AYDIN DOĞAN'IN BU TELAŞI NİYE?
Sabah Yazarı Emre Aköz, 28 Şubat darbesinin soruşturulmaya başlanmasından sonra Aydın Doğan'ın son günlerdeki telaşını analiz etti.
Türkiye darbelerle, karanlık geçmişi ile yüzleşemeye devam ediyor. 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan referandum bu anlamda bir milat oldu.
Önce 12 Eylül 1980 askeri darbesi hakkında dava açıldı. Şimdi de 28 Şubat soruşturması tüm hızıyla devam ediyor.
Süreç ilerlerken, o dönemin özellikle medyadaki aktörleri de "ben yapmadım o yaptı" telaşı içinde, o dönemin mağdurları olan bugünün iktidar sahiplerine televizyon televizyon dolaşıp mesaj veriyorlar.
Sabah Yazarı Emre Aköz, bugünkü yazısında, 28 Şubat döneminde "bir bakanın tehdit ve şantajla istifa ettirildi" iddiası ve 28 Şubat'ın yargı tarafından soruşturulmaya başlanması sonrası Aydın Doğan'ın telaşını kaleme aldı.
Aköz, Doğan'ın, son günlerdeki açıklamlarıyla ilgili çarpıcı bir tespitte bulundu: "Adamlarımı önüne atsam, bana ulaşmadan durdurabilir miyim?"
İşte Emre Aköz'ün bugünkü yazısından ilgili bölüm;
Görünen o ki 28 Şubat (1997) darbesinin soruşturması ilerledikçe... O dönemde bilhassa Hürriyet ve Sabah'ın başında olanların (patronlar ve profesyonel yöneticiler) tedirginliği daha da artacak.
Çünkü... Evet, bazen askerin tehdidiyle... Ama çoğu kez hevesle, iştahla, zevkle darbecilere arka çıktılar.
Ben Aydın Doğan'ın ekranlara bağlanarak onu bunu suçlamasını, gerilimin dışavurumu olarak okuyorum.
Bir arkadaşımın benzetmesiyle, Soruşturma Dozeri uzaktan göründü. Gümbür gümbür geliyor. "Adamlarımı önüne atsam, bana ulaşmadan durdurabilir miyim" telaşı bu...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.