Osmanlı'nın geleneksel kat'ı sanatını modern yorum kattığı eserleriyle yaşatıyor
Sinop'ta görev yaptığı dönemde eserlerini Rusya'da bir fuarda sergileyen emekli resim öğretmeni Nagihan Yılmaz Sezgin, Eskişehir'deki evinde oluşturduğu atölyede hazırladığı tabloları bazı kentlerde sergileyerek sanatı yurt içinde de tanıtmaya çalışıyor
ESKİŞEHİR (AA) - ZEHRA ONGAN - Eskişehir'de yaşayan emekli resim öğretmeni Nagihan Yılmaz Sezgin, Osmanlı'dan bugünlere taşınan unutulmaya yüz tutmuş kat'ı sanatını özgün tasarımlarıyla gelecek nesillere taşımaya çalışıyor.
Bursa'nın Gemlik ilçesinde doğan, Gazi Üniversitesi Meslek Eğitim Fakültesi Resim Ana Sanat Dalı'ndan 1987'de mezun olduktan sonra Ankara'da öğretmenliğe başlayan Sezgin, Kültür ve Turizm Bakanlığında resim dersi programlarının hazırlanmasında görev aldı.
Öğretmenliğe geri dönmesinin ardından geleneksel kat'ı sanatında yoğunlaşan Sezgin, Sinop'ta görev yaptığı dönemde İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün desteğiyle eserlerini uluslararası platforma taşıma fırsatı buldu. Kat'ı tekniğiyle yaptığı tablolar, Rusya'da bir fuarda sergilenen Sezgin, 35 yıl süren öğretmenlik yaşamının ardından emekliye ayrıldı.
Modern yorum kattığı eserlerinde ağırlıklı olarak doğa temasını işleyen 60 yaşındaki Sezgin, Ankara, İzmir ve Antalya gibi büyükşehirlerde kişisel ve karma sergilere katılarak geleneksel sanatın tanıtılması ve yaşatılmasına katkı sağladı.
Eskişehir Sanat Derneğince geçen sene "Yılın Kadın Sanatçısı Ödülü" alan Sezgin, "bir motif veya desen örneğinin, ince bir kağıt ya da deriden oyulduktan sonra başka bir zemin üzerine yapıştırılması" olarak tanımlanan kat'ı tekniğinde bugüne kadar 50'ye yakın eser verdi.
- "Bir eserin yapımı en az 6 ay, en çok 2 yıl sürebiliyor"
Nagihan Yılmaz Sezgin, AA muhabirine, kat'ı sanatının Osmanlı döneminde kitap süslemesi ve saray bahçelerinin tasviri için kullanıldığını, özellikle deri oymacılığı olarak değerlendirildiğini söyledi.
Öğrencilik yıllarında sanat dergisinde çalışırken Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver ve kızı Gülbün Mesara'nın yazdığı "Türk İnce Oyma Sanatı" kitabı sayesinde kat'ı sanatıyla tanıştığını belirten Sezgin, "Bu sanatın örnekleri yok denilecek kadar azdı ve öğretilecek bir atölyesi ya da kursu bulunmuyordu. Ben de kendi çabalarımla denemeler yaparak öğrenmeye çalıştım. Kitaplardan kopya ederek başladım ama zamanla kendi kompozisyonlarımı oluşturmaya başladım. Şu an yaptığım tüm tasarımlar bana ait." diye konuştu.
Kat'ı eserlerinin yapım sürecinin çok zahmetli olduğunu dile getiren Sezgin, öncelikle eskiz kağıtları ve kompozisyonlarını hazırladığını, bunları geleneksel desenlerle süsleyerek kat'ı görüntüsü vermeye çalıştığını anlattı.
Kağıtları kretuar bıçağı ve ince uçlu makaslarla kesip oyarak şekil verdikten sonra yerleştirdiğini, renk uyumuna dikkat ederek tablolarını oluşturmaya başladığını aktaran Sezgin, "Her kat'ının yapım süresi farklı. Büyük tabloların yapımı 1 yıl sürüyor çünkü kat kat ilerleniyor. Her katın ayrı bir kompozisyonu olması gerekiyor. Bir eserin yapımı en az 6 ay, en çok 2 yıl sürebiliyor." dedi.
- "Ölmez ağacı"
Sezgin, doğa teması ve özellikle zeytin ağacını sıkça eserlerine taşıdığını, yeşil ve mavi rengi bir arada kullanmayı çok sevdiğini vurguladı.
Yeşili tasvir ederken özellikle zeytin ağaçlarını seçtiğini kaydeden Sezgin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Zeytin ağacının bir diğer adı ölmez ağacıdır. Bulunduğu toprakların yüzlerce hatta binlerce yıl simgesi olur, orada yaşayan insanlarla değişir, gelişir ve nesilden nesle meyveleriyle insanlara birçok fayda sağlar. O insanlarla birçok olaya şahit olur. Özellikle zeytin ağacını seçmemin ana sebeplerinden biri budur. Eserlerimde zeytin ağacını kullanarak, zor şartlardaki direncini, şahit olduğu olayların enerjisini ve insanlara sağladığı faydaları yansıtmaya çalışıyorum."
Sezgin, atölyesi evinde olduğu için aklına gelenleri hemen hayata geçirebildiğini, gece kalkıp istediği zaman çalışabildiğini, bunun kendisine rahatlık verdiğini belirtti.
Bir kompozisyona başladığında rüyalarında bile gördüğünü söyleyen Sezgin, şunları kaydetti:
"Kat'ı unutulmaması ve değerlendirilmesi gereken bir sanat. Resim sanatı gibi sadece sıklıkla kullanılan yağlı boya ve sulu boya gibi tekniklerle yapılmıyor. Birçok teknik var ve bu tekniklerin değerlendirilmesi gerekiyor. Özellikle Orta Asya'dan Afganistan ve Osmanlı'ya gelen kat'ının değerlendirilmemesi çok üzücü. O yüzden bu tekniğin üzerine gidilmesi gerekiyor. Kat'ı biraz daha eski görünümü veriyor ama eskiler daima değerlidir; ben de buna inanıyorum. Hayallerimi, düşüncelerimi tablolarımla yansıtıyorum. Bana heyecan vermeyen bir şeyi yapamam. Bu çağın sanatçısı olarak geçmişten gelen tekniği kendi yorumumla ve çağdaş malzemelerle ortaya çıkarmaya çalışıyorum. Buna elimden geldiğince devam edeceğim."
Sezgin, bu sanatın yurt içi ve yurt dışında tanıtımına katkı sağlamak için çalışmalarını sürdüreceğini de belirtti.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.