Yarın çok geç olmasın..

Çevremde benimle aynı kaderi paylaşan arkadaşlarımla konuşuyorum. Meğer ne kadar da çokmuşuz. Benim gibi yetimler kulübü üyesi olan arkadaşlarımın hikayelerini tek tek dinliyorum. Biri ilkokula giderken babasını trafik kazasından kaybetmiş. Bir gün evden çıkmış babası bir daha da geri dönmemiş. Birinin babası hiçbir hastalığı yokken kalp krizi geçirmiş. Ne olduğunu anlayamamışlar. Bir diğerinin babası benimle benzer olaylar yaşamış. Hastalıkla boğuşup aylarca hastanelerde yatmış. Ağır ameliyatlar geçirmiş babası. 

 

Birini anlamak için dinlemenin asla yeterli olmadığını bir de yaşayarak öğreniyorum. Aynı yollardan onlar da geçmişler, ben yolun başındaymışım henüz. Teselli cümlelerini en çok onlardan duyunca etkileniyorum. Beni gerçekten anlıyorlar..

 

Geçen hafta babalar günü tüm hareketliliğiyle kutlandı. Tüm televizyon kanallarında, radyo yayınlarında, gazetelerde, afişlerde,  her yerde babalar gününde ne alınabileceğine dair reklamlar vardı. Ben de her seferinde kanalı değiştirdim. Okumamaya çalıştım ayrıntıları..Yaram acımasın diye görmezden geldim. Gözlerim doldu kimseye belli etmek istemesem de.

 

Babalar günü her ne kadar popüler kültüre hizmet eden bir etkinlik olsa da yine de içim acıdı. Aslında içinde baba kelimesi geçen her cümle beni etkiliyor Ben özel günlerin insanlar için önemli olduğuna inanıyorum.. Her ne kadar kapitalizmi destekleyici bir unsur olsalar da.   Sevgiyi göstermek için ufak bir neden daha..

 

İnsan, fıtratı gereği kaybedince fark eder. Yokluğunda kıymet bilir. Babamı o kadar çok özlüyorum ki. Zamanı geri alabilmeyi ne kadar da çok isterdim. Hiç hoşlanmadığım halde keşkelerle başlayan cümleler kuruyorum. Keşke babamla daha çok nitelikli zaman geçirseydim. Keşke onu ne kadar çok sevdiğimi daha çok hissettirseydim. Keşke daha çok zamanımız olsaydı...keşke.. keşke.. İrademin sınırlı olduğunu biliyorum. Ne yapsam da değiştiremem kaderi.. Sabretmeye, güçlü olmaya çalışıyorum..İnancım beni güçlü kılıyor..

 

Resimlere hâlâ bakamıyorum. Yanımdan ayırmasam da resimleri bakınca göz yaşlarıma hakim olamıyorum. Hele mezarına gidince kendimi kaybediyorum. En çok da yapamadıklarını düşününce canım yanıyor. Ertelenen, yarına kalanlara. Her hali gözümün önünden gitmiyor. Sesini duyuyorum. Oturduğu koltuk boş duruyor. Hissettiğim özlem duygusu o kadar yoğun ki tarifi imkansız. Meğer ben babamı ne kadar çok severmişim de haberim yokmuş..

 

Herkes babasını sever.(Tabi ki bu baba-kız ilişkisi kişiden kişiye değişim gösterebilir.) Sanki babalar hep çocuklarının yanında, yakının da olurlarmış gibi gelir. Her zaman sırtını dayayacağın bir duvar bir yerlerde seni beklermiş gibi. Her zorda kaldığında arayacağın, bir telefon kadar yakın canından bir can hep varmış gibi.. Sonsuza kadar olacakmış gibi..

 

Hayatımda kocaman bir boşluk duygusu var. Bu boşluğu ne zaman nasıl doldururum bilemiyorum. Hayatım boyunca hep bir şeyler eksik, yarım kalacak biliyorum.. Güçlü olmak için elimden geleni yapsam da hala kendime gelemedim.

 

Hayattayken onu çok fazla üzmediğimi biliyorum. Bana her zaman dua ederdi. Kalbini kırmamak için elimden geleni yapardım  Yine de her şeye rağmen babamın yokluğunu çok derinden hissediyorum. Ona verebileceğim en güzel hediye arkasından dua etmek olabilir.. Babama layık bir evlat olarak hayatımın geri kalanını sürdürmek.. 

 

Babası hayatta olan herkese sesleniyorum.. Babanızla daha çok zaman geçirin. Yaşınız kaç olursa olsun gönlünü alın. Onu çok sevdiğinizi sonuna kadar gösterin. Ne kadar ciddi, mesafeli de olsalar babalar da çocuklarını çok severler. Sevgi sadece bilinen değil, gözle görünen elle tutulan bir şeydir. Hayat bir kere ve bazı şeyler ıskalanmaya gelmiyor.

 

Babanızın kıymetini bilin..Yarın çok geç olmasın..

 

Esra GÜNDÜZ

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum