Aytekin ATASOYU
Sıradanlaşmak Yada Rahimece Bir Tavırla Eyyuplaşıp İbrahim Olmak
Tefekkürünüzün derinliği kaybolup sığlaşmaya başladıysa, iç âleminizde keşfedecek İbrahimi düşünceler silikleşmeye yüz tuttuysa, kıyamdayken bindiğiniz Burak masivanın masiyet kokan sokaklarında dolaşıyorsa, dilinizin iffeti transparan sözcükler tarafından iğfal edilmeye başladıysa, muhayyileye çöken manzaralar, yüreğinizdeki ali demi itlaf edecek sahneler barındırıyorsa, gördüğünüz her zerrede zihniniz Cibrili temaşa edemiyorsa, Besmeleleriniz esmadan habersizse, ibadetiniz marifetten mahrum kalıyorsa, aynaya baktığınızda, egonuz aynadakine takılıp ona mahkum oluyorsa, meyletmek istediğiniz her şeye meylediyorsanız, şekriniz, şekvanız şükrünüzün önündeyse, acılar bir bir istiflenirken ruhunuzun menfezlerinde sabrınız vasatı aşıp evrestleşmiyorsa, esbabın sükut ettiği anda ümidiniz yunuslaşmıyorsa, sıradanlaşıyorsunuz demektir.
Hâlbuki Yusuf, sıradan olmamak için zindana talipti. Yusuf sıradan olmamak için meyletmek istemedi meyletmek istediğine. Ne mal ne menal nede evlad-u iyal Eyyubu sıradanlaştırmadı. Zaten musibet karşısında gösterdiği sabrıda sıradan değildi. Belkıs sıradan birine el uzatmamış, Süleyman sıradan bir nağme yollamamıştı Sebe’nin melikesine. Harun sıradan birine sıradan bir yarenlik etmemişti. Musa’nın Tur’da aldığını ve duyduğunu sıradan insanlar duymamıştı. İsa’nın çarmıhtaki hâlide sıradan değildi. Tıpkı çarmıhın ötesine göçü gibi.
İbrahim, sıradan olmadığından ateş çemberi irem’den bir bahçe, firdevsten bir köşe, meva’dan bir manzaraydı onun için. İsmail’in teslimiyeti sıradan bir teslimiyet değildi. Onun teslimiyeti bağlılıktı kaf ve nun emrinin yani “kün” emrinin sahibine. O yüzden o sıradan değildi, tıpkı âdemin pişmanlığı, Nuh’un yenilmişliği gibi. Nuh, “Rabbi inni mağlub fantasir erhemerrahimin” derken sıradan bir haykırış içinde değildi. O sıradanlaşan insanların sıradanlığını rabbine havale ediyordu.
Asiye’nin Ramses’e haykırışı da sıradan değildi. O yüreğinde dem tutan hakikatin Zülfikarını indiriyordu Ramses’in suratına. Meryem’in kulakları yırtarcasına büründüğü sessiz çığlıklar Ayşe’ninki gibi sıradan değildi. Onların sessiz çığlıklarını Cibril sedaya dönüştürüyordu. Zaten sıradan insanlar duymamış görmemişti onlardaki hali. Rahime’nin sadakati de sıradan değildi tıpkı Hatice’ninki gibi. Onlar çağın cezbedarlarına inat refika nasıl olunur onu gösteriyorlardı. Zeliha’nın ahu efganı da sıradan değildi, tıpkı Havva’nın ki gibi.
Masiyete bürünme, kerahete düşme, münkere bulaşma, marufa aykırı davranma, rahmanın çizdiği ölçülerin dışına çıkma ihtimalinin everestleştiği, zaman ve mekan algılarının insanı sağa sola savurduğu bir zamanda, İbrahimi bir tefekkür ve tevekkül, ismaili bir teslimiyet, Eyyubca bir sabır, sıkıntılar içinde rahimece bir tavır içerisinde sıradan olmayan hecelerle kurulmuş cümlelere yüklem, sıradan olmayan tümcelerin nesnelerine anlam yükleyen bir özne olarak menakıbınızı şekillendirmemiz ümidiyle…
Aytekin ATASOYU
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.