Haşim AKIN
Teravih Namazını Özleyenler İçin
Bizim topraklar, içi boş tartışmaların yurdu olmuş durumda. Sadece bizim topraklarda değil, bütün İslam coğrafyasında benzeri bir durumu görmek mümkündür. Her coğrafyada bazen birbirine çok benzeyen, bazen de yerel özellikler taşıyan tartışmaları görmek ve “Ne zaman akıllanırlar acaba?” diye merak etmemek mümkün değil.
Bu türedi tartışmaları bizim düşmanlarımız kadar dostlarımız da sever. Zira bundan herkesin ayrı bir çıkarı vardır. Onların düşmanlığı bizimkilerin zafiyeti ümmetin ilerlemesine ciddi bir engel olmaktadır. Hele parlama ve başkalarının bilmediği(!) özel şeyleri söyleme tutkusu yok mu?
Bu sığ tartışmalar, bizim Müslümanlık kalitemizi yükseltmiyor. Takvamıza katkı sağlamıyor, ahlakımızı güzelleştirmiyor... Bize yepyeni istikamet ufukları da açmıyor. Bizim gibi inanmayan ve düşünmeyen insanların gözünde çok dürüst, güvenilir, örnek insan olmamıza katkı sağlamak mı? Keşke olsaydı... Bunlar, muarızlarımıza bize karşı yeni zaferler kazanma hırsını kamçılıyor ancak...
Eskiden bu tartışmalar, namazla oruçla alakası olmayan insanlar tarafından başlatılırdı. Her Ramazan ayında Türkçe Kur'an, Türkçe ezan ve benzeri tartışmalar olurdu. Bu sene ise Teravih namazı tartışması ile başladık. Teravih var mıydı? Yok muydu? “Teravih namazı” kavramı Kuran-ı Azim’de olmayınca gece namazını da yok saymanın cürmüne alet oldular. Öyle ki “Teravih namazı kılmak, haram(!)” ilan edildi.
Sonra ne mi olmuştur? Hiçbir şey olmadı elbette? Durmadan iman ve ahlakı eleştirilen Müslümanların kafaları bir kez daha karıştırıldı. Eksiklerin telafisi yerine yeni delikler açıldı. Müslümanların iman ve İslam kalitesine katkı sağlayıp sağlamadığını da hesaba katmadan bu fitne ateşine odun atmanın hazzı yaşandı. Sadece ramazanda namazı hatırlama gafletini işleyen Müslümanlar, buna yeni bir gafleti ekledi ve tamamen uzak kaldı...
Türkiye'deki teravih tartışmaları sürecek elbette. Burkina Faso bir özgürlükler ülkesidir. Burada corona hastalığı olsa da onun ağır korkusu yoktur. Bu nedenle de maske zorunluluğu ve mesafe uygulaması da yok. Evimizin hemen yakınındaki camide tadına doyum olmayacak teravih namazları kılınıyor.
Burada Teravih namazı 10 rekât olarak kılınır. İki rekâtta bir selam verilir. Her rekâtta bir sayfa yavaş ve tertil üzere Kur’an okunur. Bir gecede 2 / 3 imam değişerek kılınır. Namaz kıldığımızı doyarak hissederiz. O gün benim gibi çok aşırı derecede yorulmuşsanız, dördüncü rekâttan sonra gidip evde tamamlayabilirsiniz. Bunu yapanlar eksik olmuyor.
Bölgede hâkim mezhep Maliki mezhebidir. Biraz da Hanbeli mezhebi bulunur. Hanefi mezhebinde “namaz kılarken bir Müslümanın yazılı bir metne bakarak Kur'an okuması namazı bozar.” Bu nedenle biz elimize Kur'an almayız. Hatta karşımızda açık sayfa bile olsa ona bakarak Kur'an okumayız. Ancak diğer mezheplerde durum bundan farklıdır. Hacca ve umreye gidenler bilirler ki “Orada teravih ve Teheccüd namazlarında insanlar Kur’an-ı Kerim'i çıkarır ve oradan takip eder.” Bu nedenle burada herkesin elinde bir Kur’an-ı Kerim görmek mümkündür. İmamla beraber bu sayfayı takip ederler.
Rükûa varınca, Kur’an-ı Kerim’leri kimi koltuğun altında tutar, kimisi de yere bırakır. Tabii Kur’an-ı Kerim yere bırakılınca bizim iç dünyamızda başka bir sıkıntı başlar. Bizim yetiştiğimiz gelenekte, Kur’an-ı Kerim göbekten aşağıya tutulmaz. Onun yere konulması saygısızlıktır. Onun yere konulmayacağına dair bir ayet ve hadis olmasa da bizim kültürümüz bir saygı ifadesi olarak bunu böyle kabul etmiştir. Ancak yine hacca ve umreye gidenler bilirler ki başka coğrafyada yaşayan Müslümanlar için bu normal bir alışkanlıktır ve saygısızlık da değildir. Onların bunu saygısızlık olarak yapmadıklarını biliyorum. Ama gel de bunu benim içime anlat... İçim içimi yiyor.
Namazda olmasam yerdeki tüm Mushafları toplayacağım. Ancak sabırla bekliyorum. On rekât teravih namazı bitiyor ve arkasından Vitir namazı başlıyor. Vitir namazı, Hanefi mezhebinde üç rekât bütün olarak kılınır. Burada 2 + 1 rekât olarak kılınır. Kunut Duası rükûdan sonra okunur. Üçüncü rekâtın rükûundan sonra ellerimizi açıyoruz ve imam uzun uzun Ümmet-i Muhammed için dualar yapıyor. Gecenin sessizliğinde semaya “Âmin!” sesleri yükseliyor.
Teravih aralarında uzun denilecek bir süre sessizce beklenir. Kimi yatıp uzanır, kimisi sohbet eder...
Hâsılı Türkiye'de camiye gidip cemaatle doya doya Teravih namazı kılmaya hasret kalanlar, Ramazan bitmeden Burkina Faso’ya gelebilirler. Burada doya doya teravih kılınır. Son on güne kalırsanız hatimle gecenin icabete en yakın saatlerinde Teheccüd kılmak da mümkündür.
Özlediğimiz o güzel ibadet saatlerine yeniden tüm ümmet olarak kavuşmak dua ve temennisiyle...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.