İsveç’te araştırmacı yazar ve psikolog olarak görev yapan Alf. B. Svensson Aftonbladet gazetesine yaptığı açıklamada, anne-babanın karşılık beklemeden çocuğa sürekli bir şeyler vermesinin, çocuğun gelecek hayatıyla ilgili ciddi problemler yaşamasına sebep olabileceğini vurguluyor.

Ahmet Yaman/STOCKHOLM 

"Çocuğum için her şey feda olsun!" diyerek onu kral ve kraliçeler gibi yetiştiren anne-babalar, aslında kendini beğenmiş ve devamlı hizmet alan bir insan yetiştirdiklerinin farkında değil’ diyerek Anne ve babaları uyaran Svensson, ‘’ Şımarık çocuklar yetişkin çağlarında mutsuz oluyorlar. Aksilik ve şımarıklık yapan çocuğa sinirlenmek çok kolay. Son senelerde fakirlik içinde büyüyen çocukların durumu sıkça tartışılıyor. Fakat şımarık büyütülen çocukların problemi ise hiç konuşulmuyor. Psikolog olarak iş yerimde sıkça karşılaştığım problemlerden biride çok şımartılmış çocukların yetişkinlik çağlarında büyük problemlerle karşılaşmaları ve düzgün bir yaşam tarzı seçememelerinin getirdiği başarısız ve mutsuz hayat.’’

‘’SEVGİYİ ABARTMAYIN’’

Sevginin, ilginin, maddi imkanların sınırsız ve şartsız bir şekilde verilmesinin, çocuğun dış dünya ile ilişkisini doğrudan etkileyebileceğini belirten yazar ve psikolog Alf. B. Svensson’’ Ana baba olarak görev ve sorumluluğumuz, çocuklarımızın gereksinimi olan sevgi, sınırlar, ölçüler ve değerleri vermek ve onları yetişkinlik çağına hazırlamaktır. Çocuk hiçbir zaman çok aşırısevgi almamalıdır. Tabii ki çocuklarımızın haklarına saygı göstermek onlarıpısırıklığa itmemek ve onları aşağılamamak durumundayız. Fakat onların bütün isteklerini karşılamak bütün dikkatimizi onların üzerine vermek suretiyle onlara açık sınır çizgileri koyamassak velilik görevimizi yerine getirmemişoluruz. Hiçbir zorlama ile karşılaşmadan bütün istekleri anında yerine getirilen bir çocuğun ileri yaşlarda hayallerini ve amaçlarını gerçekleştirebilmesi çok zor’’ şeklinde konuştu.

‘’ŞIMARTILAN ÇOCUKLAR EVLİLİKTE DE BAŞARISIZ OLUYOR’’

Evde kral ve kraliçe muamelesi gören çocukların paylaşım ve işbirliği zorluğu çektiğini belirten Svensson, bu şekli yetişen çocukların evliliklerini sürdürebilmelerinin de çok zor olduğunu kaydetti. Svensson,’’Herşey önüne sunulmuş olan bir çocuğun, ileriki yaşlarda hayatın kendisine sunduğu ufak şeylerle mutlu olması da mümkün değildir. Kendi gereksinimlerinin başkalarının ihtiyacından daha önemli olduğunu hissederek büyüyen bir çocuk genellikle (egosantrik) yani benmerkezci oluyor. Ne pahasına olursa olsun çocuğunun hiç üzülmemesine çalışan bir ana baba çocuklarının ileriki yaşlarda olumsuzluklara, dertlere ve aksiliklere karşı çözüm üretme yeteneklerini kaybettirmiş olurlar.Şımarık çocuklar genellikle ana babasına öğretmenine ve arkadaşlarına kendisine hizmetçi gözüyle bakar ve onları kendisine hizmet etmekle yükümlü görür. Evde hiçbir işe yardım etmeyen çocuk, kendisinin ailesine arkadaşlarına ve topluma karşıhiçbir sorumluluğunun olmadığını düşünür. Şımarık bir çocuğun çoğu zaman ana ve babasının içinde becerikli bir savunma avukatı vardır. Arkadaşlarıyla veya öğretmeniyle herhangi bir sorun yaşasa daima karşı taraf haksızdır.’’ diye konuştu.

‘’MODERN ÇAĞIN İMKÂNLARI ÇOCUKLARA ZARAR VERİYOR’’

Bu zamanki kadar çocukların şımartıldığı veşımartmak için imkanların müsait olduğu bir devirin gelmediğini söyleyenİsveçli yazar ve psikolog Alf. B. Svensson örnek vererek, ‘’ “Biz yetişkinler her canımızın istediğini alabiliyoruz, öyleyse mağazada istediği bir oyuncağı işaret eden çocuğum neden onu alamasın” diyoruz. Ve onun içindir ki çocuklarımızın odasının bir mağazanın çocuk oyuncakları satan bölümünden hiç bir farkı yok. Birçok ebeveyn çok çalışmadan ötürü çocuklarına fazla vakit ayıramama ezikliği içindeler. Onlara daha fazla vakit ayırma yerine yeni birI PHONE cep telefonu alıp ellerine vermeklevicdani sorumluluklarınıbastırma yoluna gidiyorlar. Çoğu ebeveynde yorucu bir iş gününden sonra evdeki sorunlarla uğraşmak istemiyor.

Önceki nesillerde çocuk, büyüklerin dikkatini ve sevgisini çekebilmek için çeşitli yollara başvururdu. Şimdi ise ana babalar çocuk tarafından sevilmek ve onun dikkatini çekebilmek için uğraşıyorlar.Ebeveynlerin görevi yalnızca sınırsız birşekilde onları sevmek değilgerektiğinde onların bazı isteklerine sınır koymak suretiyle onlar tarafından sevilmemeyi göze alabilmektir. Netice itibariyle şımarık yetişmiş çocuk, çoğu kez mutsuz, sorumsuz ve sosyal ilişkileri eksik olmaktadır’’ şeklinde konuştu.