Dünyanın merkezi
Mehmet Şeker'in İstanbul konulu yorumu
İstanbul'u havadan seyrettiğinizde hayran kalırsınız. İki deniz, Marmara ile Karadeniz arasında kıvrılıp akan Boğaz ve onun bir ucunda Haliç, uzayıp giden uçsuz bucaksız şehri şekillendirmiştir. Ormanlar, korular, camiler, saraylar, gökdelenler, binalar, binalar... Denizden, adaların yanından geçerek, yavaş yavaş yaklaşan bir teknenin içinden seyrederseniz bu şehri, başka hiçbir yerde göremeyeceğiniz şahane bir siluet karşılar sizi. Ayağınızı yere basıp karadan dolaşırsanız, sokak sokak, semt semt, eşsiz güzelliklerle eşsiz çirkinlikleri bir arada bulursunuz.
Havadan, denizden, karadan gördüğünüz İstanbul'u bir de gönülden seyrederseniz, âşık olursunuz.
Ne ararsanız vardır burada. İyisi de kötüsü de.
Her şehirden, her kasabadan, her köyden, dahası her ülkeden insana da rastlayabilirsiniz.
Karadeniz'den daha fazla Karadenizli, Doğu'dan daha fazla Doğulu yaşar İstanbul'da.
İstanbul'a baktığınızda Sinan'ın dehasını görürsünüz, imzasını atmıştır.
Fatih'i görürsünüz, Kanuni'yi, Abdülhamit'i...
Osmanlı ve Cumhuriyet bir aradadır.
Yaşlı çınarın dibinden çıkan genç fidanlar görürsünüz.
Topkapı Sarayı'nı gezer saltanatın izlerini, Dolmabahçe Sarayı'na bakar Atatürk'ün hatıralarını bulursunuz.
Sultan Mehmet, bu şehri kuşatıp fethettiğinde yıl 1453 idi.
O fetih dolayısıyla adı Fatih oldu Sultan 2. Mehmet'in.
1553...
1653...
1753...
1853...
1953...
53 de benden olsun diyelim Barış'ı hatırlayarak ve üstüne 2 yıl da sizden ekleyip gelelim 2008 yılına.
Aradan 555 sene geçmiş.
Bu seneki kutlamalar çok özel olmalı. Çünkü 555 öyle kolay bulunur bir dönüm değil.
Payitaht, Dersaadet burası.
Taht kalmayınca payitaht da denilemez elbet.
Saadet bahsine girmeyelim ve gelecekten bugünküyle geçmiştekinden daha fazla saadet ümit edelim yeter.
Hem de inanarak. İçtenlikle.
Yapılacak çok işimiz olduğunu bilerek. Ve ona göre çalışarak.
Bugüne kadar bu şehre emeği geçenleri şükran ve minnetle anarak, yolumuza devam edelim.
1923 doğumlu genç Cumhuriyet'e merkez olarak Ankara'nın seçilmesi üzerine yapılan tartışmalar Anayasa'nın ilk maddelerinde şekillendirilmiş, neticeye bağlanmış olsa da farklı fikirler ileri sürülmekte.
Düşünceye sınır yok, fikir azatlığından yanayız. Bence bu seçim isabetli olmuştur.
Ankara Türkiye'nin başşehri... İstanbul ise bütün dünyanın...
İnanmazsanız bir dolaşıp gelin.
Kaynak: