Fatih Erbakan'ı listeden ben sildim
"Burada yönetimle ilgili yöntemlerde farklılıklarımız vardı. Bir genel başkanın da belli alanlarda kendi inisiyatifini koyması son derece normaldir."
SP Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, Fatih Erbakan'ın listeden silinmesini "Burada yönetimle ilgili yöntemlerde farklılıklarımız vardı. Bir genel başkanın da belli alanlarda kendi inisiyatifini koyması son derece normaldir" diye açıkladı.
SEVİLAY YÜKSELİR'in röportajı
* Referanduma "Evet" diyen tek muhalefet partisi sizsiniz. Neden?
Biz topyekûn bir anayasa değişikliği yapılmasını isterdik aslında. Ama bu haliyle bile Anayasa Mahkemesi'nin yapısında bireysel özgürlüklerle, sendikal haklarla ilgili birtakım alanlarda ileri adımlar içerdiği için biz bu anayasa teklifine "Evet" diyeceğimizi söyledik. Şimdi de kampanyamızda diyeceğiz ki; "12 Eylül 2010'da Anayasa'ya Evet, 13 Eylül 2010'da Hayır!"
* Niye?
Çünkü 13 Eylül itibarı ile yeni bir anayasanın yapılması için bütün gücümüzle Türkiye'de siyasetin belki merkezine yeni anayasayı koyacağız.
* Demokratik açılıma destek veriyorsunuz. Referanduma da 'Evet!' diyorsunuz. Ergenekon soruşturmasının da çok yerinde bir soruşturma olduğunu söylüyorsunuz. Dolayısıyla AKP hükümetine çoğunlukla destek verici bir muhalif durumundasınız. Bu duruşunuz dolayısıyla sanırım partinizin kurucuları ile çatışma içine girdiniz.
Hayır, çatışma oluşturmadı. Aksine bu duruşumuz Türkiye kamuoyunda da ciddi şekilde sempati kazandı. İktidarda Adalet ve Kalkınma Partisi değil, CHP, MHP de olsaydı biz aynı tavırda siyaset yapardık. Bunu çok net söylüyorum. Bugün tesadüfen bu pozisyonlar böyledir, ama yarın biz iktidar olsak da muhaliflerimize böyle davranacağız.
* Ama kongrede çatışma yaşandı eskilerle...
Çatışmanın nedeni politik duruşumuzla alakalı filan değildi ama...
* Peki referanduma "Evet" demeden evvel eski genel başkanınız Erbakan'ın görüşüne başvurmuş muydunuz?
Konuyu tam konuştuğumuzu hatırlamıyorum. Ama referanduma "Evet" diyeceğimizi kendisi biliyor. Partinin yetkili kurullarında bunların konuşulduğunu biliyor. Bir itirazı olmadı. Olmadığına göre sorun yok. Zaten olamaz da! Kendisi de hayatı boyunca demokrasinin gelişmesi için çabalamış bir siyasidir. 12 Eylül Anayasası'ndan çekmiş bir siyasetçinin böyle bir şeye nasıl itirazı olabilir?
* O zaman kongrede yaşananların nedeni neydi?
Kongredeki sıkıntıların nedeni SP'nin politik duruşuyla ya da benim siyasi duruşumla alakalı değildi. Öyle olsaydı tartışmaya sebep olan iki listede de Numan Kurtulmuş genel başkan adayı olmazdı!
* Adaydınız ama buna rağmen kongre anında Erbakan'la ters düştünüz!
Siyaseten ters düşmedik! Sayın Erbakan da kendi dönemi içinde çok önemli adımlar atmıştır.
* Fatih Erbakan sizin için, "Babama itaatsizlik etti, Milli Görüş'e ihanet etti" falan dedi ama...
Bakın ben parti içindeki meseleleri medya önünde konuşmuyorum. Konuşmayacağım da! Sadece şunu söyleyebilirim; "Hayat sadece politikadan ibaret değildir!"
* Yoksa çekiniyor musunuz Erbakanlardan?
Bu tartışmaya ben girmem! Her şey milletin önünde cereyan etti. Cevap vermek bana yakışmaz. Ben Saadet Partisi Genel Başkanlığı koltuğunda oturuyorum. Benim vazifem de değildir, üslubum da değildir o söylenenlere cevap vermek!
* Neydi asıl problem?
Problemin temel sebebi şu: 2008 kongresinde Yüksek İstişare Kurulu adıyla bir kurul oluşturuldu. Bu kurul partiye emeği geçmiş, önceden genel başkanlık yapmış, bakanlık, milletvekilliği yapmış, kıdemli büyüklerin, ağabeylerin kendi fikirlerinden istifade edilmesi için bir kurul oluşumudur.
'SİYASET KAVGASI YOK'
* Kimler vardı?
Sayın Erbakan, Sayın Kutan, Asiltürk, Kazan, Karamollaoğlu, Tekdal, Yasin Hatipoğlu gibi isimler vardı. Sonra Yargıtay Başsavcılığı yazı gönderdi. "Karar verin. Bu kurul parti grubu mudur, istişare kurulu mudur" diye. "Ona göre düzenleme yapın, tüzük değişikliği yapın" dedi. Biz bu kongrede uzlaşıp tüzük değişikliği yaptık. O değişiklikte de genel başkanın teklifiyle Genel İdare Kurulu'nun onayı ile partide daha önce hizmette bulunmuş genel başkanlar tabii üyedir ve ayrıca genel başkanın teklifi ile seçilecek milletvekilleri, bakanlık yapmış tecrübeli isimlerden oluşan bir Yüksek İstişare ve Onur Kurulu kuruldu.
* Sonra ne oldu peki?
Bizim istediğimiz buydu! Yüksek İstişare ve Onur Kurulu'nda olacak büyüklerimizin aynı zamanda Genel İdare Kurulu'nda olmasını istemedik. Liste ile ilgili meselenin aslı budur. Bu konuda bir mutabakat sağlayamadık yani...
* Aldığım kulislere göre, aslında Fatih Erbakan'ın ismi sizin beyaz listenizde saat 12.30'a kadar varmış. Fakat işin içine yeşil liste girince, siz Fatih Erbakan'ı tümden yok etmişsiniz.
Bir kişilik bir siyaset kavgası gibi bir durum yoktu ortada. Burada yönetimle ilgili, yöntemlerle ilgili farklılıklarımız vardı, bir genel başkanın da belli alanlarda kendi inisiyatifini koyması son derece normaldir.
* Yani diyorsunuz ki; "İnisiyatifimi kullandım ve evet Fatih Erbakan'ı da listeden çıkardım!" 11
Temmuz 2010 geride kalmıştır artık. Kongre hakkında daha fazla bir şey konuşmak istemiyorum.
* Fatih Erbakan'ı listeden sildiğinize pişman oldunuz mu? Keşke silmeseydim de partide bu karmaşa çıkmasaydı dediniz mi hiç?
Öyle görünüyor ki bir iki isimle ilgili bir tartışma değil artık, kongre sonrası tartışmaların öyle olmadığı ortaya konuldu.
SABAH