayarak öğrenmiştir herkes. Yetişme sürecimde ve iş hayatımda yaşadığım sıkıntılar için Allah’a ne kadar şükretsem azdır. Her acı – sıkıntı insanın önüne bir engel çıkartır. O engelin başında oturup ağlayanlar orda kalır. Allah bu engeli, beni bir üst basamağa çıkartmak için önüme koydu!” düşüncesiyle hareket edenler, o acı basamağıyla daha yukarı tırmanır.

 

Son olarak, kitaplarınıza ulaşmak isteyenler ve sizin konferanslarınızdan istifade etmek isteyenler size nasıl ulaşabilirler.

 

Kitaplarım ve konferanslarım için bana web sitemden (www.saitcamlica.com) ulaşabilirler.

 

Bana bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim.

Ben teşekkür ederim!

 

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :