2022 yılı Ağustos’un ilk günleri. Yeni İstanbul Havalimanına erkenden geldiğim için saatler süren bekleyişin ardından nihayet uçak kapısına geldiğimde, kalbim heyecanla çarpmaya başladı. Uzun bir süredir hayalini kurduğum İstanbul-Malaga uçuşu, beni sıcak Akdeniz iklimine ve Endülüs'ün mistik havasına götürecekti.

Uçağa adım attığımda heyecandan kalbimin küt küt attığını hissediyordum. Şansımdan, hiç bulut ve sisin olmadığı berrak bir günde uçuyorduk ve yeryüzünü net bir şekilde görebiliyordum. Uçuş boyunca camdan dışarıya baktım ve hayranlıkla Akdeniz'in mavi sularını, yeşil tepelerini, küçük balıkçı kasabalarını seyrettim. Endülüs'ün doğal güzellikleri beni büyüledi ve hayal gücümü zorlayan tarihi yerlerin, kültürel mirasların beni beklediğini düşündüm.

Uçağımız Malaga Havalimanı'na yaklaştığında, ovalarda sıra sıra badem, narenciye, zeytin ağaçlarını gördüm. Endülüs eyaleti olarak adlandırılan bölgede boş arazi yoktu. Dağ, taş meyve ağaçlarıyla, ovalar sebzelerle doluydu. Her yer yemyeşildi.

Yılın büyük bir bölümü güneşli olan bu bölgenin sahil şeridi “ güneş sahili “ olarak anılır.

Havaalanında gezi grubunu güler yüzlü rehberimiz Ali Osman Ramazanoğlu karşıladı. Ali Osman Bey Adana doğumlu. İspanyol dili ve edebiyatı bölümü mezunu ve Granada’da yaşıyor. İspanyolcanın yanında iyi derecede İngilizce biliyor. Türkiye’den gelen gruplara rehberlik yapıyor.

Ali Osman Bey Malaga hakkında kısaca bilgi verdi. “ Günümüzde Malaga’nın merkez nüfusu 570 binden fazladır. Malaga bu nüfus oranıyla Endülüs Bölgesi’nin ikinci, İspanya’nın ise altıncı büyük şehri olma özelliğine sahiptir. Akdeniz sahillerinde yer alan şehrin geneline ılıman bir iklim hâkimdir. Yıl boyu çok soğuklar yaşanmadığı için her mevsimde Malaga’yı ziyaret etmeyi düşünebilirsiniz. Malaga, deniz kenarında olması nedeniyle üç bin yıllık tarihi içinde hep önemli bir liman ve ticaret kenti oldu. İlk ismi Malaca “Malac” kelimesinin “tuz” anlamına gelmesi ve bölgede balık tuzlamanın önemli bir iş kolu olması, bu ismin tarihini daha da inandırıcı kılıyor. 711’de Müslümanların Endülüs egemenliğine giren Malaga, 1487’de Kraliçe Isabella ve Ferdinand’a son teslim olan kentlerden biri olmuştur. Bu gezide size Malaga, Granada, Cordoba ve Sevilla şehirlerinde her konuda yardımcı olacağım” dedi.

Gibralfaro Kalesi

Rehberimiz eşliğinde Malaga’yı gezmeye başladığımızda, Endülüs medeniyetinin izlerini taşıyan tarihi yapılardan Gibralfaro’dan (Tarık’ın Feneri) Malaga manzarasını izledim. Kale, İspanya'nın Endülüs döneminden kalma tarihi bir yapıdır. İlk görünüşte dikkatimizi çeken Akdeniz kıyısında tarihi ve doğal güzellikleriyle ön plana çıkan Malaga şehri ve boğa güreşleri arenası ile Alkazar sarayının muhteşem görüntüsü oldu. Şehrin panoramik fotoğraf çekimi sonrası rehberimiz Ali Osman Bey Malaga şehrinin tarihî ve kültürel olarak önemini anlattı.

“8. yüzyılda Kurtuba emiri I. Abdurrahman tarafından yaptırılan Gibralfaro Kalesi (Castillo de Gibralfaro), daha sonra Malaga, Granada Emirliği’nin ana limanı haline geldiğinde 14. yüzyılda yeniden inşa edildi. Kale, önceleri deniz feneri ve askeri kışla olarak kullanılmıştır. Kalenin içinde orijinal pek bir şey kalmamışsa da surlar ve açık havada Malaga manzarası eşliğinde yapılan yürüyüş olanağı bizi kendisine çekmeyi başarıyor. Kale inanılmaz manzarası, şehrin sokaklarındaki hareketlilik ve renkli evlerin oluşturduğu uyumla birlikte, Malaga'nın güzelliklerini bir kez daha gözler önüne seriyor. Deniz seviyesinden 130 metre yükseklikteki kaleyi haftanın 7 günü ziyaret edebilir, Malaga kentinin ve Akdeniz’in muhteşem manzarasını izleyebilirsiniz.”

Alcazaba

Kısa bir yürüyüşten sonra Alcazaba’ya geldik. Ali Osman Bey Alcazaba hakkında kısaca bilgi verdi. “Malaga’nın iki kalesinden biri olan Alcazaba, 756-770 yıllarında Kurtuba Emiri I. Abdurrahman tarafından yaptırıldı. Kale şehrin tümüne, denize ve Afrika’ya tepeden bakan hâkim konumu nedeniyle korsanlara karşı savunma amacıyla inşa edilmiştir. Hemen yanında buluna Boğa güreşlerinin yapıldığı 14.000 seyirci kapasiteli arena 1976’da Tarihi Sanatsal Anıt, 1981’de ise Kültürel İlgi Alanı Resmi Yerleşimi ilan edildi. Nisan-eylül ayları arasında açık tutulan tesiste boğa güreşlerinin dışında bu kültürel aktiviteyle ilgili konferanslar ve dersler veriliyor.”

Soru cevap faslı sonrası yürüyerek eski şehir meydanına geldik. Şehrin ara sokaklarında ilk göze çarpan Picasso Müzesi oldu.

Picasso Müzesi

Endülüs bölgesine yapılan yolculukların giriş kapısı sayılan Malaga, aynı zamanda Pablo Picasso’nun doğum yeridir. Ali Osman Bey Picasso Müzesi hakkında bilgi verdi.

“Malaga Picasso Müzesi (Museo Picasso Malaga), İspanya’nın en ünlü sanatçılarından Pablo Picasso’nun, 25 Ekim 1881’de doğduğu bu şehirde eserlerinin sergilenmesini istemesi üzerine kurulmuştur. Stil ve tekniğiyle modern sanatın akışını değiştiren bu büyük sanatçıya adanan müze, kentin önemli meydanlarından biri olan Buenavista’da yer alıyor. Malaga doğumlu dünyaca tanınmış kübik ressam Picossa'nın hayatı ve en tanınmış eseri İspanya iç savaşını anlatan Gernika resmidir. Serbest zaman verildiğinde isteyen arkadaşlarımız müzeyi ziyaret edebilir.”

Böylece ünlü ressam Pablo Picasso'nun eserlerinin yanı sıra, hayatı ve çalışmaları hakkında bilgi edindim.

Daha sonra sırasıyla Roma tiyatrosu ve Fenikeliler döneminde balıkların tuzlandığı mekanı ziyaret ettik. Malaga'nın tanınmış restoranlarından biri olan Pimpi'nin önünden geçerek Granada sokağına girdik. Malaga kalesi ve tiyatrosu hakkında rehberimiz bilgi verdi.

Malaga Yemekleri

Rehberimiz bize serbest zaman verdiğinde birbirinden lezzetli yerel yemeklerin tadına baktık. Malaga’da tadını asla unutmayacağınız leziz yiyecekler sizi bekliyor diyebiliriz. Lezzetli bir mutfağa sahip Endülüslüler yemeklerinde en çok zeytinyağı, üzüm, badem ve deniz ürünleri kullanıyor. Malaga’da tapas, paella gibi geleneksel İspanyol yemeklerinin tadına bakabilirsiniz. Yine bir liman şehri olması nedeniyle deniz mahsulleri de yiyebilirsiniz. İki arkadaşla bir restoranda öğle yemeği için tercihimiz paella oldu. Kalamar, Karides, pirinç, bezelye vb. karışımı olan zeytinyağlı paella yemeği lezizdi. Yemeklerin hazırlanışında helal sertifika durumunu göz gönünde bulundurduk. Yemek sonrası Malaga şehri hakkında arkadaşlarla fikir alışverişinde bulundum. Deniz kenarında olması ve Akdeniz iklimi özelikleri nedeniyle şehri beğendik.

Malaga ziyaretiyle ilgili genel olarak şunları söyleyebilirim: Çarşıları, eski evleri, tarihi yapıları ve müzeleri keşfetmek için zaman ayırdım ve Malaga'nın tarihi zenginliklerine hayran kaldım. Restore edilerek korunan pek çok yapı, sokaklarında yürürken Malaga’nın zengin tarihiyle yüzleştiriyor. Endülüs bölgesi şehirlerine seyahat için en uygun zaman Mayıs-Haziran ve Eylül-Ekim aylarıdır. Temmuz-Ağustos aylarında epeyce sıcak oluyor.

Gezi grubumuzla birlikte Malaga'yı gezmek, şehrin güzellikleri ve tarihini keşfetmek için bana inanılmaz bir heyecan yaşattı. Rehberimiz, bize şehir hakkında ilginç bilgiler verirken, Malaga'nın sokakları, yemekleri ve manzaraları da beni etkiledi. Her dönemden kalma mimari eserler, kent tarihine dair bilgi sahibi olmak isteyenler için çok ilginçti. Kalesi, sarayı, Ulu camiden çevrilme Katedrali ve daracık ara sokakları ile Malaga Endülüs medeniyetinin izlerini taşıyan tarihi bir mirasla birleşen modern bir şehir olarak belleğimde yer aldı.

2 saatlik serbest zaman sonrası buluşma noktasında bir araya gelerek Granada şehrine doğru yola çıktık. Malaga'dan ayrılırken, Granada’ya doğru otobüste yolculuk boyunca, güneş ışınları İspanya'nın güzel manzaralarını aydınlatırken, camdan dışarıyı izleyerek Endülüs bölgesinin doğal güzellikleri arasında ilerledik. Kanyonlardan geçerken, yüksek dağların eteklerindeki beyaz badanalı evleri ve renkli bahçeleri gördüm.

Otobüs yolculuğumuz boyunca Granada’ya doğru ilerlediğimizde, tarihî zenginliği, kültürü ve doğal güzellikleriyle ünlü olan bu şehir hakkında düşüncelerim berrak hale geldi. Şehrin yüzyıllar öncesine kadar uzanan tarihi, beni meraklandırıyordu. 2 saat süren yolculuk sonunda konaklayacağımız Catalonıa Granada oteline geldik.

.