Değişimin sembolü Erdoğan'dır...
Arap mütefekkir Dr. Ali Ukla Arsan, Arap dünyasındaki değişimin sembolünün Başbakan Erdoğan olduğunu söyledi.
Adem Özköse'nin röportajı
Dr.Ali Ukla Arsan, Arap dünyasının yaşayan önemli mütefekkir ve yazarlarından. Siyaset, kültür ve edebiyat üzerine yazılmış 37 kitabı bulunan Arsan, uzun yıllar da Arap Yazarlar Birliği’nin başkanlığını yürüttü. Dr. Ali Ukla Arsan’la önce Tunus’da başlayan, daha sonra da diğer Arap ülkelerine yayılan Arap isyanını konuştuk. Mısır’da yaşananlarla ilgili ilginç değerlendirmelerde bulunan Arsan, ayrıca Hüsnü Mübarek’ten sonra Kral Abdullah’ın düşeceğini iddia etti. Arap mütefekkire göre bölge insanı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gibi bir lider istiyor.
Dr.Ali Ukla Arsan, Arap dünyasının yaşayan önemli mütefekkir ve yazarlarından. Siyaset, kültür ve edebiyat üzerine yazılmış 37 kitabı bulunan Arsan, uzun yıllar da Arap Yazarlar Birliği’nin başkanlığını yürüttü. Dr. Ali Ukla Arsan’la önce Tunus’da başlayan, daha sonra da diğer Arap ülkelerine yayılan Arap isyanını konuştuk. Mısır’da yaşananlarla ilgili ilginç değerlendirmelerde bulunan Arsan, ayrıca Hüsnü Mübarek’ten sonra Kral Abdullah’ın düşeceğini iddia etti. Arap mütefekkire göre bölge insanı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gibi bir lider istiyor.
Arap dünyası birden hareketlendi. Önce Tunus’da başlayan isyan ateşi daha sonra Mısır’a sıçradı. Ürdün, Yemen gibi ülkelerde de yönetim karşıtı gösteriler sürüyor. Bölgede neler oluyor? Bu isyan dün değil de niçin şimdi başladı?
Arap dünyasının büyük bir çoğunluğu yıllardır baskı ve zulüm altında yaşıyordu. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan Arap devletleri halkın istek ve taleplerine hiçbir şekilde kulak vermedi. Muhalif gruplar zorla susturulurken, Arap ülkelerinde işsizlik ve fakirlik aldı başını gitti. Bu saydıklarım Arap isyanının iç sebeplerinden bazıları. Bir de dış sebepler var.
Nedir onlar?
Arap dünyasındaki birçok yönetici ABD, Fransa veya İngiltere’nin desteği ile iktidara gelen yöneticilerdir. İnsanlar korkudan seslerini çıkaramasalar da bu durumdan rahatsızlık duyuyorlardı. Özellikle Filistin meselesinde Arap yöneticilerin ortaya koydukları tavır, bölge insanını aşırı derecede rahatsız etti. Bir Türk’ün veya bir İranlının Filistin için hissettiği duyguların aynısını, hatta daha fazlasını bir Arap da hissediyor. Buna rağmen Hüsnü Mübarek gibi yöneticiler Filistin mücadelesinin yanında değil de; İsrail’in menfaatlerinin yanında yer aldı. Gazze savaşında öldürülen çocukları, o vahşi görüntüleri hiçbir Arap unutmadı. Arap halkları genel olarak Filistin meselesinin ülkelerinin dış politikada bir numaralı meselesi olmasını istiyor. Fakat yöneticiler yıllardır bu isteğe kulak vermedi. Araplar yıllardır yapılan haksızlıklar, ihanetler nedeniyle yöneticilerine karşı büyük bir öfke biriktiriyorlardı. Bu öfke, Tunuslu bir gencin isyan edip kendini ateşe vermesiyle birden patladı. Tarihte de hep böyle olmuştur. Küçük bir kıvılcım; büyük savaşları, büyük toplumsal hadiseleri başlatmış, dünyanın çehresini değiştirmiştir. Tunuslu Muhammed Buazzi de kendini yakarak Araplara artık kaybedecek bir şeyleri kalmadığını, isyan etmeleri gerektiği mesajını verdi. Bu mesaj insanların vicdanını harekete geçirdi ve böylece Arap isyanı da başlamış oldu.
Bu isyanın Facebook, Twitter gibi sosyal paylaşım sitelerinde örgütlenen gençler tarafından örgütlendiği yönünde iddialar da var. Bu tür sosyal paylaşım siteleri halkın sokağa dökülmesinde iddia edildiği gibi etkili oldu mu?
Oldu; fakat abartıldığı kadar değil. Arap isyanı teknolojik bir isyan değil; sokakların, vicdanların isyanıdır.
İsyan Mısır’a sıçradı çünkü…
Mısır’da mevcut yönetimin devrilmesi, Hüsnü Mübarek’in gitmesi için günlerdir büyük bir mücadele veriliyor. Tunus devrimi; Suriye, Ürdün, Yemen’de değil de; özellikle niçin Mısır’da bu kadar etkili oldu?
Çünkü Araplar arasında en kötü şartlar altında yaşayanlar Mısırlılardır. Mısırlılar, Tunus’daki insanların isyanını görünce, “Biz Tunuslulardan daha kötü şartlar altında yaşıyoruz. Niçin biz de isyan etmiyoruz” dediler ve isyan Mısır’a sıçradı. Ayrıca Yemen, Suriye, Ürdün yöneticileri Hüsnü Mübarek’ten daha akıllı davrandı. Gösteriler başlar başlamaz halkın bir takım isteklerine yanıt verip, reformlar için harekete geçtiler. Fakat Hüsnü Mübarek olayların bu seviyeye ulaşacağını kestiremedi ve halkın taleplerine kulak vermeyerek geri dönülmez bir yola girdi.
Hüsnü Mübarek kesin olarak gidecek mi?
Evet, gidecek.
Hüsnü Mübarek’ten sonraki süreçte yönetimi İhvan’ın geçireceği yönünde bir senaryo var. Bu senaryoya nasıl bakıyorsunuz?
Hüsnü Mübarek yıllarca Batı’yı İhvan ile korkuttu ve ben gidersem İhvan gelir diyerek ABD ve İsrail’den destek aldı. Bu kasıtlı bir propagandaydı. Mısır’da İhvan’ın dışında Kifaye, Gençlik Hareketi gibi çok güçlü sosyal hareketler var. İhvan’ın da içinde bulunduğu bu hareketler Mübarek’ten sonra bir koalisyonkurup Mısırlılara özgürlüklerini vermek için ortak hareket edecekler. Mısır’daki isyan İslam Devleti kurmak, İhvan’ı iktidara getirmek için başlayan bir isyan değildir. İnsanlar ekmek için, özgürlük için isyan ettiler. Aslında Arap dünyası bugün Erdoğanlarını arıyor ve Türkiye'deki gibi bir yönetim istiyor. Arap dünyasında da son yıllarda dindarlaşma artıyor. İnsanlar manevi ve kültürel olarak İslam’a daha fazla sarılıyorlar; fakat siyasal İslam güç kaybediyor. Çünkü siyasal İslam’ı savunan hareketlerde de özgürlük sorunu, liderlik sultası var. Arap isyanından sadece yöneticiler değil; siyasi gruplar da dersler çıkarmalılar ve kendilerini yenilemeliler. Ak Parti ve Erdoğan bunu başararak bütün Araplara örnek oldu. Ben siyasi olarak İslamcı değilim; fakat Arap İslamcıların Ak Parti’yi kendilerine örnek almaları gerektiğini savunuyorum. Arap dünyası şu an bir değişim geçiriyor. Bu değişimin sembolü Erdoğan ve Türkiye’deki Ak Parti tecrübesidir. Mısır ve bütün bölge devletleri Ak Parti tecrübesinden faydalanmalılar. Hüsnü Mübarek’ten sonra yapılacak seçimlerde İhvan mecliste büyük bir güç elde edecek; fakat Mısır’ı kendi başına yönetemeyecek. Zaten İhvancılar da bunu istemiyor ve Mısır halkının genelini temsil eden bir hükümet kurulmasını savunuyor. Mübarek’ten sonrası için dünyayı İhvan’la korkutanlar daha çok Amerika ve İsrail’in maslahatlarını savunanlardır. Çünkü Amerika ve İsrail de şu an bu iddiayı dile getiriyor.
Mısır’da günlerdir Mübarek karşıtı gösteriler olmasına rağmen Mübarek gitmemekte niçin bu kadar ısrarcı davrandı?
Hüsnü Mübarek kendi başına kararlar alıp hareket eden bir yönetici değil. Mübarek’in arkasında Amerika ve İsrail var. Amerikan yönetimi kamuoyu önünde Mübarek’in artık gitmesi yönünde açıklamalar yapsa da, gizli kapılar altında Mübarek’ten direnmesini istiyor. Çünkü Amerika şu ana kadar Mübarek’e bir alternatif bulamadı.
Baradey Mısır’ı bilmiyor
Baradey’i nasıl görüyorsunuz? Mısırlı muhalif gruplar seçimlere kadar Baradey’in ülkenin başına geçmesini kabul ediyorlar. Baradey sizce iyi bir tercih mi?
Baradey her şeyden önce yıllardır Mısır dışında yaşamış bir kişi. Bundan dolayı Mısır halkını, ülkenin sorunlarını çok iyi bilmiyor. Ayrıca Baradey birileri tarafından Mübarek’e alternatif olarak getirildi.
Kimler tarafından?
Bunu önümüzdeki süreçte daha iyi anlayacağız. Şu an adres göstermek için çok erken.
Arap isyanı Suriye’ye de sıçrar mı?
Hayır, sıçramaz. Suriye’nin durumu diğer Arap ülkelerinden çok farklı... Her şeyden önce Suriye rejimi başından itibaren Filistin davasına destek veriyor ve İsrail’e karşı mücadele eden direniş gruplarını kolluyor. Bu da halkın Suriye yönetimine olan güvenini arttırıyor. Ayrıca Suriye ekonomik olarak da Mısır veya diğer Arap ülkelerine benzemiyor. Halkın ekonomik seviyesi diğer Arap halklarından çok daha iyi…
Suriye İhvan’ı ile Suriye rejimi arasında ciddi problemler var. İhvan, halkı yönetime karşı harekete geçiremez mi?
Suriye İhvan’ı ile Mısır İhvan’ı çok farklı. Öncelikli olarak Suriye İhvan’ı Mısır İhvan’ı gibi güçlü değil. Mısır İhvan’ının lider kadrosu Mısır’da; fakat Suriye İhvan’ının lider kadrosu Suriye dışında. Suriye İhvan’ının insanları sokağa dökebilecek bir halk desteği yok. Ayrıca Suriye halkının büyük bir çoğunluğu da Esad yönetimini destekliyor.
Başbakan Erdoğan’ın Mısırla ilgili yaptığı konuşma ve Hüsnü Mübarek’e yönelik çağrısı Araplar arasında nasıl bir yankı buldu?
Erdoğan, Davos Konferansı ve Mavi Marmara sonrası ortaya koyduğu tavırla İslam dünyasında yıldızı parlayan, örnek bir lider haline geldi. Bundan dolayı Araplar Erdoğan’ın Mısır’da yaşanan olaylarla ilgili nasıl bir tavır koyacağını bekliyorlardı. Erdoğan bölgedeki hiçbir liderin yapamadığını yaptı ve Hüsnü Mübarek’e “artık çekil” dedi. Bu tavır Araplar arasında Erdoğan’a olan sevgi ve saygıyı daha da arttırdı. Arap isyanında üç şey unutulmayacak: Biri kendini yakarak Arap isyanını başlatan Tunuslu Muhammed Buazzi, diğeri El Cezire televizyonu, bir diğeri de Başbakan Erdoğan’ın Mısır devrimine verdiği açık destek.
İsyanın arkasında kim var?
Bazıları Arap isyanının arkasında aslında Batı’nın olduğunu, bütün bu gelişmelerin bir erken doğumla İhvan gibi hareketlerin gelecekte bölgede iktidarı ele geçirmelerini engellemek için düzenlendiğini iddia ediyor. Neler söyleyeceksiniz?
Batı münafıktır ve Batı’dan her şey beklenir. Sözde demokrasiyi, insan haklarını savunurlar; fakat maslahatlarına hizmet ettiği için Mübarek gibi bir diktatöre destek verirler. Fakat Arap isyanının başlamasında Batı’nın herhangi bir etkisi olmadı. Bu isyan kaybedecek hiçbir şeyi kalmayan insanların, Arap halklarının isyanıdır. Ama Batı, özellikle de Amerika Arap isyanını en az zararla atlatabilmek için bundan sonra birçok ayak oyunu çevirecek. Ve bölgeyi asla kendi haline bırakmayacaklar.
Mısır halkı Mübarek’i gönderip yönetimi ele geçirirse, Mısır ile İsrail arasında bir savaş yaşanır mı?
Mübarek devrildikten sonra Gazze’ye yönelik ambargo sona erecek ve Mısır’ın Filistin konusundaki siyaseti yavaş yavaş değişecek. Fakat İsraille savaş şimdilik uzak bir ihtimal. Çünkü her şeyden önce Mısır böyle bir savaşı göze alamaz.
Arap isyanı uzun vadede bölgede ne gibi değişikliklere yol açar?
Öncelikle şunu bilmeliyiz ki Batı’nın bölgeye yönelik politikaları iflas etmiştir.Bundan sonra Amerika ve İsrail’e destek verenyönetimler bölgede meşruiyetlerini kaybedecek.Bu durum, Batılıların Ortadoğu’ya yönelik politikalarını gözden geçirmelerine neden olacak. Arap halkları artık uyanmaya, ayağa kalkmaya başladı. Halkının taleplerine kulak tıkayan yöneticiler bu uyanış ve ayaklanma karşısında yönetimlerini koruyamayacaklar. Sadece Arap yönetimleri değil; bölgedeki siyasi hareketler de iflas etti. Bundan sonra Milliyetçiler, İslamcılar, Komünistler de kendilerini sorgulamak zorunda kalacak. Çünkü sorgulayamayan, bölgedeki değişimi kavrayamayan kaybeder.
Şu an Hüsnü Mübarek’in düşmesine kesin gözüyle bakılıyor. Hüsnü Mübarek’ten sonra size göre koltuğunu kim kaybeder?
Yemen’de, Cezayir’de, Sudan’da her an her şey olabilir. Fakat bana göre Mübarek’ten sonra sıra Ürdün Kralı Abdullah’a geldi. Hüsnü Mübarek’ten sonra bölgede İsrail’le ilişkileri en iyi lider olan Kral Abdullah da düşerse hiç şaşırmayın.
GERÇEK HAYAT