Basın özgürlüğü diye yürüyenler ikiyüzlü
Taraf yazarı Alper Görmüş, "Basın özgürlüğü ayaklar altına alınıyor diyerek Ergenekon'la ilgili baskınları bu çerçevede ele almanın ikiyüzlülük olduğunu düşünüyorum" diyor
Nokta Dergisi'nin eski genel yayın yönetmeni ve Taraf yazarı Alper Görmüş, medya analizlerini 'Büyük Medyada Ergenekon Haberciliği' isimli iki ciltlik kitapta topladı. Ergenekon davası sürecinde medyanın tutumuna odaklanan yazılarda Görmüş, Ergenekonculuğun zihni temellerinin oluşumuna katkı sunan büyük medyanın rolünü işaretliyor.
Görmüş, "Bu kitap bir zihniyetin ele alınmasıdır. Gayretim, o zihniyeti fâş etmek üzeredir." diyor. Darbe günlüklerini ortaya çıkaran gazeteci Alper Görmüş ile Ergenekon sürecinde medyayı Zaman'a anlattı.
-Darbe günlüklerini yayımlamanızdan iki hafta sonra Nokta'ya baskın düzenlenmişti. Geçen ay ise üç polisin "Radikal baskını" haftalarca konuşuldu. Nokta'ya baskın günlerini hatırladınız mı?
Evet ama bu karşılaştırmayı başkası yapsın diye ben yapmadım. Askeri mahkeme kararıyla elliye yakın polis Nokta'ya baskın düzenlemişti. Polis burada aracıydı. Radikal'le ilgili o yayınları yapan insanların Nokta dergisiyle ilgili tek bir kınama sözcüğü kullanmamalarını hatırladım. Ortalığı birbirine katan yazarların tamamı, -Hürriyet Gazetesi'nin bütün yazarlarına bakılabilir- tek bir kınama cümlesi kullanmadı. Çok az insan destek oldu. Onun yerine Hürriyet'in sitesinde Nokta baskınına sevinen "oh oldu" diyen insanların yorumlarının yayınlanmasına müsaade ettiler. Nokta baskını ile Radikal baskınını kıyaslayınca farkı görmek mümkün. Çok sonraları duydum. Nokta'nın patronu o kıyaslamayı bir arkadaşımıza yapmış. "Radikal baskınına gösterilen tepkinin onda biri Nokta baskınına gösterilseydi ben dergiyi kapatmazdım." demiş. Verilen tepkilere baktığımda olağanüstü bir çifte standart görüyorum. İnsan olarak da gazeteci olarak kırıcı bir şey.
Bu çifte standart neden kaynaklanıyor?
Basın özgürlüğünü savunan çıkışları, özgürlük havariliğini samimi bulmuyorum. "Ergenekon davası bizim de davamızdır ama" diyen kesimleri de samimi bulmuyorum. Basın özgürlüğü ayaklar altına alınıyor diyerek Ergenekon'la ilgili baskınları bu çerçevede ele almanın ikiyüzlülük olduğunu düşünüyorum. Hakikaten basın özgürlüğünü samimi olarak savundukları için bu çıkışlar yapılmış olsaydı Nokta'nın baskınında müthiş bir tepki göstermeleri gerekirdi. Aynı çevreler hiç tepki göstermemişlerdi. Bir de Nokta baskınıyla Radikal baskını arasında şöyle bir fark da var. Radikal'i polis bastı. Medyamız için önemli bir fark bu. Nokta görünürde polislerce basıldı ama askeri mahkeme kararı vardı. Bizim medya askerin anti demokratik uygulamalarını küçültür, polisin anti demokratik uygulamalarını büyültür. Nokta'ya yapılan baskın orduyla bağlantılı olduğu için sessizce geçiştirildi. Buna eminim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.