'Ayvayı da tokadı da yedik'

'Ayvayı da tokadı da yedik'

Bursaspor'un başarılı teknik adamı Ertuğrul Sağlam kendisi ve hayatıyla ilgili bilinmeyen pek çok şeyi BUGÜN'e anlattı.

Bursaspor'un başarılı teknik adamı Ertuğrul Sağlam kendisi ve hayatıyla ilgili bilinmeyen pek çok şeyi BUGÜN'e anlattı.

MİLYONLARI REDDETİM KALPLERİ FETHETTİM!..

"Kimisinin önceliği para, kimisinin şampiyonluktur. Ben Beşiktaş'ı bırakırken önceliğim haysiyetimdi. Milyon euroları elimin tersiyle ittim ama milletimizin saygısını kazandım"

Bursaspor tarihinde Türkiye'ye ün salmış yeşil-beyazlı taraftarların özel beste yaptığı iki teknik direktörden birisi o.. Diğeri de Nejat Biyediç. Ne var ki Biyediç, Bursa tarihine geçmiş, bu kulüpte yıllarını geçirmiş birisi.. Ertuğrul Sağlam ise daha 'taze anıların' ismi.. Hele bir de, Bursa taraftarının şu sıralar hiç geçinemediği Beşiktaş orjinli olması nedeniyle, gösterilen müthiş sevgi daha da anlam kazanıyor. Sağlam'ın iç dünyasını da size daha yakından tanıma fırsatı verecek olan röportajımıza başlıyoruz..  

BEŞİKTAŞ'A KIRGIN MISINIZ?

Değilim.. Ama hiçbir insan durup dururken istifa etmez. (O dönem, Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören'in Lucescu ile görüşmesini gerekçe göstererek, bunu etik bulmadığını söyleyip istifa etmişti) Tamam bir Metalist yenilgisi şanssızlığı yaşadım. Ama bıraktığımız hafta takım ligde lider oldu! Temelini kurduğumuz takım sezon sonu şampiyon oldu. Kimi insanların hayattaki önceliği para, kimisinin kupadır. Bizim kisi onurumuz ve haysiyetimizdir. Bunları koruma adına hayatımızda sahip olduğumuz her şeyi feda ederiz. Bunlar, bir antrenörün gelebileceği en yüksek nokta bile olsa milyon euroları elimizin tersiyle iteriz. Yaptık, yine gözümüzü kırpmadan aynısını yaparız! Sayın Demirören görevde kalmamızı istemişti ama artık bir şeyler kopmuştu. Kırgınlık yok, futbol bu! Belki o gün öyle davranmasaydık, bugün milletimizin bize sunduğu saygıya sevgiye zarar vermiş olurduk. Sonra İnönü'ye çıktım ben, 30 bin kişi elleri patlarcasına alkışladı. Oradaki saygınlığı 20 milyon euroya satın alamazsınız!

ENKAZ EDEBİYATI YAPTIRMADIM

ŞAMPİYONLUKTA PAYINIZ VAR MIYDI?

Onun değerlendirmesini bu işten anlayanlar yapıyor zaten. Ama ben şu konuda çok rahatım. Hangi takımdan ayrıldıysam, lerimize gelen hoca teşekür etmiştir. Kimse gelip enkaz edebiyatı yapmadı. Gittiğimiz yeri sahipleniyoruz çünkü. Yarınlar için yatırım yapıyoruz. Çalıştığımız hiçbir kulüpte futbolcuyla güven bunalımı yaşamadık. Çünkü hepsine netimdir. Yaparsan kalırsın, yapamazsan başkası gelir yapar, deriz. Futbolcuma ilk sözüm, dürüstlük ve emeğe saygı üzerinedir.

HİÇ YUHALANDINIZ MI?

Gerçek anlamda bunu hiç hissetmedim. Adamın takımına 3 tane atmışsınız, sizi tabi ki tepkiyle yollar. Ancak kişisel olarak bunu hiç görmedim açıkcası.

CİKLETLERDEN TANIDIK!

FUTBOLCULUĞUNUZDA ÖRNEK ALDIĞINIZ İSİMLER HANGİLERİYDİ?

"Bizim çocukluk dönemimizde da futbol  popüler bir spordu ancak iletişim bu denli güçlü değildi. Dolayısıyla futbolcuları gazoz kapaklarından, cikletlerden çıkan kağıtlardan tanırdık! Her an televizyon izleyip futbolcuları görme, tanıma imkanı bulamıyorduk. Yine de bazıları oldu. Belki de yapı itibariyle bize benzedikleri için Beşiktaş'ta Zekeriya, Fenerbahçe'de Cemil Turan, Trabzonspor'da Ali Kemal gibi futbolculara sempati duydum.

FİLMİ GEÇMİŞE SARIYORUM!

TEKNİK DİREKTÖRLERDEN KENDİNİZE MODEL ALDIĞINIZ İSİMLER VAR MI?

Ben bu işte kendimi çok şanslı sayıyorum. Çünkü kendisini ispat etmiş ve dünyaca tanınan ünlü birçok teknik adamla çalıştım. Fatih Terim, Daum, Rasim Kara, Toshack, Scala, Feldkamp, Briegel, Multescu, Erdoğan Arıca, Özkan Sümer.. Baktığınız zaman bunlar çok önemli insanlar. İyi taraflarını aldık. Tabi kötü taraflarını da uygulamamaya çalışıyoruz. İyiyi, kötüyü kendimce şöyle elde ettim; empati yapıyorum sürekli. Filmi geçmişe sarıyorum.. Futbolcuyken ne hoşuma giderdi, ne gitmezdi diye.. Ancak ben iyi bir profesyoneldim. Bu nedenle, iyiyi, kötüyü doğru ayırt edebildiğime inanıyorum. Çalışmayı, disiplini severdim. Dolayısıyla, şimdi bir futbolcu bunu istemese bile, 'empati yapıyorum, futbolcu bunu sevmez' deyip yapmamazlık yapmam.

AİLEDEN ÜNİVERSİTELİYİM

EĞİTİMLİ BİR AİLEDEN GELİYORSUNUZ. OKUL VE FUTBOL NASIL YÜRÜDÜ?

Babam üniversite mezunu. Abim memur, bir diğer abim elektronik mühendisi. Aile böyle olunca, gelenek devam etsin istedim. Fakat futbolla bir arada hiç kolay olmadı. Zaman zaman üniversiteye ara verdim. Fenerbahçe'de genç takım, paf takım, genç milli takım derken, bir tercih yapmam gerekti. O sıralar Yıldız Teknik Üniversitesi Metalurji (Maden-Metal) Bölümü'nü kazandım. Çok çalışma ve ağır dersler gerektiren bir bölümdü. Devamlılık da istediler. Ayrıldım.. Ama Samsun'da 20'li yaşlarda belki kendi işimize de uygun olmasıyla Spor Akademesi'ne girip bitirdim. Aynı zamanda bu, antrenörlük hayatımız için o günlerden atılmış bir temel oldu. Masterımı da tamamladım. Futbol oynadığım dönemde 7 yılımı, futboldan sonraki hayatım için harcadım. Hakikaten baktığınız zaman zor dönemler geçirmişiz. Bugünlere hiç kolay gelmedim. 20 yaşında her sabah okula gider, oradan idmana gelirdim. Fedakarlık şart yani. Ama sonuç olarak baktığımızda, bir şeyler vermeden, alamıyorsunuz.  O zaman verdik, şimdi almaya çalışıyoruz.

BU SEVGİ, GEÇMİŞİN YANSIMASI

BURSA'DA SİZE ÖZEL TEZAHÜRAT YAPILMASININ NEDENİ NEYDİ?

Aslında şu bir gerçek ki, ülkemizde 'sonuç kültürü' var. Yani skorları istenilen gibi alıyorsanız, beğeniliyorsunuz. Ama Bursa taraftarlarıyla bizim aramızdaki bağ, çok farklhı oldu. Daha ilk imzada başladı. O günkü imza töreni muazzamdı. Düşünsenize, üstelik siz Beşiktaş orjinlisiniz. 6 sene futbol oynamış, 2 sene antrenörlük yapmışsınız orada. Kulüplerin arasındaki gerelim de ortada! O günkü destek, bugünkü başarılı durumun da alt yapısı oldu. Bursa'daki sevgi, geçmişte kamuoyuna verdiğimiz mesajların, halkın gözünde saygınlık olarak bize yansıması olsa gerek. Bursaspor olarak daha fazla sorumluluk alıp, bu takımı özlenen hedeflere taşıyacağız. Önümüzdeki sene Avrupa kupalarında oynayan bir Bursaspor düşünüyorum.

KAZANIRSAK "OH BE!" DEYİP OKULA GİDİYOR

FUTBOL SADECE SAHADA OYNANAN BİR OYUN MU?

Değil!.. Toplumumuza baktığımız zaman, bu özellikle Bursa'da çok fazla yaşanıyor ki, futbol hayatın ta kendisi olmuş. Kaybeden işe, okula gitmiyor. Kazanan formayla gidiyor! Benim oğlum bile kaybettiğimizde "Baba okula gitmek istemiyorum" diyor. Kazandığımıda formasını giyip kapıdan çıkarken "Oh be! Bugün arkadaşlarımı ben kızdıracağım diyor! Bakıyorsunuz, adam işsiz ama takımı kazanınca her şeyi unutuyor. Gençler, futbolcuları saç stiline kadar taklit ediyor. Demek ki bu işin toplumsal boyutu çok büyük.

PEKİ FUTBOLU YÖNETENLER BU KONUDA HASSAS MI?

Türkiye'de bu konuda sorumlu davranılmıyor. Kazanan kendini kral gibi görüyor. Kaybeden ortada. Futbolun, içinde kaybetmenin de olduğu bir spor olduğunu kimse kabul etmiyor.

FUTBOLU EKONOMİ Mİ YÖNLENDİRİYOR?

Evet.. Rakamlar büyünce futbolun içinden rant sağlayan kesimler çıkıyor. Marketing, medya, turizm, tekstil hatta şimdi de iletişim.. Süper Lig'de takımı olan bir ilimiz futbol turizmiyle ekonomisini geliştiriyor.

FUTBOLU TAM OLARAK KEŞFETTİK DİYEBİLİR MİYİZ?

Diyemeyiz.. Demek de yanlış olur zaten.. Hiçbir zaman futbolun getirisinin sonu gelmez. Her geçen gün yeni pazarlarlar, ilgi alanları çıkıyor. Bir defa bu işin sonu yok. O yüzden futbolu yönetenler olayı koordine değerlendirip, futbolun gücünden sonuna kadar faydalanmalı.

İNSANLIĞINDAN ŞÜPHE EDERİM!

"SOKAKTA AÇ BİR ÇOCUK GÖRSEM AĞLARIM" DEDİNİZ Mİ?

Dedim.. Zaten o halde bir çocuğu görüp de ağlamayanın insanlığından şüphe ederim. Duygusal bir insanım. İnsancılımdır. Yardım etmeyi severim. Ama duygularımı kontrol etmeyi biliyorum. Allah'a şükür, duygularımız hassas olduğu için kendi vicdani sorumluluğumuzu yerine getirmenin de huzurunu yaşıyoruz. Tabi daha fazlasını yapabilir miyiz? İnşallah da yaparız..  

BABAM SAĞOLSUN!

NASIL BİR ÇOCUKLUK YAŞADINIZ?

Üç erkek kardeştik, üçümüz de futbol oynardık. Eve girmek bilmezdik. Annemizden, babamızdan Allah razı olsun. Bize bir bir terbiye verdiler. Tabi dedim ya, futbol kanımızı kaynatırdı. Yağmur, çamur dinlemedn sokakta futbol oynardık. Düşünün işte bizi o halde evde bekleyen annemizi.. Zonguldak  Ereğli'de yaşadık tüm bunları. Babam Ereğli Demir Çelik Fabrikası'nda çalışıyordu. Sağolsun babam çok çalışıp her türlü imkanımızı sağladı. Lise sona kadar oradaydık. Aslen Gümüşhane Ziganalı'yım.

AYVAYI DA TOKADI DA YEDİM!

HİÇ ÇOCUKLUK YALANINIZ OLDU MU?

Bir kere yalan söyledim. Onda da babamın ilk ve tek tokadını yedim! Evimizin üstünde bir meyva bahçesi vardı. İçinde de güzel bir ayva ağacı.. İki tane kopardım. Ama öyle böyle değil, tabiri caizse kafam kadar ve mis gibi! Eve getirdim. Annem sordu, "Nereden aldın?" diye. Bahçenin sahibi verdi, dedim. Meğerse adam evimizi biliyormuş. Arkamızdan gelip şikayet etti. Sonra ayvayı da tokadı da yedik yani..

ÜLKEYİ YÖNETİYOR OLSAYDINIZ..

Ülkeyi yönetenler zaten ellerinden geleni yapıyor. Ülke yönetmek ayrı meziyetler ve sorumluluk ister. Çok kutsal bir görev. Şu anda ülkeyi yönetenlerin de gecesini gündüzlerine katarak memleketin mutluluğu için çalıştıklarını çok iyi biliyorum. Onlardan daha iyisini yapamazdık diye düşünüyorum.

FUTBOLU YÖNETİYOR OLSAYDINIZ..

Kesinlikle kulüplerin bütçelerini denetlerdim. Hele bu yayın ihalesinden sonra iki kere denetlerdim! Borcu olan kulüplerin, borçlarını, yayın ihalesinden gelen paradan belirli ölçülerde kesip, daha güçlü ekonomiye sahip kulüpler oluştururdum. Bir de kulüpleri yönetenlerin, yaptıkları borçlandırmalardan sorumlu olmalarını sağlardım. 50 milyon dolar borç yapıp, istifa edip, "Bir hata yaptık" deyip gitmelerini engellerdim. Alt yapıya çok önem verirdim. Yapmayanın tesisini yapar, alacağından düşerdim. Transferleri gözlem altına alırdım. Ekonomiyi düzelttiğiniz vakit gerisi gelir çünkü.

YABANCI SINIRLAMASI KALKSIN MI?

Kesinlikle hayır.. Buna tamamen karşı çıkarım. Yabancının artması, yerliye çok para vermemeleri, yabancıyı daha ucuza almaları nedeniyle ekonomik olarak iyi görünebilir. Ama işin milli takım tarafı var. Ülke gençilğinin durumu var. Bu serbestlik, Türk Milli Takımı'nın temelini çürütmek gibi bir şey olur.

 "KEŞKE" DEDİĞİNİZ FUTBOLCULAR VAR MI?

Bir antrenör aslında bu soruyu çok farklı futbolcuların isimlerini vererek cevaplayabilir. Ama biz gerçeklerimizle yaşıyoruz. Hayam peşinde koşmamak lazım. Beğendiğim oyuncular ise, Arda mesela.. Şimdi formda olmasa da Beşiktaş'ta Serdar Özkan, Fenerbahçe'de Gökhan Ünal.. Bizim takımda da çok beğendiğim oyuncularım var.

SERCAN 20 MİLYON DOLAR EDER Mİ?

Eder.. (Rıdvan Dilmen Bursa'daki bir konuşmasında "Sercan'ı bu sene 10 milyon dolara almadılar. Yayın ihalesi sonrası seneye 20 milyon dolara ancak alacaklar" demişti) Sercan da biliyor ki aslında kapasitesi, bugünkünün iki katı. Zaten şu anda kafasını transferden uzaklaştırdı. İkinci yarıya da iyi başladı. Umarım Avruya'da transfer olur. Zaten o da biliyor ki, daha yeni futbolcu oldu! Futbolu yeni öğreniyor. Sindire sindire gidiyor. Rıdvan hocanın dediği gibi 20 milyon dolar eder. 

 

EN ÇOK HANGİ ŞARKIYI MIRILDANIRSINIZ?

Kubat'ı çok severim. Şu sıralar da dilimde hep 'Yar demedim..' türküsü var.

İZLEDİĞİNİZ DİZİLER VAR MI?

Bir ara Aşk-ı Memnu'yu izlerdik. Sonradan takip edemedik. Hanımın Çiftliğini de takip ederiz. (Yardımcısı Öztürk hocaya soruyor burada, 'Başka hangi dizi vardı hocam?') Evet bir de Kasaba'yı ilgiyle takip ediyoruz.

 

TEK KELİMEDE HİSLERİ..

SAMSUN: "Memleket

BURSA: "Yeni hayat"

BEŞİKTAŞ: "Güzel geçmiş"

PARA: "Araç"

AŞK: "İlknur"

 MİLLİ TAKIM: "Hedef"

ARDA: "Yetenek"

SERCAN: "Evlat"

TOSHACK: "Stoper"

TERİM: "Baba"

TEKSAS: "Motivasyon"

RÖPORTAJ: Ahmet KONANÇ

 

Etiketler :