Esad’in başına 50 milyon Suriye lirası ödül koyduğu Ahad Örgütü lideri Kemal Hamami’nin Nusra Cephesi tarafından öldürülmesi büyük bir şaşkınlık yaratmıştır. ÖSO ordusu komutanlarından olan Hamami’nin öldürülmesiyle birlikte Nusra Cephesinin ÖSO’ya savaş açtığı ileri sürülmüştür. ÖSO da eylemin karşılıksız kalmayacağı yönünde açıklamalarda bulunmuştur. Diğer yandan, Nusracıların ÖSO’yü İslamcı bir örgüt olarak görmediği herkes tarafından bilinmekteydi. Nusra ile ÖSO arasındaki ayrışmanın yaşandığı bir dönemde ise bu kez dikkatler Rasul-Ayn/Serekaniye’de PYD güçleri ile Nusra arasında yaşanan savaşa çekildi. Nispeten gruplar arasındaki ilişkilerin gergin olduğu Rasul-Ayn/Serekaniye’de YPG güçleri ile Nusra Cephesi arasında başlayan çatışmalar kısa süre YPG güçlerinin Nusra ve diğer grupları şehrin dışına çıkarmasıyla farklı bir aşamaya geçmiştir.

Bilindiği üzere iki taraf arasında daha önceleri yaşanan çatışmalarda güçler birbirlerine üstün gelemediğinden bir ateşkes durumu ortaya çıkmıştı. Ateşkes anlaşmasının yapılmasının ardından Rasul-Ayn/Serekaniye şehir merkezi Nusra ve YPG güçlerinin denetimi altında kalırken Türkiye sınırındaki kapı ise Afadul Rasul ve Grubal El Şam’ın denetiminde bırakılmıştı. Temmuz başında Nusra ve diğer örgütler yeni bir strateji belirleyerek Kamışlı’yı almaya yönelmişlerdi. Güçlerini Kamışlı’ya yönlendiren Nusra Cephesi’nin Rasul-Ayn/Serekaniye’deki savaşçı sayısı 70 ile 80 kişi arasında olduğu belirtilmekteydi. Nitekim, Kamışlı’nın düşmesi olasılığının ortaya çıkması ciddi anlamda YPG ve PYD’nin zayıflamasını da beraberinde getireceği açıktı. Dolayısıyla hem PYD hem de Nusra Cephesi El Cezire bölgesinin kontrolünü ele geçirmek için farklı stratejileri hayata geçirmeye hazırlandığı bir dönemde PYD doğrudan harekete geçerek Nusra’nın planlarını boşa çıkarmaya yönelmiştir. Sahadaki güç ve kapasite durumunu iyi analiz eden PYD Rasul-Ayn/Serekaniye dışından 750-1000 kişilik daha profesyonel bir güçle şehrin denetimini ele geçirmek için savaşı genişletme kararı aldı. Nitekim, 2 gün suren savaş neticesinde YPG savaşçıları Rasul-Ayn/Serekaniye’nin kontrolünü ele geçirdi. Sınırı kapısını elinde tutan diğer iki grup üyeleri de kısa süreli bir çatışmanın ardından bir kısmı öldürülürken diğerleri de Türkiye tarafına geçmişlerdir.

Nusra Cephesi üyeleri ise çatışmaların ardından Rasul-Ayn/Serekaniye’den çekilirken hemen şehrin yanı başında bulunan Tel Halep köyüne çekilmişlerdir. Rasul-Ayn/Serekaniye 3-4 km uzaklıkta bulunan Tel Halep köyünde toplanan Nusra Cephesi üyelerinin sayının 400’e yaklaştığı yerel kaynaklar tarafından ileri sürülmektedir. Nusra Cephesi Rasul-Ayn/Serekaniye geri almak için askeri hazırlıklarını sürdürürken Özgür Suriye Ordusu Genelkurmay Başkanı seçilen Selim İdris, ÖSO çatısı altında olmayan örgütlere silah yardımı yapılmayacağını açıklayan bir belge yayınladı. Böylelikle Nusra ile YPG arasındaki savaşta taraf olmayacaklarını ortaya koydular. Diğer yandan bölgede dağınık olan Örgütlerin doğrudan Heyetul Erkan tarafından silahlandırılacağını ileri sürülmesine karşın Meclisin Askeri’nin şemsiye örgüt olarak kabul edilmesi şartı öne sürülmektedir.

Öte yandan YPG’nin Rasul-Ayn/Serekaniye’deki kontrolünü kırmak isteyen Arap güçleri ise kendi aralarında bir birlik oluşturma yönünde yoğun temaslarda bulunmaktadırlar. Rasul-Ayn/Serekaniye’ye aralıklı olarak uzaktan saldırılarını sürdüren Allah-u Ekber örgütünün yanı sıra Ahraruş Şam, Gureba El Şam, El Faruk gibi diğer örgütler ve küçük partiler de güçlerini birleştirme yönünde girişimlerde bulunmaktadırlar. Dolayısıyla kısa süre içerisinde Rasul-Ayn/Serekaniye’nin kontrolünü ele geçirmek için yeni bir çatışmanın yaşanacağını belirtmek gerekir. Halı hazırda Rasul-Ayn/Serekaniye’a 3-4 km uzaklıkta toplanan Arap güçlerinin 23 Doçka, 3 adet 23 pikap üzerinde konuçlandırılmış doçkayla hazırlıklarını sürdürdüklerini belirtmek gerekir. Aynı şekilde büyük bir saldırı beklentisi içinde olan YPG güçleri de hazırlık aşamalarını son hızla sürdürmektedir.

 Şükrü Kırboğa

Arap-Der Başkanı