Ünal SADE
Uzaktan Çalışma…
Pandeminin ilk şaşkınlık aylarında ve her şeyin “bir kâbus” gibi üzerimize çöktüğü bir dönemdi 6 Haziran 2020’de “Artık Hiç Bir Şey Eskisi Gibi Olmayacak” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Yazıyı tekrar okumak için linki tıklayabilirsiniz. O yazıda “Çalışma Hayatında Neler Olacak” ara başlığında;
“Süreçte neredeyse işlerin tamamı (Benzin istasyonları, market çalışanları vb. istisnalar hariç) “evden çalışıldı”/çalışılır hale geldi. Yıllardır tartışılan ama hep itiraz edilen “evden çalışma” hepsi hepsi 125 nanometre büyüklüğünde olduğu söylenen (bir santimetreden 80 bin kat daha küçük) bir virüsle mümkün hale geldi. Güvenlik endişeleri yüzünden her şeye itiraz eden IT’ciler hızlıca altyapıyı uygun hale getiriverdi. Patronlar sessizce razı oldu. Ve kıyamet de kopmadı. İşler tıkır tıkır yürüdü.
Görüldü ki: Pahalı ofisler, servis araçları, ofis donanımları, çaylar, kahveler, yemekler….olmadan çalışan evinde bir cihazla işini görür hale geldi. Üstelik çalışanlar işe gidiş gelişte kâbus gibi geçen ve hiç bitmeyen 2-3 saati bulan “yol” yıpranmalarına uğramadan.
Şimdilerde tekrar eski çalışma düzenine geçilmesinden bahsediliyor. Kamuda ve zorunlu olan alanlar dışında bu anlamda hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı kesin. Bundan hem çalışanların, hem de daha az maliyete katlanacak işverenlerin mutlu olacağı da…
Bu başlıkla bağlantılı bir kazanımda “toplantı yapma” kültüründe olacaktır. İnsanların farklı lokasyonlardan uçaklar, araçlar ve ofis teknik donanımlarıyla bir ara geldikleri “toplantı” lar artık basit yazılımlarla hiç bir araya gelmeden yapılabilir ve sonuç alınır olduğu test edilmiş oldu. Daha az maliyetli ve zaman kaybı olmadan yapılan bu yeni tip toplantıların önemli ölçüde kalıcı olacağı kesin.”
Aradan daha bir yıl geçmeden iş hayatına ilişkin tespitlerimizi gelişmeler teyit etmeye başladı.
İşte bizden bir örnek:
Koç Holding CEO'su Levent Çakıroğlu, Üst Düzey Yöneticiler Toplantısı’nda (ÜDYT) açıklamalarda bulundu.
Çakıroğlu, Covid-19 pandemisi nedeniyle toplulukta hızla yaygın uygulamasına geçilen 'uzaktan çalışma' modelinin, Koç Topluluğu içinde 35 bin ofis çalışanı için kalıcı hale getirileceğini açıklayarak "Değişmekten korkmuyoruz, kendimize güveniyoruz" dedi.
Bir örnek de ABD’den:
The Wall Street Journal’den bir haber:
San Francisco’da Merkezi bulunan yaklaşık 55.000 çalışanı olan bir Amerikan bulut tabanlı yazılım şirketi olan Salesforce pandemi sonrası “uzaktan çalışma” modelinden vazgeçilemeyeceğini hatta kurumsallaşacağını duyurdu. Çalışanlardan gerekli olanlar haftada bir gün ile üç gün işe gelebilecek, bir ofiste çalışması zorunlu görülmeyenler ise işe fiilen hiç gelmeyecekler.
“Gayrı menkul ayak izinin” azaltılacağı şirkette çalışma alanları da yeniden düzenlenecek. Şirket bir “masa denizi” olmaktan çıkarılacak. Şirkette kafe tarzı çalışma alanları, açık hava konferans ortamları ve daha özel çalışma köşeleri hakim olacak...
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Her gün yeni bir kurum ya da şirketten benzeri haberleri duyuyoruz/duyacağız...
Her kriz bir fırsattır aslında. Bazen yeni bir şeyleri denemek, radikal değişimler hayata geçirme fırsatı ancak böylesi zamanlar da mümkün olur. 1970’li yıllardan beri iş dünyasında konuşulan ancak hem işveren tarafının muhafazakârlığı ve alışkanlıkları hem de çalışan beklentilerinin yeterince destek sağlamadığı için “uzaktan çalışma” modeli iş dünyasının gündeminden bir daha çıkmamak üzere girmiştir.
Koç grubunun, Selesforce’nin resmen ilan ettiği bu durum aslında pek çok şirkette iş yapış modeli olarak kendine çoktan yer açtı bile. Kriz sonrasında da geri dönülmeyecek bir yola girilmiştir.
Bundan böyle konuşacağımız şey “uzaktan çalışma” olmayacak. İş hayatının tüm unsurları artık kabullenilmiş olan bu “yeni normal”in yansımalarını ve oluşturduğu yeni sorunları konuşuyor olacağız. Şimdiden konuşulmaya başlayan yeni sorunlar süreçte artacak ve şekillenecek. Yaşanan tecrübede görüldü ki “uzaktan çalışma” daha az çalışma anlamına gelmiyor. Pek çok ülkede bu modelde çalışanların günde 2 saate varan fazla çalıştığı, mesai saatlerinin 20.00’ı aştığını, iş ve özel arasındaki ayrımın bulanıklaştığını, hiç durmayan gece-gündüz demeden gelen maillerin özel yaşamı alt üst ettiğini yapılan araştırmalar ortaya koyuyor.
Bu dönemde derinleşen yeni bir durum da “işsiz kalma korkusu”...Pandemi, kriz ortamında ekonomik daralma ve uzaktan çalışmanın getirdiği fırsatlarının “çalışan tasarrufu” modellemesi için yeni fırsatlar oluşturacağı ve evden çalışmada patronlara performanslarını gösteremeyeceği endişesi ile çalışanlarda bu korkunun derinleştiği gözlenmeye başlandı.
Bu konuyu konuşmaya/yazmaya devam edeceğiz...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.