Ertuğrul Özkök'ü bitiren yazı
Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu "Senin aklanma gayretine karşı durmak bana "ahlaki bir vasiyet"tir" diyerek Özkök için yazılan en ağır yazılardan birine imza atmış.
Vay, vay, vay!..
Müthiş...
Okuyanın tüyleri ürperiyor...
Ertuğrul Özkök'e karşı duyulan bir parçacık bile sempati (varsa) öfkeye dönüşüyor...
Hem nalına çakıyor, hem mıhına...
Kim mi?..
Ali Bayramoğlu...
Neye mi?..
Özkök'ün son günlerde kafayı Etyen Mahcupyan'a takışına...
Doğrudan söylemiyor ama Hrant Dink'in öldürülmesini Hürriyet'e ve o dönemdeki genel yayın müdürü Ertuğrul Özkök'ün manşetlerine bağlayan Bayramoğlu, şimdi de Mahcupyan'ın hayatının "tehlike" altında olduğuna dikkat çekiyor...
Önemli...
Hem de çok önemli...
Şu saatten sonra Mahcupyan'ın burnu kanasa Özkök'ten bilinecek...
Bakın nasıl:
Ertuğrul Özkök kim, Etyen Mahçupyan kim?
Ne dediysen tersi oldu, ne tahmin ettiysen tersi çıktı, neye destek verdiysen o kaybetti.
Destek verdiğin bir nebze "demokratik" olsa, karşı çıktığın bir dirhem "anti demokratik" olanı temsil etse neyse...
Durum her zaman tam tersiydi...
28 Şubat'ta askeri müdahalenin gönüllü manivelası oldun. Korku ve tehdit politikalarının, cuntacıların operatörlüğünü yaptın. Andıçlarla insanların dışlanmasına, kimilerinin kurşunlanmasına yol açtın. EMASYA'lara, onbinlerce insanın fişlenmesine göz yumdun, meşruluk kazandırdın.
O arada iş takipçiliğine soyundun. Hükümetler kurmaya kalktın.
Susurluk katillerine kahramanlık menkıbeleri yazdın.
İnsanların linç edilmesine yol açan manşetler attın. Yetmedi katillere empati yaptın.
Entelektüel düşmanlığında görülmemiş noktalara ulaştın. Orhan Pamuk'u günlerce hedef gösterdin.
Kaosa kalkan eller manşetleriyle, darbe hukuku kokan Anayasa ihlallerini okşadın. Muhtıraya destek verdin...
Satırlara sığmazsın...
Ama sıkılmadan hâlâ konuşuyorsun, konuşabiliyorsun...
Kim olduğunu, ne yaptığını dağ taş biliyor.
Neşe Düzel'e konuşan "balıkçı" bak neler diyor:
"1993-1996 arasındaki dönemde bu ülkenin medyası kirliliğe gözlerini kapattı, görmezlikten geldi... Devlet onlara, onlar da devlete gözlerini yumdu... İnanılmaz paralar, hak edilmemiş saygınlıklar oluştu... 17 bin insanın öldürülmesine göz yumuldu..."
Sembolik olarak ve prototip olarak tarif ettiği sensin...
Ali Bayramoğlu'nun yazısının tamamını okumak için tıklayın.