Bayburtlu Analar Üniversite Kürsüsünde

Bayburtlu Analar Üniversite Kürsüsünde

Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Mollamahmutoğlu’nun başlattığı “Sosyal Dayanışma ve Dönüşüm Projesi” kapsamında Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ayşe Mollamahmutoğlu’nun düzenlediği ‘Üniversite Kürsüsünde Bayburtlu Analar’ etkinliği ile üniversite

Bayburt Ticaret ve Sanayi Odası tarafından AB hibe programları kapsamında gerçekleştirilen ve Bayburt Üniversitesi’nin de proje ortağı olarak katıldığı “Proje Üç Nokta Kadın-Eğitim-İstihdam” projesi dahilinde eğitimlerini tamamlayan kursiyerler, Bayburt Üniversitesi’nin kendilerine açtığı kürsüde istek ve şikâyetlerini dile getirme fırsatı buldu.
Gazeteci-Yazar Ayşe Böhürler’in de konuk olarak katıldığı “Üniversite Kürsüsünde Bayburtlu Analar” programı yoğun ilgi gördü. Çoğu ilk kez bir üniversite kampüsüne giren Bayburtlu ev hanımları, kendileri için hazırlanan kürsüde üretime yönelik projelerini dile getirerek Üst düzey yetkililerden ve özellikle Bayburtlu İşadamlarının kendilerine destek vermelerini istedi.
“Bayburt Üniversitesi Sosyal Dayanışma ve Dönüşüm Projesi” kapsamında gerçekleştirilen programı düzenleyip organizasyonunu yapan Bayburt Üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Ayşe Mollamahmutoğlu “Üniversitemizin başlattığı projeye çok büyük önem verdik ve bunun için de mahallelere, ibadethanelere, kahvehanelere, alışveriş merkezlerine ulaşabildiğimiz her noktaya gittik. Bayburt’a geldiğimden bu yana en büyük hayalim, Bayburtlu kadınları şehrin tüm dinamikleri ile koordineli bir şekilde çalışarak ortak bir platformda toplamaktı. Bu hayalimizi de çeşitli vesilelerle bir araya geldiğimiz Bayburtlu kadınları, bugün burada toplayarak gerçekleştirdiğimize inanıyorum.” dedi.
“Siz zorlamazsanız kimse size altın tepside hizmet getirmez”
Bayburtlu kadınların ‘erkek egemen’ bir toplumda yaşadıkları için dertlerini, sıkıntılarını içlerine attığını ve kimsenin onlara ‘derdin nedir, bir fikrin bir isteğin var mı?’ diye sormadığını ifade eden Mollamahmutoğlu, her alanda gelişim olmadan değişim olmayacağını, Bayburtlu kadınların da bunu bildiklerini söyledi. Basmakalıp düşüncelerden, önyargılardan, küçük yerlerin sorunu olan ‘Kim ne der?’ gibi kaygılardan kurtulmadan değişimin olmayacağını Bayburtlu kadınların kendi kendilerine yaptıkları öz eleştiride ortaya koyduklarını belirten Ayşe Mollamahmutoğlu sözlerini şöyle tamamladı;
“Bir araya geldiğimiz kadınlar ‘erkekler getirir hanımlar yer’ yaygın görüşünden kurtulmak, kendilerine biçilen kalıplardan sıyrılmak istiyorlar. Evin geçiminde eşlerine yardımcı olmak, statü kazanmak ve bunun için de iş ve istihdam bekliyorlar. Fakat bütün bu gelişmeleri devletten bekliyorlar. Siz devleti hizmet yapmaya zorlamadığınız müddetçe devlet size kamu hizmetlerini altın tepside sunmaz. Buralarda görev yapan memurların da bu anlamda çok özverili bir şekilde çalışması gerekir. Memurluk, “devletin bağlayacağı bir maaş ve vereceği bir masa” anlamına gelmez. Kurumun en üstünden astına kadar herkesin kendi şehrinin yaşanabilir, gelişmişlik düzeyi için ne gerekiyorsa onun gereklerini bilecek ve bu yönde projeler ve yaptırımlar geliştirecekler, kısaca devletin bürokratik en üst noktalarını buralara bu hizmetleri getirmeleri için kapılarını aşındıracak, zorlayacaklar.
Ayrıca gelişmiş ülkelerde devlet artık istihdam konusunda yatırım yapmıyor, yönlendirici ve düzenleyici bir rol üstleniyor. Yani organizatörlük yapıyor. Bu anlamda sivil toplum örgütlerinin özellikle kadın eğitimi ve istihdamına yönelik çalışmaları da daha anlamlı hale geliyor. Bunun için, Bayburtlu kadınların da söyleyecekleri sözleri olduğunu bilerek üniversitemizin kürsüsünü onlara açtık. Umuyorum ki buradan verecekleri mesajlar gerekli yerlere ulaşacak ve onları Bayburtlu kadınların seslerine cevap vermeye mecbur bırakacaktır.
Biz sizin üniversiteniz olarak, artık bu işin sözden eyleme dönüşmesi için siz kadınlarımıza ve genç kuşak çocuklarımıza yönelik hem istihdam yaratacak hem de sosyal kaynaşmayı sağlayacak projeleri çoktan başlattık, inşallah hayırlısı ile elbirliğiyle sonuçlandırırız.” dedi
Prof. Dr Altan: Evrensel üniversite olmak için önce yerelden başladık
Bayburt Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şemsi Burhanettin Altan da Bayburt Üniversitesi’nin evrensel bir üniversite olma hedefiyle yola çıktığını belirterek,  “Bunun için önce yerelden başlanılması ve gerekli değişimin dönüşümün yerelde gerçekleştirilmesi gerektiğini düşündük. Bu amaçla hayat koşullarının ve ekonomik şartların düzeltilmesi gerektiğine yürekten inanıyorum. Onun için bu programı ve Bayburtlu kadınları değişime yönelik çabalarını takdirle karşılıyorum.” dedi.
Öğrenciler Bayburt’lu hanımları Anneleri olarak görüyorlar.
Konuşma yapan Bayburt Üniversitesi öğrencileri de Bayburt Hanımlarını Anneleri olarak gördüklerini ve onlarında kendilerini çocukları olarak sahiplenmelerini istediler. Ayrıca Bayburtlu hanımların sorun ve sıkıntılarını çözebilmek ve bu konuda onlara destek olabilmek için ellerinden geleni yapacaklarını ve bu yönde gönüllü olarak bir çok proje başlattıklarını dile getirdiler.
Bayburtlu akademisyenler kendi annelerine seslendiler
Proje üç noktada eğitimci olarak bir Bayburtlu olarak yer alan üniversite öğretim elemanı Hülya Kodan bu projede yer almak mutluluk duyduğunu ve kendi hemşerilerinin sorunlarını çözmek için üniversite ekibi olarak her şeyi yapmaya hazır olduklarını belirti.
Diğer taraftan yine Bayburt üniversitesi genç öğretim üyelerinden Yar. Doç Dr. Abdülkadir Develi bir Bayburt’lu olarak toplum kadınlarının böylesi güzel oluşumlar içinde gördüğü için çok gururlandığını dile getirdi. Onların ve tüm Bayburt halkının gelişmek ve istihdam imkânlarının artırılması için verdikleri çabanın karşılıksız kalmaması için, Bayburt üniversitesi olarak Birçok Bayburt’lu üst düzey bürokrata, iş adamlarına ve önde gelen isimlere ulaşıldığını hatta birçoğunu bizzat kendilerinin İstanbul ve Ankara gibi Büyükşehirlerde ziyaret ettiklerini ve çok güzel karşılandıklarını belirtti. Bu isimlerin Üniversite aracılığı ile Bayburt’a yatırımlar yapılması için söz aldıklarını ve bu sözün bu günkü hanımların toplantısında da ne kadar önem kazandığını dile getirdi.
Toplumdaki değişimin öncüleri kadınlardır”
Çalışmaları dolayısıyla Anadolu’nun birçok yerine gittiğini fakat Bayburt’a ilk kez geldiğini ifade eden Ayşe Böhürler, Bayburtlu kadınların çalışkan olduklarını bildiğini ve bu sebepten Bayburtlu kadınlara sempatisi olduğunu söyledi. Toplumdaki değişimlerin hep kadınlar tarafından tetiklendiğini, günümüzde de çeşitli İslam ülkelerinde çağ dışı kalmış fakat uygulama alanında dini inançla birleştirilmiş gelenek-göreneklere karşı kadınların büyük mücadele verdiğini belirten Böhürler, “Şanlıurfa Harran’da bir kadınla tanıştım. Maddi durumları yeterli olmadığından evin geçimine yardımcı olmak için devlet hastanesinde temizlikçi olarak işe başlamış. Harran’ın çalışan ilk kadını işe girdiği için önce kayınpederinden, sonra da çevresindeki kadınlara kötü örnek olduğundan komşusundan dayak yemiş. Ama yılmamış ve şu anda Harranlı kadınlar işe girmek için bu kadının rehberliğine başvuruyorlar. Yani bir öncü kadın ya da öncü fikri mutlaka diğer kadınları da peşinden getiriyor.” dedi.
“Ertuğrul Gazi’nin annesi diretmese belki Anadolu’da olmayacaktık”
Türkiye ve çeşitli İslam ülkelerindeki kadınların yerleşik kalıplar ve uygulamalara karşı giriştiği mücadeleler ve girişimcilik hikâyeleriyle ilgili bilgiler veren Böhürler konuşmasını şöyle tamamladı, “Kadınlar da üretime katılarak topluma, değişime, kalkınmaya, çocuklarının eğitimine katkı sağlamalı. Bunun için de özellikle üniversiteler ve sivil toplum örgütlerinin yaptıkları çalışmalar çok önemli. Belki biraz gelenekleri kırmalı, biraz sokağa çıkmalıyız. Dünyanın her yerinde kadınları baskılayan gelenekler var ancak bunlara teslim olmak yerine mücadele etmeliyiz. Osmanlı’nın son döneminde kadın hareketleri olmasaydı 1860’lı yıllarda belki de kız okulları açılmayacaktı. Halide Edip, Sultanahmet’te konuşmasaydı kadınlarımız belki de toplumda bu kadar aktif olmayacaktı. Nezihe Muhittin ‘Kadınlar Fırkası’nı kurmasaydı seçme ve seçilme hakkını bu kadar kısa sürede kazanamayacaktık ve birçok ülkeden daha geri durumda olacaktık. Ertuğrul Gazi’nin annesi Anadolu’da kalmak için ısrar etmese belki de bu topraklarda olmayacaktık. Her zaman kadın öncülere ihtiyaç var ve bu yüzden Bayburtlu kadınları hayatın içine katılmaya, dünya ile bütünleşmeye yeni fırsatlar ortaya çıkartmaya imkân sağlayan böyle bir projede görmekten büyük mutluluk duydum”
Bayburtlu kadınlardan çarpıcı projeler
Daha sonra kürsüye gelen Bayburtlu kadınlar istek ve projelerini dile getirdi. AB destekli proje sayesinde işe girdiğini ifade eden Zeynep Çelik, mahalle toplantılarında tanıştığı Yrd. Doç. Dr. Ayşe Mollamahmutoğlu’nun Bayburtlu bir ev hanımına kendi yetiştirdiği tavukların yumurtalarını satabileceği fikrini verdiğini ve o kadının şimdi yumurta satarak evinin geçimine önemli katkı sağladığını belirtti. Bir komşusunun kocasının, Rektör Prof. Dr. Murat Mollamahmutoğlu’nun mahalle odası ziyaretinden etkilendiğini ve eşine çiçek getirdiğini söyleyen Çelik, Bayburt Üniversitesi sayesinde çok güzel değişimlerin yaşandığını ifade etti. Bayburt’ta memurlara yönelik bir temizlik şirketi açmayı düşündüğünü belirten Çelik bu projesi için destek istedi. Evli ve dört çocuk annesi Meryem Uluca da üç projesi olduğunu söyledi. İlk projesinin, 6 arkadaşıyla birlikte sipariş üzerine yemek yapmak olduğunu açıklayan Uluca ikinci projesinin de öğretmen ve yüksekokul mezunu arkadaşlarıyla birlikte okuldan gelen öğrencilere evlerde etüt yaptırmak olduğunu söyledi. Uluca son projesini de özel durumlu çocuklarla üniversite öğrencilerini bir araya getirmek olduğunu, böylece öğrencilerin aile sıcaklığı ortamında harçlık kazanacağını özel durumlu çocukların da aile dışında kişilerle diyaloga girerek daha sağlıklı bir gelişim sağlayabileceğini ifade ederek her üç projesi için destek istedi.
“Ehramı dünyaya tanıtalım”
Ehram giyerek kürsüye gelen bir bayan da, ehramın Bayburtlu kadınların yerel kıyafeti olduğunu, son zamanlarda sadece bir örtü olarak değil kravattan çantaya hatta filmlerde dekor olarak kullanılmaya başlandığını belirterek Bayburtlu işadamlarından ehramın sadece Türkiye’ye değil tüm dünyaya tanıtılmasına destek vermelerini istedi. Burada verilmek istenen asıl mesaj ise bu yörelerde çalışmayı ve sosyal ortamlarda bulunmayı çok arzu edip de kültür ve gelenek baskısı nedeniyle fotoğraf karelerine dahi girmek istemeyen ehramlı bir çok kadının sesi olmak ve bu şekilde olan ve hep gizlenen bir çoğunluğun görmemezlikten gelinemeyeceği anlatılmak istenmiştir.
Toplantı esnasında eğitime katılan tüm kadınlar, kendi aralarına ve küçücük dünyalarına katılarak dertlerine ortak olup, istek ve önerilerini dinleyen ve buradan hayırlı işler ve projeler çıkarmaya yardımcı olan üniversitelerine ve Yrd. Doç. Dr. Ayşe Mollamahmutoğlu hocalarına çok teşekkür ettiler ve bu desteğin sürekli olmasını istediler
“Üniversite Kürsüsünde Bayburtlu Analar” programının sonuç bildirgesini okumak üzere kürsüye gelen Yrd. Doç. Dr. Ayşe Mollamahmutoğlu, Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasında Anadolu kadınının çok emeği olduğunu, dolayısıyla yerel kıyafetleriyle kendilerini ifade etmeleri için böyle bir organizasyon gerçekleştirdiklerini belirterek, artık Bayburtlu kadınların istedikleri projelerin üzerinde çalışılacağını vurguladı.
Toplantıda BATSO Başkanı İbrahim Yumak,  BATSO Genel Sekreter Yardımcısı Önder Karaoğlu Bayburt için gerçekleştirdikleri ve uygulamaya soktukları pek çok AB ve Sodes projeleri hakkında bilgi verdiler, yine bu toplantının çıkış noktası olan AB projesi olan “Proje üç nokta (kadın,eğitim, istihdam)” aşamaları anlatıldı.
Gazeteci-Yazar Ayşe Böhürler, BATSO Başkanı İbrahim Yumak,  BATSO Genel Sekreter Yardımcısı Önder Karaoğlu, Bayburt Belediye Başkanı Hacı Ali Polat’ın eşi Kerime Polat, Bayburt Polis Meslek Yüksekokulu Müdürü Abdullah Şahin’in eşi Emine Şahin, Bayburtlu Kadınlarla Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Leyla Karabulut ile akademisyenler, öğrenciler ve Bayburtlu kadınların katıldığı “Üniversite Kürsüsünde Bayburtlu Analar” programında mahalle odalarında verilen eğitimler ile Sosyal dayanışma ve Dönüşüm Projesi içerikli slayt gösterileri de yer aldı. Program Bayburt Üniversitesi Müzik Eğitmeni Mecit Akyüz ve üniversite öğrencilerinden oluşan ekibin mini konserinin ardından düzenlenen kokteyl ile sona erdi.

 


 

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.