Sesim ağrır, şarkım ağlar

Şimdi saat Furkansızlığın ertesi…

Hiç tanımadığımız ve belki de hiç tanımadan görmeden yaşayıp gideceğimiz bir çocuktu oysa.

Sınav stresini şehadetle yok edip karşılaşacağı en büyük sınavı kayıpsız atlattı…

Altından ırmaklar akan bir cennetin peygambere bakan en güzel yerine yerleştirdi kendini…

Ne güzel bir tercih ne güzel bir seçenek…

Çocuk diyorum, yazdığı son notlarda “annem” diyor…

Hiçbir yerde ismi çıkmadığı için endişelenen ve İstanbul’a karşılamaya giden babasının eline “yorulmuş, yıpranmış, terlemiştir” diyerek tertemiz elbiselerinin bulunduğu bir çantayı veren anne…

Sen ne güzel bir yol açtın çocuk...

Bakma öyle daha fazla utandırma bizi...


* * *

Şimdi tüm saatler Gazzeyi, Filistin'i gösteriyor....Gönlümüzü kuşattı Gazze… Mavi Marmara yüreğimizin kirini söküp attı…

Öyle umuyorum en azından, “Umulur ki” öyle olacak…

Bu yiğitlerin attıkları adım, bizi asla durulması ve dönülmesi mümkün olmayan bir yola soktu. Artık hiçbirimiz “unutma” lüksüne sahip değiliz. Belaya duçar olmak istemiyorsak, gazabı bağrımızda hissetmek istemiyorsak artık unutamayız.

Müslüman duyarlılığını insani amaçlara hizmet edecek şekilde toparlamalı, tekrar değerlendirmeli, özüne döndürmeli ve yanı başımızdan başlayarak duyarlılığımızı artırmalıyız.

Ancak ölüler tepki veremez demişti bir dost. Tepki verebilen, acı duyabilen, hissedebilenler dirilerdir. Kim hissedebiliyorsa, acı çekebiliyorsa ve mazlumların sesini işitebiliyorsa onlar diridir…

 

Bülent Yıldırım ağabeyin konuşmaları sarıp sarmalıyor herkesi.

Kimse kaçamıyor onun sözlerinden, söylenebilecek en kuşatıcı cümlelerle konuşuyor.

Adeta mesaj veriyor hala bir katliama avaz avaz bağırıp diğerine sağır olanlara…

İskenderun’da katledilen yedi askerin acısıyla, Mavi Marmara’da can verenlerin acısının aynı seviyelere gelmesi gerekiyor artık.

İnsafsızlık derecesinde hiçbir fark olmayan bu meseleleri doğru değerlendirerek, sağlam tepkiler verebilmek gerekiyor. Meydanı vicdan ve merhamet yoksunu, konjonktür ve hızlı hesap peşinde koşan siyasi ve bürokratik ayak oyuncularına bırakmadan, ırkçılığa varan tarafgirliğin ellerine terk etmeden bu yaraları iyileştirmek gerekiyor. Beklemek artık zulme ortak olmaya tekabül eder. İsrail’in, ana destekçisi Abd’nin ve içerideki yandaşlarının ipliğini pazara çıkarmadan bu memlekette kimseye ama kimseye huzur gelmeyecek. Bunu anlamak için verilen canlar, toprağa düşen yiğitler yeterli delil kabul edilmelidir..

Sadece Furkan, yalnızca Furkan, yetecektir, artacaktır ve hatta bitmeyecektir…

* * *

Şimdi saat sitemkar bir dilin emrinde...
Değinmeden geçemeyeceğim bir husus ki, can yakıcıdır. Üslup problemiyle iyice karışan bu mesele Fethullah Gülen Hoca efendinin sitem ettiren açıklamalarıdır. İsrail’den izin almak kelimesi o kadar  dokunmadı bana aslında. Hocanın siyasi duruşu itibariyle alışkın olmadığımız bir durum değildi bu sözler ama IHH’yı tanımıyorum demesi çok ağrımıza gitti ne yazık ki!(bu yazı yazıldığında herhangi bir düzeltme vb. de yayınlanmadı)

Bir teselli ver ey yüreklerimizi dağlayarak konuşan hocam…

Biz zaten her acının tiryakisi olmuşuz, zalimin zulmüne direnmek kolay da dostun attığı gül yüzüstü yere kapıyor bizi. Gül yere düşmesin diye çırpınıyoruz…

Hani demiştiniz: “Su-i zan edip haklı çıkmaktansa hüsn-ü zan edip haksız çıkmak yeğdir”…

Haksız çıktık hocam, kalbimizi kirletmeden iyi niyetlerimizi bir bir asmadan bekledik ve hüsn-ü zannımız yerle bir oldu hocam…

Tam da birlikte bir şeyler yapabiliyormuşuz derken, bıçkılanmış dal gibi orta yerinden ayrı düşürdünüz bizi hocam.Aynı dili konuşmuyormuşuz meğer hocam. Tüm dünyaya Türkçe konuştururken, kardeşlerinize Wall Street aksanıyla seslenmek yakışmadı hocam…

* * *

Allah hepimize hidayet versin, ıslah etsin…

Ve Gazze ile başlayan bu serüven hiç durmadan evimizin, mahallemizin, semtimizin, şehrimizin ve ülkemizin damarlarına yayılsın. Adalet yerini bulana, zulüm yok olana kadar…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum
  • ömür / 13 Haziran 2010 Pazar 12:40

    haklısınız yazar kardeşim.yüreğinize sağlık.

    Yanıtla (0) (0)
  • Fatih Tamer / 11 Haziran 2010 Cuma 11:20

    Üstad Sezai Karakoç, "Tarihte her hareket hep bir kişinin ayağa kalkmasıyla başlar" der. Siz ayağa kalkın da meraklanmayın gerisine. Ya yanınızda birçok destekçi bulursunuz ya da sizin gibi ayağa kalkmışlarla karşılaşırsınız. Allah iyilik yolunda çaba sarfedenlerin yardımcısıdır... Vesselam...

    Yanıtla (0) (0)
  • ömür / 10 Haziran 2010 Perşembe 13:54

    dünyanın kuruluşu böyle zaten değilmi sn yazar kardeşim:)?SORACAK SORU OLMADIĞINDA yada başka bir deyişle ARANACAK CEVAP OLMADIĞINDA UMUT KALMAZ; BECEREBİLEN KENDİ ÖN AYAK OLSUN diye SESLENİRKEN,bunun cevabını DÜŞÜNSENİZ diyeceğim ama,zaten düşünmüşsünüzdür.elbette becerilir ama TEK BAŞINA İNSAN NE KADAR VERİMLİ OLABİLİR?

    Yanıtla (0) (0)
  • ömür / 10 Haziran 2010 Perşembe 13:43

    geçtim ırak abd çatışmasını,büyük ortadoğu projesi dile getirildiğinden ve uygulanmaya başladığından beri,için İSRAİLİN YAHUDİ KÖKENLİ KÜRTLERİ IRAKA YOLLAMASI,GERÇEK IRAKLILARLA BÖLÜCÜ ve AYRILIKÇI FAALİYETLERİ DAHADA ŞİDDETLENDİRİYOR.hoş zaten buda ABDİN PLANI!Şİİ-SÜNNİ ÇATIŞMALARI vs.

    Yanıtla (0) (0)
  • Fatih Tamer / 10 Haziran 2010 Perşembe 11:40

    Ama bu söylem... Diğerlerine ses çıkarmıyorsunuz bu da anlamsızdır gibi söyleniyor. Oysa diğer bölgelerde durum bu kadar berrak değil. Irakta kaç tane grup var ve kim kimi öldürüyor belli değil bazen... Ama şu nokta doğru elbette bu yaşadıklarımız bizi her katliama benzer tepkileri verme yeteneğini de kazandırıyor artık. dolayısıyla şuna da ses çıkarın demek artık anlamsız . Ses çıkarın diyen becerebiliyorsa kendi ön ayak olsun. Yoksa yapılanı küçültmekten başka bir anlama gelmiyor vesselam...

    Yanıtla (0) (0)