Hz. Ömer'den bir ibret daha
“Hepimizi değiştiren şu dünya, seni asla değiştiremedi.”
Nitekim Cenab-ı Hak, soluduğumuz havadan yediğimiz gıdalara kadar kullarına pek çok nimetler vermiş ve karşılıksız olarak vermeye de devam etmektedir. Allah ahlakıyla ahlâklanmak ise
İnsanın, devamlı verici olması ve
Hz. Ömer (ra) dönemidir ve ganimetler, devlet hazinesine adeta Nil ve Fırat gibi akmaktadır. Hz. Ömer’in, Hz. Ebû Ubeyde, Hz. Muaz İbn Cebel ve Hz. Huzeyfe gibi sahabi efendilerimize yakınlık gösterdiği bilinmektedir. Bu yakınlığı anlayamayıp “Niçin Ebu Ubeyde’ye Ömer, kardeşim diyor? Niçin gidip altında
Her birine içinde altın olan keselerle bir elçi gönderdi. Daha gelen elçiler ayrılmadan, gönderilen altınların oracıkta dağıtılıverdiğine şahit oldular. Adeta birbirleriyle anlaşmışlar gibi üçü de aynı
BUNLAR, BİZE YETİYOR
Hâlbuki kendileri fakr u zaruret içinde yaşıyorlardı. Mesela Suriye önlerinde Hiraklius’a karşı savaşan Hz. Ebu Ubeyde, ancak iki günlük
Üzerinde sadece kılıç, kalkan ve bir de azığı vardır. O’nun bu halini gören Hz. Ömer, gördükleri karşısında gözyaşlarını tutamaz,
VEREN EL OLMAYA ÇALIŞ!
O’nun bu istiğna dolu
Nasıl değiştirsin ki onlar, birbirlerine benzeyen öyle kardeşlerdir ve onlar için
Evet
BİR DUA
Peygamberimiz şu duayı çok sık okuyordu
Peygamberimizin sık sık yaptığı dualardan birisi şuydu: “Allahümme rabbenâ âtinâ fi’d-dünya haseneten ve fi’l-âhireti haseneten ve gınâ azâbe’n-nâr - Rabbimiz, bize dünyâ hayatında da, âhiret hayatında da iyilik ve güzellikler ver. Bizi cehennem azabından koru!” Bu duayı biz de kolayca ezberleyebiliriz.
ALTIN ÖĞÜTLER
Şayet Firavun aç olsaydı!
Esas adı Tayfur bin İsa olan Beyazid-i Bistami Hazretleri’ne sorarlar:
Marifeti neyle buldun?
“Aç karınla” diye cevap verir.
“Açlığı niçin bu kadar övüyorsun?” diyenlere:
“Şayet Firavun aç olsaydı ilahlık iddiasında bulunmazdı.” der.
Kendisinden öğüt isteyen birisine: “Kötü huylu birisiyle arkadaşlık ettiğin zaman onun kötü huyunu kendinin iyi huyu say. Böylece esenlik içinde olursun. Sana bir şey ikram edildiğinde önce Allah’a şükret, sonra ikramı yapana teşekkür et. Zira sana o ikramı ulaştıran ve o kulun kalbini yumuşatan Allah’tır. Bir belaya uğradığında hemen aczini itiraf ederek Allah’tan yardım dile. O’nun yardımı olmadan hiçbir belaya sabır mümkün olmaz.” demişti.
HADİS BAHÇESİ
Siz hiç günah işlememiş olsaydınız!
Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor: “Canım, kudret elinde olan Allah’a yemin olsun ki, siz hiç günah işlememiş olsaydınız, Allah sizi yok eder, yerinize günah işleyip Allah’tan bağışlanma dileyecek bir millet getirir de onları bağışlardı.” (Riyazü’s-Salihin, Erkam Yayınları)
Hadisin verdiği mesajlar
1. Ne kadar günahkar olurlarsa olsunlar müminlere Allah’ın rahmetinden ümitli olmak yaraşır.
2. Allah, kulunun işlediği hatayı anlayıp af dilemesinden, son derece memnun olur.
3. Allah, tövbeleri kabul edici, kullarını bağışlayıcıdır.
4. Af ve rahmetten söz etmek, günah işlemeye teşvik etmek demek değildir.
BİR NÜKTE
İçinizi O’na dökün
Şayet bir zulme şahit oluyorsanız, elle ve dille o kötülüğü engellemeye çalışmanın yanı sıra mutlaka Cenâb-ı Hakk’a dua dua yalvarmalısınız. Eğer, oluk oluk akan kandan hakikaten müteessir oluyor, işittiğiniz hıçkırıkların gönlünüze bir kor gibi düştüğünü hissediyor ve ölen her insanla beraber siz de bir kez daha ölüyormuş gibi ızdırap çekiyorsanız, o halde gücü her şeye yeten Kudreti Sonsuz’a yönelmeli ve O’na içinizi dökmelisiniz.
HAZIRLAYAN: Ali DEMİREL-BUGÜN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.