Raif MEDETOĞLU

Raif MEDETOĞLU

MANEVİ BUHRANLARIMIZ (1)


Ruhu islam aklı Kur'an olan müslümanın her ayağa kalkışı ,her hareketi bir iman hareketine dönüşmelidir.

Ahlaksız'dan ahlâk feyzi alınır mı?
fedakârlık ve adanmışlık duygusundan mahrum sahte değer tacirlerinden ve
Allah'ı telkin eden ruhsuz ifadelerden,
İlahi bir aşk beklemek mümkün mü?

Varlık sebebini benlik davasına bağlı kılan,kendi nefsini heykelleştiren,
Âdeta birer küçük firavun gibi akibetini zayıfların, yıpranmışların ve ümitsizlerin sırtında konforlu hâle getirenler değer merkezli bir dünya inşaa edebilirler mi ?

Bin renkli maskeli yalakaların ve yalancıların çok olduğu bir toplumda, emniyet tehdit altındadır.
Sosyal barış tehdit altındadır.
Sosyolojimizi ve toplum psikolojisini tahrip ve tahriş eden asrın manevi hastalığı olan bedenleri ve zihinleri büyük bir gaflete sevk eden,derin bir egoizm ve kendini beğenmişlik, menfi ve ben merkezli bir cemiyetin teşekkülüne vesile olmuştur.

Ruhumuzun mayası olan İslamiyet'i cemiyet hayatımızda sökerek her şeyi maddede arayan kifayetsiz,muhteris ,ferdiyetçi ve ben merkezli bir hayatı temin etmeyi uzlaşı kültürü olarak bize yutturan bu akıl ,Anadolu irfanına düşman olan zihniyetin ülkemizde ki ayakçı takımıdır.

Bize yabancı olan kültürlere ajanlık yapan bu ayak takımı ve ruhsuzlar ordusu,
bugün ki ,iman ve buhranımızın yegâne sorumlularıdırlar.


Bu buhrandan kurtulmanın tek çaresi Kur'an ile kopan bağımızı tekrar güçlü kılarak cemiyetin kalbini ve kabrini Kur'an ile aydınlatmak ve bu hakikat ile buluşturmak omuzumuza yüklenen büyük bir mesuliyettir.

Çünkü;
Tarihi vesikalar gösteriyor ki ,Kur'an ile bağını sağlam tutan islam milletleri âlemşümül bir medeniyetin yeryüzünde yücelmesine vesile olmuşlardır.

İşte bütün kavgamız bu dünya sahnesinde kasvetli,elemli bir atmosferin mümessili olan hayat avcısı, binbir renkli ideolojik ve çıkarcı haydutların istilasına uğramış bir milleti harekete geçirmek ayağa kalkışına ve yıkılan imanın surlarını tamir ederek İslam'a ait iman kalesinde tekrar İslam'ın sancağını dikmek olmalıdır.


İşte böyle bir dünyada umudunu ve kavgasını diri tutan İdeal, ilke,dini ve inancı uğruna ayağa kalkan hayata nizam ve saygın bir anlam katarak ,öncü kuvvet olan asayişin manevi bekçileri ciddi anlamda ortaya koydukları anlamlı çalışmalar ekmek gibi su gibi kıymetlidir.

Nebevi metodla güzel ahlâkın tohumlarını serpmek suretiyle binlerce yıllık İslam medeniyetinin cemiyetimizin ruhunda varlık göstermesi için şehirlerimizi maddi ve manevi olarak ihya'etmeye çalışan bu mümtaz çalışmalara vesile olan ve medrese kültürünü yaşatarak bu alanda çok anlamlı işler yapan gönüllü teşekkülleri tebrik, takdir ve tahsin etmek gerekir.


Anne karnında başlayan hayat hikayemizin son bulacağı ana kadar yaşama değer katmak için binlerce yıllık zengin medeniyetimizin bize miras bıraktığı bir nizama geçmek için çok çalışmak mecburiyetindeyiz..

Hiç kuşkusuz;
Bu ağır yük, bu mesuliyet küçükten büyüğe, mevki ve önemine göre herkesin omuzuna yüklenen bir sorumluluktur.

Din için, devlet için,ailemiz için bir tehdit olan ve milletin bünyesini zehirleyen kavmiyetcilik, dinsizlik, ahlâksızlık , adaletsizlik bu milletin münevverlerini endişeye sevk etmiyorsa burada ciddi bir sorun vardır.?

Peki camii kürsülerinde dinin bütün emirlerini ve yasaklarını beyninin hücrelerinde boncuk gibi dizili dolaşıtıran cennet ve cehennem tellâlı din adamları bu milletin evlatlarının saadetine vesile olmak için sadece camiide değil,her yerde varlık göstermeleri gerekmez mi?

Siz din adamısınız, peygamber vârisi kimseler olarak sahada dokunmadığınız kimse kalmamalıdır.

Nasıl bir sosyalleşmeyi temin edecekseniz edin. Yoksa bir millet yok olmaya doğru hızlı bir şekilde ilerliyor.
Nasıl bir kardeşlik çağrısı ile kalplerin birbirine sımsıkı sarılmasına vesile olacaksanız olun.
Birazcık samimiyet,hürmet , muhabbet ve gayretle milletin dünyevi ve uhrevi saadetine vesile olabilirsiniz...

Bu milletin mayası temizdir.

Gevşek bir atmosferden çıkma zamanı gelmedi mi?
Kelimelerin ruhundaki tesiri unutmayınız.

Bir milletin yok oluşuna sükut ile birlikte seyirci kalırsak hep birlikte büyük bir musibete maruz kalmamız kaçınılmaz olacaktır.

Nesillerimizi heba eden hevaller,yuotuberler,
Kültür ajanlığı yapan artistler, her türlü melanetin yaygın hale geldiği bir sahada selâmet yurdunu tesis etme vazifesi bu toplumun aydınlarının omuzuna yüklenmiştir.


Peki ,ünvanı satırlar dolduran profesörler eğitim ordusuna mensup kimseler gerçek manasıyla üniversitelerimizde ve diğer mekteplerimizde isterlerse genç nesillere tükenmekte olan milli ahlâkımızı gönüllülere mahir bir dokunuş ve bir manevra ile birlikte ihya ederek bu sürecinin daimi ortakları olmaları ciddi önem arz etmektedir.

Birazcık samimiyet, birazcık diger-gamlık , birazcık fedakârlık milletimizi içinde bulunduğu manevi buhranlardan,sefil ve süfli ahvaleden kurtarabilir...


Kendileri için olduğu kadar cemiyetimiz için ve dolayısıyla insanlık için bu çağrıya ihtiyaç vardır.
Aksi takdirde maddenin manaya galip geldiği bir sahada duygusuz, ruhsuz ve terbiyesiz bir nesli kucağımızda daha çok bulacağız.


Şu mübarek ramazan ayında caddelerde kapısı açık lokantalarda âdeta Allah'a isyan edenlerin mide ofisine çalıştığı meskenler sizin için ne anlam taşıyor olabilir?

Burası müslüman yurdu değilmi?

kapısı açık aleni oruç tutmayanların mesken edindiği mekanların sahibi müslüman evladı değilmi?

Beyler!
Bu gördüklerimiz inanç bakımından büyük bir kâbus değil maalesef insanımızın dini değerlerden uzaklaştığının bir göstergesidir.

Bu büyük bir iman zaafıdır..

Bahtiyarlığımızın kurtuluş reçetesi imanlı bir nesli var edecek, nebevi metoda hürmet ve muhabbetle sahip çıkmak ve yaşamakla mümkündür.

Vesselam...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.