Gazeteci Eric Friedler'in imzasını taşıyan belgesel film Hrant Dink'in öldürülmesi olayıyla başlıyor….

İlk bölümde Basbakan Erdoğan'ın "biz tarihimizle yüzleşiriz" ve Amerikan Başkanı Obama'nın "soykırım olmuştur" sözlerine yer veriliyor.

90 dakika süren belgesel tamamen soykırım tezine dayandırılıyor.

Dönemin görgü tanıkları, 23 Alman sinema oyuncusu tarafından tiyatral bir şekilde canlandırılıyor.

Bölgede görevli olan Alman ve Amerikan tanıkların Berlin'deki Dışişleri Bakanlığı gizli arşivinde yer alan ifadelerine dayanılarak "soykırım olmuştur" hükmü veriliyor.

Dikkat çeken bir nokta olayların Osmanlı yerine Türkiye ile bütünleştirilmesi. Örneğin, "Talat Paşa Türkiye'de bir diktatördü" deniliyor.

Belgesele göre yaşananların sorumluları ise Enver ve Talat Paşa.

Ermenilerin başka bölgelere nakledilirken kasıtlı olarak ölüme gönderildiğini öne süren belgesel Ermeni çetelerden ve yaptıklarından ise hiç bahsetmiyor.

Belgesel filmin son kısmında Atatürk'ün girişimiyle, Avrupa devletlerinin olayın suçlularına ceza vermekten vazgeçtiği iddia ediliyor.

Hatta bir adım daha ileri gidilerek Hitler'in bu olayın faillerinin cezası kalmasından cesaret bularak Yahudi Soykırımını gerçekleştirdiği tezi ortaya atılıyor.

Türkiye'nin konuyu tarihçilere bırakma önerisine de belgeselin sonunda "zaten kesin olan bir şeyin sağlamasını yapmaya gerek yok" yorumu yapılıyor.

Belgesele tepki var

Almanya Türk Toplumu (TGD) belgesele tepki göstererek, filmin tek yanlı olduğunu bildirdi.

TGD Genel Başkanı Kenan Kolat, belgeselde açıklanan belgelerin doğru olduğunu, ancak diğer çok sayıdaki belgenin açıklanmadığını belirterek, "Film tek yanlı bir yaklaşımı ortaya koyuyor" dedi.

Kolat, 1915 olaylarının açıkça tartışılmasından yana olduklarını, ancak bu tür tek taraflı belgesellerin ne Türklerin Alman toplumuna uyumuna, ne de Türkiye ile Ermenistan arasındaki yakınlaşmaya katkı sağladığını ifade etti.

Türkiye'de ve diğer bazı ülkelerde bulunan arşivlerdeki belgelere filmde hiç yer verilmediğine işaret eden Kolat, söz konusu filmin Türkiye ile Ermenistan arasında bir yakınlaşma dönemi yaşanırken, özellikle Alman devlet televizyonunda yayımlanmasının, bu durumda yakınlaşmaya karşı olan çevrelerin rolü olabileceği endişesi yarattığını kaydetti.

Kolat, örgüt olarak ARD'ye mektup yazarak, 1915 olaylarını tüm tarafların görüşlerini yansıtan bir program yayımlamasını talep edeceklerini bildirdi.