İstanbul için korkutan senaryo

İstanbul için korkutan senaryo

İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe, "Ne yazık ki, Türkiye'de afet ve deprem gerçeği gündemde olmasına rağmen yürürlükte bulunan yasa, yönetmelik ve plan hükümlerine aykırı yapılaşma bugün de devam etmektedir" dedi.

İstanbul'un yaşayacağı bir depremde çadır yeri ve toplanma alanı olarak belirlenen yerlerin büyük bir kısmının yapılaşmaya açıldığını söyleyen Şube Başkanı Cemal Gökçe, "En az 400 bin ailenin acil barınmaya ihtiyacı olacak. 160-200 bin yaralı insanın hastaneye ihtiyacı olacak. 70-150 bin insan yaşamını yitirecek. Elektrik santralleri hasar görecek. 250-300 bin mertebesinde iş kaybı olacak. Endüstri tesisleri hasar görecek. Tuzla Tersanesi, Ambarlı Tesisleri hasar görecek. İstanbul'un bir çok yerinde yangın çıkacak. Tarihi yapılarımız hasar görecek, yıkılacak" diye konuştu.

İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe, 17 Ağustos 1999'daki Marmara depreminin 13'üncü yıldönümünde basın toplantısı düzenledi. Gökçe, yürürlükte bulunan "Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkındaki Yönetmelik"e göre Türkiye topraklarının yüzde 66'sının, nüfusun yüzde 71'inin, toplam belediyelerin ise yüzde 68'inin birinci ve ikinci derece deprem bölgesi içinde yer aldığını vurguladı. Üçüncü ve dördüncü deprem bölgeleri de dikkate alındığında Türkiye topraklarının yüzde 92'sinin deprem tehlikesi altında bulunduğunu ifade eden Gökçe, "Bu nedenledir ki, can ve mal kayıplarının fazlalığı bakımından deprem doğal afetler içinde önemli bir yere sahiptir. 1900'lü yıllardan bu güne kadar ülkemizde yaşanan depremlerde yaklaşık olarak 100 binden fazla insanımız can kaybına uğramış, 250 bin insanımız yaralanmış, 600 binden fazla yapımız da yıkılmış veya önemli ölçüde hasar görmüştür" dedi.

BOŞ ALANLARA VE ÇADIR YERLERİNE İHTİYAÇ VARDIR

Gökçe, 17 Ağustos 1999 yılında Gölcük'te meydana gelen depremi hatırlatarak, "Ne yazık ki, deprem tehlikesi altında bulunan ülkemizin mevcut yapı stoku halen deprem riski altında bulunmaktadır. Açıkçası deprem güvenliği olamayan yapılarımızı, güvensiz bir şekilde yeni bir deprem bekliyor. Oysa aradan geçen 13 yıl içinde İstanbul'da bulunan ve deprem güvenliği olamayan yapılarımızın en az 3'te birini güvenli hale getirmek mümkün olabilirdi. Ne yazık ki, Türkiye'de afet ve deprem gerçeği gündemde olmasına rağmen yürürlükte bulunan yasa, yönetmelik ve plan hükümlerine aykırı yapılaşma bugün de devam etmektedir" diye konuştu. 17 Ağustos depreminde yapıların yüzde 6'sının göçtüğünü, yüzde 7'sinin ağır hasar, yüzde 12'sinin ise orta hasar aldığını belirten Gökçe, yapıların yüzde 25'inin oturulamaz hale geldiğini dile getirdi. Gökçe, olası bir İstanbul depreminde yapı stoğunun, oran olarak en az 17 Ağustos depreminde meydana gelen ölçekte hasar alacağının altını çizerek, "Yani İstanbul'daki yapılarımızın yaklaşık yüzde 25'i oturulamaz hale geleceğinden boş alanlara ve çadır yerlerine ihtiyaç vardır. Bu nedenle 17 Ağustos depremi sonrası İstanbul'un yaşayacağı bir depremde bir çadır yeri ve toplanma alanı olarak kullanılabilecek 470 alan belirlenmiştir. Ne yazık ki, bu alanların büyük bir kısmı bugün yapılaşmaya açılmıştır" dedi.


Olası bir İstanbul depreminde neler olacağını da sıralayan Gökçe, "En az 400 bin ailenin acil barınmaya ihtiyacı olacak. 160-200 bin yaralı insanın hastaneye ihtiyacı olacak. 70-150 bin insan yaşamını yitirecek. Elektrik santralleri hasar görecek. 250-300 bin mertebesinde iş kaybı olacak. Endüstri tesisleri hasar görecek. Tuzla Tersanesi, Ambarlı Tesisleri hasar görecek. İstanbul'un bir çok yerinde yangın çıkacak. Tarihi yapılarımız hasar görecek, yıkılacak" diye konuştu.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.