Demliyazılar
TSK’ya da Halk Açılımı Gerek
TSK’ye da Halk Açılımı Gerek
Bugün gazetelere göz atarken en çok dikkatimi çeken başlık Bugün Gazetesi’nin yazarı Nuh Gönültaş’ın yazmış olduğu “Adın Muhammed ise GATA’ya Giremezsin” başlıklı yazısı oldu.
Bu yazıyı herkesin okumasını tavsiye ederim.
Ben de bu yazıya biraz ilave yapmak istiyorum, kendi edindiğim tecrübelerle.
Nedense yapılan anketlerde TSK‘nin Türk halkının en çok güvendiği kurum olduğu söylenir durulur. Acaba bu güvenenler TSK bağlı aileler mi, yoksa tüm halkımız mı?
Zaten oldum olası bu anketlere pek güvenmem.
Ne malum? Davul başkasında, tokmak onlarda.
Ben TSK’ye güvenmeyen kişilerden biriyim. Hele son olaylardan sonra zerre dane güvenim kalmadı TSK’ye karşı.
Eğer TSK’de subay olmak, hele hele paşa olmak isityorsan-o kadar zor ki-, asla İslamî değerleri taşımayacaksın.
Ne evinde, ne beyninde, ne de çevrende.
Tamamen İslamî değerlerden soyutlanman gerekir.
Çocukluğumda çok iyi hatırlıyorum, bir Mustafa vardı. Benden biraz büyüktü. Babası sakallı, annesi de tam tesettürlüydü. Bu Mustafa askerî okulu kazanmıştı, subay olacaktı.
Ancak çok büyük bir tahkikattan geçti. Resmi olmayacak şekilde sistematik olarak.
Zavallı babası sakallarını kesmek zorunda kaldı. Annesi gerçi giyiminden taviz vermedi ama tüm aile oğlu için büyük sıkıntılar çekti.
Bundan başka bir de bir arkadaşım var. O da oğlunu subay olsun diye askerî okula gönderdi. ‘İnanın telefon açarken bile “selamünaleyküm” diyemiyorum.’ diyordu.
Ne olur, ne olmaz.
Belki birinin kocakulağı araya girer.
Hazır çocuğun subay olmasına az kalmışken.
Bununla da kalınsa…
Arkadaşımın evine kaç kez askerîyeden teftiş için gelmişler.
Acaba duvarlarda hat yazıları var mı?
Kütüphanelerde hangi tür kitaplar var?
Evin hanımı tokalaşıyor mu?
Kısacası İslamî bir hava var mı diye kontrol ediyorlar.
Aile, korkularından telefonlar dinleniyordur diye hep konuşurken aşırı dikkat ediyor.
Şimdi beni değerlerimle sorgulayan, değerlerimi hiçe sayan bir kuruma nasıl güvenebilirim? O bana güvenmiyorsa ben ona hayatta güvenmem.
Eğer askerîye de açılımın içine girmez, halk için bir açılım yapmazsa TSK’ ye hiçbir zaman güven olmayacaktır.
Anketler her ne kadar en çok güvenilen kurum askerîye dese de.
Türkiye açılımlardan nasibini alacaksa, önce adalette sonra da askerîye de köklü değişiklikler yapılması gereklidir.
Bu açılım vatandaşın evine girerek galoşları pastollara geçirerek değil bilakis postalları çıkararak, dizlerini kırıp oturmakla olur.
Yoksa Türkiye siddin sene değişmez.
Aynı tas, aynı hamam kalır.
Ha bu da askerîyenin dışarıdaki hali. Bir de içine girince neler var, neler…
Askerliğini erat olarak yapanlar çok iyi bilirler…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.