Barış KIŞO
Somali Kimin İmtihanı?
Somali Kimin İmtihanı?
Kara Afrika’nın teni kara, bahtı ise teninden de kara çocukları açlıktan, susuzluktan tüm dünyanın gözleri önünde ölüyor. İncecik bir derinin kapladığı kemik yığınları haline gelmiş çocuklar çaresizce ölümün gelmesini, acılarının artık son bulmasını bekliyorlar. Gözlerindeki ışık kaybolmuş, yüzlerine konan sinekleri kovalayacak güçleri dahi yok. Bakışlar donuklaşmış, sabit bir noktada kenetlenmiş. Açlık öylesine bitkin düşürmüş ki; zavallıların sesleri bile çıkamaz olmuş artık. Aç çocuk ağlar diye mi bilirsiniz? Somali’de ağlamak için gözlerde yaş dahi kalmamış. Ölüm, çaresizlikten ve acıdan kurtuluşun ümidi olmuş bu kara kıtada. Ölüm döşeğindeki bebeklerinin son nefesinde, biçare anneler; dillerinin ucundaki tükürüğü bir meme gibi veriyorlar, bebeklerinin kurumuş, çatlamış dudakları arasına. Akbabaların kanat sesleri hiç dinmeyen ağıtlara karışıyor. Çamurlu su ve bir bardak unla hazırlanan bulamaç etrafında toplanıyor çocuklar. Tadını hiç bilmediğimiz, yemeği hayal dahi etmediğimiz bu bulamaç, belki de onları birkaç saat daha tutunduracak bu zorlu hayata.
Hayat imtihandır diyoruz. Zorluklarla mücadele etmek, sabretmek imtihandır…
Ama kara kıtadaki bu çocukların açlığı onların değil bizlerin imtihanı iken birçoğumuz bunu bilmiyoruz. Tıka basa yaptığımız sahurlar, çeşit çeşit yemeklerle açılan iftarlar bizleri Allah’a biraz daha yaklaştırır diye umarken belki de Ramazanın, orucun anlamını kavrayamadığımız için imtihanı kaybediyoruz? Açlıkla kıvranan çocuklar iskelete dönüşürken; koca göbeğimizin hesabını “Adalet” sahibi yüce yaratıcının sormayacağını mı sanıyoruz? Ramazan bayramı için çocuklarına çeşit çeşit hediyeler ve kıyafetler alan ama Somali’deki açlıktan bahsedildiği zaman ise “Ben ne yapabilirim ki, ben de fakirim, konut kredisi ödüyorum, taşıt kredisi ödüyorum” diyerek Allah’ı kandırmaya çalışanlar Allah’ın kalplerdekini bilmediğini mi sanıyorlar? Riya kokan, israf kokan iftar sofralarında göstermelik SMS’ler atarak 5 TL bağışlayıp; kabuk bağlamış vicdanlarını rahatlatmak isteyenler, hesap gününde yakalarına yapışacak olan o minik, siyah ellerden kurtulabileceklerini mi düşünüyorlar? Dünyanın bir ucunda hergün binlerce çocuk açlık içerisinde yavaş ve ızdıraplı bir ölümü beklerken iftarda şişen midelerini soda ile rahatlatmaya çalışan müslümanlar, vicdanlarını da yolladıkları 1 SMS ile yatıştırmaya çalıştıklarını ahiret meydanında izah edebileceklerine gerçekten inanıyorlar mı?
İslam tarihinde binlerce örneği bulunan olayların bir tanesini kısaca hatırlayalım:
Peygamber Efendimizin damadı Hz.Osman, Medine'de kıtlık olduğu bir sene, Şam'dan yüklü bir miktarda yiyecek getirmişti. Diğer tüccarlar, Hz. Osman kadar zengin olmadıkları için böyle büyük iş yapamıyorlardı. Onun getirdiği yiyeceklere talip olan esnaf, kendisinden fiyat almak istediler. Fakat o, fiyat vermek yerine onlara sordu:
- Bana ne kadar kar vereceksiniz?
- Onda iki kar verelim.
- Olmaz, daha fazla kar isterim.
- Onda dört kar verelim.
- Olmaz, daha fazla kar isterim.
Hz. Osman'ın bu tavrını hoş karşılamadılar ve üzüldüler. "Elinde fırsat var diye bu kadar da yapılır mı? Daha ne istiyorsun" dediler.
Hz. Osman:
- Allah (c.c.) bire on veriyor. Hiç biriniz bu kadar kar veremezsiniz. Ben bunların hepsini fakirlere bedava dağıtıyorum, dedi ve öyle yaptı.
Evet, açlık imtihandır ama bu imtihan aç olarak kıvranan çocukların imtihanı değil, dolu bir mideyle uyuyan ve bağışta cimrilik yapan biz tokların imtihanıdır.
Selam ve dua ile …
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.