Selma ÖZTÜRK
Okullarda Namaz Kılma Yasağı
Okullarda Namaz Kılma Yasağı
Nihayet karar çıktı. Ve çoğu zaman olduğu gibi İslam dini hakkında bir dava söz konusu olunca, beklenen bir karar. Yani müslümanların aleyhine sonuçlanan bir karar. Bu sefer de aynısı oldu. Şaşacak bir durum değil, efendim. Beklenen bir karardı aslında. Sadece bir kez daha durumun neden ibaret olduğunu göz önüne sergileyen bir karardır bu. Karar Yüksek İdare Mahkemesi’nin kararı idi. Konu okullarda müslüman öğrencilerinin namazlarını vaktinde eda edebilme imkanı ve hakkı. Yani okulun herhangi bir odasında namazı kılması. Durum aslında bu kadar basitken, pireyi deve yapıp, müslüman talebelerin aleyhinde karar çıkardılar... Ve neticede o talebelere bir yasak koydular. Kararı okuyup incelemedim. Ama hal ortada. Karar ise en yüksek merciden verildiği için gelecekte kararı yıkmak biraz zor... Biraz mı? Hayır, oldukça zor.
Pekiyi bu kararın çıkması Almanya’da yaşayan müslümanlar için iyi mi oldu, kötü mü oldu? Elbette ki kötü oldu, ama bana sorarsanız aslında biraz da iyi oldu. Bir hukukçu olarak değerlinderecek olursam, elbette iyi olmadı derim. Lakin bir dindar müslüman olarak değerlendirecek olursam, bu karar beni üzmek şurada dursun, oldukça endişelendiriyor. Bu ve buna benzer kararlar, Almanya hukukun ve toplumunun İslam ve müslümanlar hakkındaki düşüncelerini gösteriyor ve yansıtıyor. Ve aynı zamanda bizim de gözümüzü açmamızı gerektiriyor. Durum aslında tahmin ettiğimizden daha da vahim ve tehlikelidir.
Almanya’da yaşayan müslümanlar dini haklarını elde edebilmek için hep teker teker mahkemelere gitmek ve dini taleplerini mahkemeye taşımak mecburiyetinde kaldılar. Bu tabii olan hakları için hep mahkeme kapılarında savaşmaya mecbur bırakıldılar. Bu başörtüsü davasıyla başladı. İslami usüllere göre hayvan kesimi imkanından olsun, okullarda yüzme dersine katılmama isteği olsun, işçilerin ve öğrencilerin teneffüslerinde namaz kılmak arzusu olsun, cami inşaatleri olsun... Bu konularla devam etti. Ve liste daha da genişletilebilir. Ve her defasında müslümanların lehine bir karar çıkmadı. Çıkmıyor ve çıkmayacak da...
Böyle bir karar neyi gösteriyor kıymetli okuyucularım? İyice bir düşünelim. Biz müslümanlar bu ülkede yıllardır yaşamamıza rağmen, bu ülkeye katkıda bulunmamıza rağmen, hatta bu ülkenin vatandaşı olmamıza rağmen bizim temel insan haklarımız olan, anayasada yerini alan din ve vicdan hürriyetinden (Madde 4) mahrum ediliyoruz.
Tekrar bu somut karara geçelim. Burada bu müslüman talebeler neyi talep ettiler? Yahu, bu öğrenciler aslı arası ne istediler? Okula bir minareli, kubbeli cami mi kurmak istediler? Orada ders saatlerini rahatsız eden ezan sesini mi çınlatmak istediler? Ders saatinde sınıftan fırlayıp, dersi bölüp, bütün sınıfı rahatsız edip namazlarına mı koşmak istediler? Hayır, onlar sadece okulun bir göz odasında kimsenin ruhunun bile duymayacağı bir göz odada kimse tarafından rahatsız edilmeyecek ve kimseyi rahatsız etmeyecek şekilde, okul saatlerine denk gelen ve bilhassa kış aylarının kısa günlerinde öğle ve ikindi namazlarını vaktinde kılmak istediler. Hepsi bundan ibaret.
Bendeniz bu yasakların geleceğini bildiğim ve sezdiğim için, genelde mahkeme yoluna baş vurma taraftarı değilim. Olsun, “Şansımızı deneyelim” diyen sesler de vardır elbet. Lakin ben buna katılmıyorum. Çünkü her defasında aynı ve benzer hayal kırıklığına uğratılıyoruz. Haklı olmak ayrı, hak kazanmak ayrıdır çünkü.
Okul ve üniversite zamanımda şahsen tuvaletlerde abdestimi alır, bir boş bildiğim sınıf odasında veya seminer odasında kendimce namazımı kılardım. Ne kimseyi rahatsız ederdim, ne de kimse tarafından rahatsız edilirdim. Kimsenin ruhu duymazdı ve duymaması da daha iyi idi. Şimdi herkesin ruhu duysun diye mahkemeye gittik. Gittik de ne oldu? Herkesin ruhu duydu. Ve eskisinden de olduk.
Tekrar gelişmelere dönelim. Kararı ve kararları görüyorsunuz, değil mi? YASAK, YASAK ve gene YASAK. YASAK, YASAK ve peş peşe YASAK. Yahu bir de bizi sevindiren bir karar çıkartın da, biz de kendimizi bu ülkede biraz olsun rahat hissedelim. Endişeymiş efendim... Endişe mi? Ya biz? Biz bu ülkede yaşadıkça endişelen miyormuyuz, sanıyorsunuz? Her aleyhimize çıkan kararı biz korkuyla takip ediyoruz. Bilhassa yaşanan son olaylardan sonra insanın bu ülkede can güvenliğinin bile ölmadığını düşünmekte haksız değildir. Abartıyor muyum aceba? .Bence hayır. Zaman ilerliyor, müslümanlar ve İslam dini bu ülkenin bir parçası olmuş olacağına. Bunu herkes kabul etmek mecburiyetinde. İşlerine gelse de, gelmese de. Fakat zaman ilerlemesine rağmen, akıllar ve zihinler de yumuşaması gerekirken, insanlar müslümanlara alışmış olması gerekirken, onlara daha da sıcak bakması gerekirken, zihinler git gide katılaşıyor ve toplumda daha az hoşgörü görünüyor, daha az kabul ediniliyor.
Pekiyi istikbale bir bakalım. Bu kararlar lehimize değişecek mi dersiniz? Biraz zor gibi görünüyor. Müslümanlar bu ülkede böyle çobansız koyun gibi avare avare dolaşmaya devam ederlerse, çoook zor gibi görünüyor hatta.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.