Dava 30 yıl sonra düştü

Dava 30 yıl sonra düştü

16 Mart 1978'de Beyazıt'ta 7 öğrenci Gladio tarafından öldürüldü. Açık delillere rağmen 30 yıldır süren dava dün düştü. İşte pes dedirten olay.

İstanbul Beyazıt'ta 16 Mart 1978'de yedi gencin öldüğü olayla ilgili üç sanıklı davanın zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verildi. İstanbul 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün görülen duruşmaya sanıklar Mustafa Doğan, Latif Akdı ve Özgün Koç ile avukatları katılmazken, mağdur avukatları hazır bulundu.

 
Avukat Hilmi Hanta, Genelkurmay Başkanlığı Özel Harp Dairesi, MİT Müsteşarlığı ve bölge başkanlıkları ve Emniyet Genel Müdürlüğü ile 3'üncü Kolordu Komutanlığı arşivlerinde olayla ilgili delil araştırılması yapılmasını talep etti. Avukat Cem Alptekin de bu davanın 1952 yılına dayanan ve Gladio olarak bilinen örgütlenmeye dayalı olduğunu öne sürdü.
 
Aynı örgütün eylemlerinin 1978'den sonra devam ettiğini ifade eden Alptekin, zamanaşımı yönünden karar verilirken bu hususun dikkate alınmasını istedi. Alptekin, "Zamanaşımı 45 yıl olarak değerlendirilmelidir" dedi. Avukat Ömer Kavili ise 1980 öncesinde öldürülen savcı Doğan Öz'ün örgütlerle ilgili başbakanlığa sunduğu raporun mahkemeye celbini talep etti.

'VİCDANLARI YARALAYAN EYLEM'
Savcı Sait Ömer Arslan, 30 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunun anlaşıldığından davanın ortadan kaldırılması gerektiğini belirtti. Bu mütalaa üzerine Avukat Kemal Aytaç, "Bu toplumun vicdanını yaralayan bir eylemdir. Böyle bir davanın zamanaşımı ile sonuçlanması ve maddi gerçeği ortaya koyan esas hükme varılamaması tüm toplumun vicdanını yaralayacak bir karar olacaktır. Davanın devam etmesi yasalara uygun olacaktır. Aksi bir kararın yargının üzerine ve kararı veren yargıçlar üzerine bir gölge düşüreceğini düşünüyorum" diye konuştu. Mahkeme heyeti, sanıklar hakkında "bomba atıp, silahla tarayarak ve tasarlayarak 7 kişiyi öldürmek" ve "tasarlayarak adam öldürmeye teşebbüs" suçlarından açılan davanın zamanaşımı süresi dolduğundan ortadan kaldırılmasına karar verdi.

İKİNCİ DAVA

16 Mart 1978'de İstanbul Üniversitesi'nden çıkan öğrencilerin üzerine bomba atıldıktan sonra ateş açılmış, olayda Cemil Sönmez, Baki Ekiz, Hatice Özen, Abdullah Şimşek, Murat Kurt, Hamdi Akıl ve Turan Ören hayatını kaybetmişti. Saldırıda 50 kadar öğrenci de yaralanmıştı. İstanbul Sıkıyönetim Mahkemesi'nde açılan davada, Ülkü Ocakları İstanbul Şubesi Başkanı Orhan Çakıroğlu, Kazım Ayaydın, Mehmet Gül, Ahmet Hamdi Paksoy ve Sıddık Polat yargılandı. 30 Mart 1980'de biten davada Sıddık Polat'a 11 yıl hapis cezası verildi, diğer sanıklar beraat etti. Askeri Yargıtay'ın 5 Ekim 1982 tarihli kararından sonra Sıddık Polat da beraat etti. Dava zamanaşımına uğramak üzereyken, Elazığ'da bir kahvehanede öldürülen eski ülkücü Zülküf İsot'un annesi, oğlunun katliamın tetikçilerinden olduğunu ve o tarihte polis memuru olan Mustafa Doğan'ın yönlendirmesiyle hareket ettiğini açıkladı.

YENİ DELİLLER ÇIKMIŞTI
Yeni delillerle, 1995'te İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava ikinci kez açıldı. 1997'de İstanbul Barosu bünyesinde kurulan Susurluk Komisyonu'na gelen bazı belgelerden, dönemin Ülkü Ocakları Başkanı Lokman Kondakçı ile dönemin İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş arasında, katliamın karanlık noktalarını aydınlatacak önemli bir görüşme yapıldığı anlaşıldı. Görüşmenin içeriği ile ilgili başvuruya MİT yanıt vermedi. Genelkurmay'a yazılan yazılara cevap veren yetkilinin ise, daha sonra Ergenekon davasında tutuklanan sanıklardan birinin babası çıkması, avukatların 'davanın Ergenekon'la bağlantılı olduğu' iddialarına dayanak teşkil etti.

Kaynak:Haber Kaynağı