İmam hatipli Ahmet Hakan'dan Erdoğan'a cevap
Erdoğan'ın imam hatip okulu açılışında 28 Şubatçıları eleştirirken söylediği "Bu okullardan terörist çıkmadığı için mi kapattınız?" sözlerine Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'dan eleştiri geldi.
Erdoğan'ın imam hatip okulu açılışında 28 Şubatçıları eleştirirken söylediği "Bu okullardan terörist çıkmadığı için mi kapattınız?" sözlerine Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'dan eleştiri geldi.
İmam hatip aşkıyla yanıp tutuşanlarla, imam hatip nefreti içinde olanların aynı zihniyette olduğunu iddia eden Hakan, başka okullarda nasıl terörist, isyankar, günahkar, vicdansız çıkarsa imam hatiplilerden de bu tarz kimselerin çıkacağını yazdı.
Mahalle değiştirerek candaslığa terfi eden İmam Hatip Mezunu Ahmet Hakan "Acı gerçek şudur: Okullar (İmam Hatipler) insanları tanımlayamaz. Şekillendiremez. Belirleyemez" ifadesinide kullandı.
İşte kendisi de imam hatipli olan Ahmet Hakan'ın yazısı
İmam hatip raconu
10-15 yıl önce...
Size bir şey söyleyeyim mi?
“Abartılı imam hatip nefreti” içinde olanlar ile “abartılı imam hatip aşkı” içinde olanlar aynı iklimin insanıdırlar.
Kafaları akrabadır.
Her iki kafa da...
- Okulları torna tezgâhı olarak görmektedir.
- Okullar aracılığıyla bireyin bütün varlığına nüfuz edilebileceğini sanmaktadır.
- Okulları hak ettiğinden daha değerli ya da tehlikeli görmektedir.
- Okulları abartmaktadır.
* * *
Oysa acı gerçek şudur:
Okullar insanları tanımlayamaz.
Şekillendiremez.
Belirleyemez.
Memleketin bütün okullarını imam hatip yapsanız bile bin çeşit fikri, tek çeşit fikre dönüştüremezsiniz.
Bütün okullar imam hatip olsa bile ilahi takdir şudur:
Bin çiçek açar, bin fikir doğar.A
Kadere karşı gelinemez.
* * *
İmam hatipler de bu ülkenin okullarındandır.
Nasıl başka okullardan katiller, teröristler, isyankârlar, itaatkârlar, günahkârlar, haksızlık karşısında susanlar, haksızlık karşısında isyan edenler, vicdanlılar, vicdansızlar, paraya tamah edenler, dünya malına meylini vermeyenler, gücü görünce eğilenler, güç karşısında milim ödün vermeyenler, dik başlılar, yumuşak huylular, ahlak abideleri, kötülük çınarları, iyilik timsalleri, sevimsizlik anıtları çıkıyorsa...
İmam hatiplerden de çıkar.
Bu böyledir.
Ve bunun böyle olması insanlığa dairdir.
İmam hatip gençliği deyip de geçme
- Bİzİm imam hatipte bir Feridun vardı... Çok kötü gitar çalardı. Ama bu durum onun Ayvacık sahillerinde “Akdeniz akşamları” şarkısını söylemesine mani değildi... Üstelik etrafına kızlar toplanırdı. Ve yine üstelik ortada da ateş yanardı.
- İmam hatipte dayanışma çok gelişmişti. Dayanışma ruhu en fazla sigara kontrolünde kendini belli ederdi.
- Ateist hocalar pek sevilirdi. Felsefeci Zeki Hoca vardı mesela... “Günaha son çağrı” gibi adamdı... Mavracının tekiydi... Dersi olduğunda bütün sınıf “kıkırdamaya hazır” beklerdik kendisini...
- Aşklar da yaşanırdı karma sınıflarda... Biraz çekingen... Biraz ürkek... Ama yaşanırdı.
- Herkes kendi sınıfını “Hababam Sınıfı” gibi görür ya... İmam hatipte de bu değişmezdi... Herkes kendi sınıfını “Hababam Sınıfı” gibi görürdü... “İnekler” de vardı sınıflarda “Şaban”lar da...
- “İngilizceciye âşık oğlanlar” olgusunun sadece kendi okulunda yaşandığını sanıyorsan fena halde yanılıyorsun... Gel bizim imam hatibe de “İngilizceciye âşık oğlan olmak” neymiş gör...
- Hop! Biz de genç olduk: Okulu kırıp sinemaya gittik... Bazı kızların paltolarının ceplerine mektuplar bıraktık... Bir dönem takdir alıp öbür dönem sekiz zayıf getirdik... İdareye çekildik... Ortamın tozunu attık yani...
- Sen ne diyorsun kardeşim... Şu en bitirim halinle bile bizim hocalara taktığımız lakaplardaki yaratıcılığın binde birinin bile yanına yaklaşamazsın sen.
- Tamam, sabahları boyoz yemezdik, simide de gevrek demezdik ama bizim de vardı kendimize göre eğlencelerimiz: Mesela Arapça tekerlemeler uydururduk... Tefsirciyi deli ederdik mesela... Mesela İslam tarihi dersinde Hendek Savaşı’nı anlatırken kendinden geçen Mahmut Hoca’yı gaza getirip 10 kez aynı savaşı anlatmasını sağlardık.
- Bir “Entel Necati” vardı: Teneffüslerde Edip Cansever’den dizeler döktürürdü... Bir “Film Haluk” vardı... Son gittiği filmleri “yaşatarak” anlatmakla maruftu...
- Ha şunu da söyleyeyim: Bizim imam hatipte, düz liseli bazı kızlar için “yengeniz olur” diye dolaşan çok matrak herif vardı... Ama itiraf etmeliyim ki “yengelerimiz”in bu durumdan hiç haberi yoktu.
- Babasının yeni aldığı gıcır otomobiliyle okula gelenler de vardı imam hatipte, her öğün dünyanın en ucuz ama en leziz yemeği olan “patatesli yumurta”ya talim eden de... Ha unutmadan söyleyeyim: Otomobille gelenlere fena halde gıcık olurdu bütün okul...
- Bana okey denilen oyunu imam hatipteki sınıf arkadaşlarım öğretti... Bizim şehrin tavla birincisi imam hatipliydi... Kahve köşelerinde kâğıt oyunlarında harikalar yaratan imam hatipliler vardı.
- İmam hatipli kızlar ve imam hatipli oğlanlar nargile içip şiir tartışırlardı... Eskiden de... Şimdi de... İnanmıyorsan gel seni “imam hatip kumpanyasından nargileli şiir” gösterisine götüreyim.
- İmam hatip bir deryadır: Ezikler vardır, kibirliler vardır, kaytarmacılar vardır, misyon sahipleri vardır, anarşist ruhlular vardır, aykırılılar vardır, ululemre itaate meraklılar vardır... Velhasıl sizin oralarda olmayan renkler, bizim oralarda vardır.
Haksızlığı bitirirken haksızlık yapmak
VAKTİYLE imam hatiplilere haksızlık yapılmadı mı?
Yapıldı.
Hem de nasıl yapıldı.
* * *
Ancak bu haksızlıkları dile getirirken...
“Bu okullardan terörist mi çıktı?” derseniz...
Memleketin bütün okulları ayağa kalkıp, “ne yani, biz burada terörist mi yetiştiriyoruz?” diye sorar.
Buna “gereksiz alınganlık” diyemezsiniz.
Neticede siz imam hatip dışındaki okulların da hükümetisiniz.
* * *
İmam hatiplilere yapılan haksızlıkları dile getirirken başka okulları ağır bir töhmet altında bırakmak...
Bir haksızlığa son verirken başka bir haksızlığa yol açmaktan başka bir şey değildir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.