TÜRKİYE’NİN AFRİN OPERASYONUNA FRANSIZ KALANLAR

Fransız cumhurbaşkanı, Türkiye'nin Afrin'de yürttüğü 'Zeytin Dalı Harekatı'nın odağında terörle mücadele olması gerektiğini ve işgal haline gelmemesini istediğini söyleyerek; "Eğer bu operasyon Türkiye sınırına yönelik potansiyel tehditlerle mücadeleden saparak bir işgal operasyonuna dönüşürse bu bizim için gerçek bir soruna dönüşür." ifadelerini kullandı.[1]

Fransa’nın Afrin operasyonuna tamamen Fransız kaldığının ispatı aşağıdadır.

Bütün dünya Fransa’nın Kaddafi’nin öldürülmesindeki ve Libya’nın şu anda yaşadığı sorunların Fransız kaynaklı olduğunu gayet iyi biliyor.

Fransa’nın Cezayir’de yaptığı katliamları, soykırımı ve işgalciliğini herkes biliyor.

İşte ispatı.

Fransa’nın tarihi soykırım ve katliamlarla dolu. 1830’ da sömürge olarak işgal ettikleri Cezayir’ de her türlü insanlık suçunu çekinmeden işleyen Fransızlar, 1962’ de bağımsızlığını kazanana kadar ülkede çeşitli soykırımlar ve katliamlar gerçekleştirdi.

Bağımsızlık savaşı veren yüzbinlerce Cezayirliyi katleden Fransızların 2.5 milyon Cezayirliyi tehcire tabi tuttukları biliniyor. Cezayir’ de 100 yılı aşkın süre her türlü insanlık suçunu işleyen Fransızların bağımsızlık savaşında 8 bin köyü yok ettiği de çeşitli kaynaklarda yer alıyor.

Fransız katliamları sadece Cezayir ile sınır değil. Ruanda’ da 1994 yılında yaşanan soykırımda yüzbinlerce Tutsinin Hutular tarafından öldürülmesinin insanlık tarihinin en korkunç olaylarından birisi olarak belleklerde yer alıyor. Yakın tarihin en korkunç insanlık suçunda Fransızların parmağı dünya kamuoyu tarafından biliniyor. Ruanda’ da görev yapmış emekli Fransız subayı, Fransa askerlerinin, 1994’ te Ruanda’ da soykırım yapmakla suçlanan Hutu milislerine silah eğitimi verdiğini itiraf etmesi tarihi birçok kanlı olayla dolu Fransızlar tarihinin en büyük lekelerinden biri olacak nitelikte. 

Tarihin utanç sayfalarından birine ait bu görüntüler. Çadırın önünde ellerini kaldırmış, silahsız, savunmasız bir Cezayirli... Kendisiyle konuşulmasını bekliyor. Ancak Fransız askerlerinden gelen, acımasız bir kurşun. Genç kadın için hayatının en korkunç günü. Tecavüze uğradığı iki Fransız askerinin arasında ve çıplak. Askerler, soykırım gününün anısına, ırzlarına geçtikleri kadınla hatıra fotoğrafı çektiriyor. Ve sokaklar... Sorgusuz sualsiz öldürülen Cezayirliler... Tek suçları, Cezayirli doğmak...

8 MAYIS 1945, CEZAYİR SOYKIRIM GÜNÜ

Bu tüyler ürperten görüntüler, tarihin utanç sayfalarında kayıtlı. Yıl 1945.. Günlerden 8 Mayıs.. Fransa için kurtuluş, Cezayir için soykırım günü. Fransız sömürgesi Cezayir, Nazi Almanyası tarafından işgal edilen Fransa'nın kurtuluşu için gençlerini savaşa gönderdi. Karşılığında sadece bağımsızlığını istedi Fransa'dan. Fransa teklifi kabul etti. Almanya'yı, Cezayirli askerlerin desteğiyle yendi.

GÜNLERCE SÜREN KATLİAM

Fransa'nın zaferi, Cezayir'de bayram coşkusuyla kutlandı. Sokaklara dökülen halk, kendilerine verilen bağımsızlık sözünün tutulacağı düşüncesiyle, kutlama yürüyüşleri düzenledi. Ancak Fransa, verdiği sözü tutmadı. Yürüyüşe katılan halkın üzerine işgalci Fransız askerleri tarafından ateş açıldı. Katliam günlerce sürdü. Masum insanlar, evlerinden alınarak kurşuna dizildi. Köyler ve kasabalar bombalarla yerle bir edildi.

İNSANLIĞIN BİTTİĞİ ANLAR....

Fransız askerleri, tek suçları ülkelerinin bağımsızlığını istemek olan yaklaşık 45 bin Cezayirliyi katletti. Kadın, çocuk, yaşlı, genç demeden onbinerce Cezayirli, Fransız askerlerinin kurşunlarıyla can verdi.

ÖLDÜRMEK YETMEDİ TECAVÜZ ETTİLER

Askerler, yolda karşılarına çıkan Cezayirlileri rastgele öldürdü. Öldürmekle yetinmeyen Fransız askerleri, Cezayirli müslüman kadınlara tecavüz etti. İşte hortumla yıkanan bir kadın. Askerler, kadını tecavüze hazırlıyor. Ve bir başka genç kadın. Irzına geçen askerlerin arasında ve çıplak. Askerler, zorla, kadının fotoğrafını çekiyor.

Cezayir'de bunlar olurken, Fransa'nın savaşı kazanması için ölümü göze alan Cezayirli gençler ülkelerine dönüyordu. Bağımsızlık hayaliyle yola çıkan gençler büyük bir hayal kırıklığına uğradı. Onları, ölümün ve korkunun kol gezdiği sokaklar karşıladı.

HİTLER'İN FIRINLARI GİBİ...

Katledilen onbinlerce Cezayirlinin bir kısmı şehir dışında açılan dev çukurlara gömüldü. Bir kısmı ise, kamyonlara doldurularak kireç fırınlarında yakılmaya götürüldü. Cezayirlilerin cesetleri, Nazi fırınlarına benzeyen ölüm fırınlarında yakıldı. 1945 yılı, tarihe, Fransa'nın utanç yılı olarak kazındı. Tarih sayfalarına utanç olarak geçen bu katliam, Fransa tarafından görmezden geliniyor. Cezayir hükümeti, Fransa hükümetinden katliam konusunda defalarca özür talebinde bulunmasına rağmen, Fransa bu ayıbı bu güne kadar kabullenmedi. 

FRANSA'NIN RUANDA KATLİAMI BELGELENDİ

Ruanda Araştırma Komisyonu, hazırladığı 500 sayfalık raporunda, “AB Dönem Başkanı” Fransa’nın bu ülkede, 1994’te yapılan soykırıma faal olarak katıldığına yönelik ithamlarına ilk defa resmiyet kazandırdı. BM verilerine göre 1994 yılının haziran-ağustos döneminde Ruanda’da 800 bin Tutsi ve ılımlı Hutu’nun ölümüyle sonuçlanan soykırım hakkında bir araştırma komisyonu oluşturulmuştu. Rapor, Fransa ve Avrupa’da bomba etkisi yarattı. Türkiye’yi her fırsatta sözde Ermeni soykırımı ile suçlayan Fransa’nın Ruanda’da soykırım hazırlıklarından haberdar olduğu, bu hazırlıklara katıldığı, cinayetlerde faal rol oynadığı belirtiliyor. Bölgedeki “insani yardım operasyonlarına” katılan Fransız askeri birimleri, soykırıma doğrudan destek vermekle suçlanıyor.

ÖLÜM LİSTESİ HAZIRLAMIŞ

Raporda Fransa ayrıca, soykırımcılara istihbarat, strateji, askeri eğitim desteği sağlamakla, “öldürülecek kişilerin listesinin belirlenmesine katkıda bulunmakla”, “silah temin etmekle” suçlanıyor. Komisyon, raporunda, Ruanda hükümetine, “Fransa devletine karşı uluslararası kurumlarda suç duyurusunda bulunmasını ve dava açmasını” öneriyor. Fransa, çeşitli yöntemlerle Ruanda hükümetine baskılar yaparak söz konusu soykırım suçlamalarına resmiyet kazandırılmaması için çaba harcıyordu.[2]

OSMANLI YÖNETİMİNDE VE FRANSIZ MANDASI DÖNEMİNDE SURİYE’DE ARAP BAĞIMSIZLIK HAREKETLERİ (1908-1938)

“Suriye, bulunduğu coğrafi durum nedeniyle Anadolu ve Mısır’da kurulan tüm devletlerin ilgi sahası olmuştur. Bu özelliğinin yanısıra Arap milliyetçilik hareketlerinin de doğuş merkezlerinden biridir. Arap bağımsızlık hareketinin oluşumunda ve gelişiminde Fransız İhtilali ile yayılan milliyetçilik fikri, İngiltere ve Fransa’nın faaliyetleri, yabancı okulların ve basının çalışmaları direk etkili olmuştur. Cemiyetler de bu hareketi organize edip, teşkilatlandırmada büyük rol almışlardır. İttihat ve Terakki yönetimi Arap milliyetçilerin faaliyetlerini önlemek amacıyla bir takım tedbir almanın yanısıra Suriye ve diğer Arap bölgelerinde ıslahatlar yapmışlardır. Ancak Araplar bununla da tatmin olmamışlardır. Arap bağımsızlık fikri I. Dünya Savaşı ile birlikte fiiliyata geçmiştir. Sina – Filistin Cephesi’nde meydana gelen askeri hareketlerde bazı Araplar Şerif Hüseyin yanında yer alıp, İngilizlerle birlikte Osmanlı Kuvvetleri’ne karşı savaşmışlardır. Bir kısım Araplar da Osmanlı Orduları’nın lojistik destek kaynaklarını tahrip etmeye çalışmışlardır. Bağımsız olacağız ümidiyle savaş sırasında Osmanlı’ya karşı yıkıcı ve bölücü hareketlerde bulunan Araplar, maalesef ümit ettikleri yardımı bulamayıp ve bu güçlerin mandası altına girmişlerdir. Nitekim Fransız mandasına giren Suriye’de Fransızlar bölücü bir idari politika uygularken, Arap bağımsızlık hareketine karşı çok sert tedbirler almışlardır. Öyle ki, Araplar bu tutum karşısında Türk idare ve yardımını istemişlerdir. Türkler de zaman zaman Fransızlar’a karşı yürütülen mücadeleyi desteklemişlerdir. Araplar’ın Fransızlar’a karşı yürüttükleri bağımsızlık hareketi, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra başarıya ulaşmışsa da Suriye ve Arap birliği emeli gerçekleştirilememiştir. [3]

Hey Fransa hangi zulmünüzü yazalım. Siz kimsiniz ki bize afra tafra yapıyorsunuz. Kendi zalim yüzünüzü ne çabuk unuttunuz.

Ahmet TÜRKAN - HABERNAME

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum