Yakup CİVELEK
Yabancı Dil Öğretiminde Asıl Mesele: Öğrenmeyi Öğretmek
Yakup CİVELEK
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi
Türkiye'de yabancı dil eğitimi, özellikle de Arapça öğretimi konusunda yaşanan sıkıntılar, eğitim sistemimizin kronik sorunları arasında yer alıyor. Ancak bu sorunu sadece "öğretilmiyor" ya da "öğrenilmiyor" şeklinde basit bir düzlemde ele almak, meselenin özünü kaçırmamıza neden oluyor.
Yıllardır süregelen tartışmalarda sıkça duyduğumuz "Bu ülkede yabancı dil öğretilmiyor" serzenişi, aslında sorunun yalnızca bir yüzünü yansıtıyor. Öğretmenlerimiz müfredatı takip ediyor, dil bilgisi kurallarını anlatıyor, kelime listeleri ezberletiyor. Peki sonuç? Ortada ciddi bir başarısızlık var.
Öyleyse mesele sadece öğretmemek değil.
"Bu ülkede yabancı dil öğrenilmiyor" tespiti ise soruna farklı bir pencereden bakıyor. Öğrencilerimiz derslere giriyor, sınavlara hazırlanıyor, notlar alıyor ama dili aktif olarak kullanamıyor. Burada da eksik bir şeyler var. Çünkü öğrenme sürecinin nasıl yönetileceği konusunda ciddi bir kafa karışıklığı yaşanıyor.
Asıl kritik nokta şu: "Yabancı dilin öğrenileceği öğretilmiyor."
Bu tespit, sorunun özüne işaret ediyor. Öğrencilerimize dil öğrenme stratejileri, etkili çalışma yöntemleri, kendi öğrenme stillerini keşfetme fırsatları sunuluyor mu? Maalesef bu konuda ciddi eksikliklerimiz var.
Dil öğrenmek, matematik ya da tarih öğrenmekten farklıdır. Sürekli pratik gerektiren, yaşayan ve değişen bir süreçtir. Öğrencilerimize sadece dilbilgisi kurallarını ve kelime listelerini ezberletmek yerine, nasıl öğreneceklerini öğretmeliyiz.
Bu, paradigma değişimi gerektiren bir yaklaşım.
Örneğin Arapça öğretiminde yaşanan sorunlar bu durumu net bir şekilde ortaya koyuyor. Klasik yöntemlerle hareke ve gramer kuralları öğretiliyor, ancak öğrenciler dili günlük hayatta nasıl kullanacaklarını, nasıl geliştireceklerini bilmiyor.
Öğrencilerimiz Yıllar süren eğitim sürecine rağmen basit bir metni okumakta ya da temel düzeyde iletişim kurmakta zorlanıyorlar.
Modern dil öğretim yaklaşımları, öğrencilerin kendi öğrenme süreçlerinin farkında olmalarını ve bu süreci yönetebilmelerini hedefliyor. Bu, "öğrenmeyi öğretmek" olarak adlandırılan yaklaşımın özünü oluşturuyor. Öğrenciler, hangi yöntemlerle daha iyi öğrendiklerini, nasıl pratik yapacaklarını, hatalarından nasıl ders çıkaracaklarını bilmeli.
Sonuç olarak, Türkiye'de yabancı dil eğitiminde başarıyı yakalamak istiyorsak, odak noktamızı değiştirmeliyiz. Sadece "ne öğreteceğiz" sorusu değil, "nasıl öğrenileceğini nasıl öğreteceğiz" sorusu üzerinde durmalıyız. Bu paradigma değişimi, eğitim sistemimizin her kademesinde uygulanmalı ve öğretmen yetiştirme programlarından müfredata kadar her alanda kendini göstermelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.