Hanedanın zor geçen sürgün yılları
2. Abdülhamit'in torunu Bülent Osmanoğlu, Fransa'da yaşadıkları sürgün günlerini gözleri dolarak anlattı.
2. Abdülhamit'in kızı Nayime Hanım'ın torunu Bülent Osmanoğlu, babası Cevdet Osmanoğlu'nun İstanbul'da bir trafik kazası sonucu öldüğünde cebinden sadece 5 kuruş çıktığını aktardı. Türkiye hasretiyle uzun yıllar yurtdışında yaşamak zorunda kalan Bülent Osmanoğlu, çocukluğunun geçtiği Fransa'da kendilerine babasının Ermeni bir dostunun yardım ettiğini ifade etti.
Sirkeci'den vapur ve trenlerle çeşitli ülkelere sürgün gönderilen 167 hanedan üyesinden biri olan Cevdet Osmanoğlu'nun oğlu Bülent Osmanoğlu, Fransa'da yaşadıkları acı dolu günleri anlatırken oldukça duygulandı.
Fransa'nın Nice şehrinde dünyaya gelen Bülent Osmanoğlu, 1974 yılında çıkartılan af ile babası Cevdet Osmanoğlu'nun İstanbul'a gittiğini söyledi. Osmanoğlu, "Dedem, Gaziosmanpaşa'da büyük bir bahçe satın almıştı babam onu geri alabilmek için ilk kez 1974 senesinde İstanbul'a gitti. Ancak bunu başaramadı ve babam bir süre sonra İstanbul'da parasız kaldı. İnsanlara hemen güvenen birisiydi ama ben babama diyordum ki 'baba hemen güvenme' buradaki bütün çabaları neticede sonuçsuz kaldı. 1977 senesinde babam sokakta dolaşırken taksinin çarpması sonucu hayatını kaybetti ve o zaman cebinden 5 kuruş çıktı." dedi.
Açlığın ne olduğunu Fransa'da öğrendiklerini dile getiren Osmanoğlu, "Savaş zamanı kart çıkartılmıştı. Annem 2 saat bekliyordu ki 2 tane domates alabilsin. O zaman yaşım 12'ydi." şeklinde konuştu.
OSMANOĞLU: "FRANSA'DAKİ SIKINTI DÖNEMLERİNDE BİZE BABAMIN ERMENİ BİR ARKADAŞI YARDIM ETTİ"
Fransa'daki sıkıntılı dönemlerinde aileye Ermenilerin büyük yardım ettiğini ifade eden Osmanoğlu, "Şaşılacak birşey söyleyeceğim, o zaman işte bu zor dönemlerde bize iyilik yapan babamın tanıdığı bir Ermeni kadındı. Ermeni doktorlar vardı ve her zaman bizi parasız muayene ettiler." diye konuştu.
Türkiye'ye ilk olarak 1947 senesinde 17 yaşındayken gelen Osmanoğlu, bu ziyaretinin okul tarafından düzenlenen yurtdışı gezilerinden biri olduğunu ve Türkiye'yle ile ilk kez bu yolla tanıştığını söyledi.
İstanbul'a geldiklerinde İstanbul'da kahve bulmanın dahi mümkün olmadığının dile getiren Osmanoğlu, benzinin de zor bulunması nedeniyle araçların yokuşlardan inerken kontaklarını kapattığını anlattı.
İstanbul'da meydana gelen 1999 depremi sırasında görev yapan Türk elçiliğinin ilişkiler konusunda duyarsız davrandığı iddiasında bulunan Osmanoğlu, "1999 depreminde Fransız arkadaşlarım, 'Paramız yok ama eşyalarımız var çocuklar için sana verelim gönder' dediler. Ben de elçiyi aradım söyledim. Bana, 'Biz yanlız para alıyoruz' dedi. Arkadaşlarım da getirip eşyaları kapıma bıraktılar. Ben de bir arkadaşımı aradım ve bunları göndermek için bir yol göstermesini istedim. O bir süre sonra beni aradı ve, 'Bülent ne kadar eşya varsa yolla' dedi. İnanabiliyor musunuz? Söylersem utanırsınız. Bir Katolik yetkili oradan bütün eşyaları göndermek için söz verdiğini söyledi. Ve eşyalar uçakla gönderildi." şeklinde konuştu.
Türkiye'de son günlerde sıklıkla gündeme gelen 'Demokratik Açılım Süreci'yle ilgili de konuşan Osmanoğlu, "Demokratik Açılım sürecinin faydalı olacağına inanıyorum." diye konuştu.
OSMANOĞLU: "BAŞBAKAN ERDOĞAN'DAN İSTEĞİM MUSUL PETROLÜ KONUSUNDA BİRŞEYLER YAPSIN"
Osmanoğlu son sözünde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan bir istekte bulundu. 2. Abdulhamit Han'ın satın aldığı Musul'daki petrol yatakları ve arazilerle ilgili Başbakan Erdoğan'a seslenen Osmanoğlu, "Başbakan Erdoğan'dan isteğim burnunu petrolün içine koysun. Yapabiliyor mu yapılamıyorsa neden? Türk petolünü Musul ve Kerkük'ten almasını istiyorum. Biz petroldeki payımızı Türkiye'ye satarız bize de payımızı versin." şeklinde konuştu.
Nayime Sultan'ın torunu Bülent Osmanoğlu, 1 Mayıs 1930 senesinde Fransa'nın Nice şehrinde dünyaya geldi. Otomobil lastiği üretimi yapan Michelin şirketinden 1990'da emekli olan Osmanoğlu, 90'lı yılların sonunda Teşvikiye'de bulunan bir eve yerleşerek burada yaşamaya başladı.