Aslan DEĞİRMENCİ
Korku yolculuğu
Önceki gün yabancı ajanslardan geçen bir haber dikkatimi çekti.
“Londra sokaklarında hayalet otobüs!”
İlginç başlığıyla okuyucuya sunulan haberi okumadan geçemedim.
Başlığı kadar içeriğinin de ilginç olduğunu görünce,
‘Haberin hakkı verilmiş’ dedim.
İngiltere’nin başkenti Londra’da, turistlerin dikkatini çekmek için bir tur düzenlenmiş.
Adı ‘korku yolculuğu.’
Bunun için iki katlı bir otobüs kullanılıyor.
Simsiyah bir renk ve bordo perdeli…
Her akşam korkutucu kostümler giyen şoförler,
Turistleri 1 buçuk saat boyunca gezdiriyor.
Öyle bildik turistlik yerleri değil elbet…
Ünlü cinayet ve idamlar ile efsanevi olaylara konu olmuş mekânları, mezarları gezdiriyor.
Aklıma geldi birden, ‘bizde yapabiliriz’ diye…
Biz bu işe İETT otobüsleri ile başlayabiliriz.
Ancak geziye katılacak olanlar turistler olmayacak.
Aksine içimizden belirleyeceğimiz şahsiyetler…
Kimler mi?
Örneğin İmralı gerilimi üretenler,
Reşadiye saldırısının sorumluluğunu ‘açılım’a bağlayanlar,
DTP’nin kapatılmasını bahane ederek sokakları karıştıranlar,
Her defasında ‘ihanet’ suçlaması yapanlar,
Kan ve gözyaşından beslenenler…
Bu yolcular için bizim otobüsümüzün 2 katlı ve siyah olmasına gerek yok.
Zaten elimizde hayli korkunç bir İETT otobüsü var.
Molotof atılan ve Serap’a mezar olan kara otobüs…
Zaten kin, nefret ve öfke ile siyaha boyanmış olan otobüs.
Yolcuları da bulduğumuza göre şimdi sırada şoför var.
İnanın bu baya zor bir iş.
Çünkü düşünsenize yolcuların halini;
Onlardan daha korkunç ya da aksine inanılmaz sabırlı biri...
Hepsini bir arada idare edebilecek bir şoför.
Ben böyle birini tanımadığım için şoförü es geçiyorum.
Bunu da elbet biri bulur.
Biz önerimize kaldığımız yerden devam edelim.
Tur Küçükçekmece’de başlamalı.
Serap’ın evine gitmek için otobüse bindiği durakta…
Şöyle taşlı, sopalı, molotoflu, baltalı, satırlı ve hatta silahlı sokak gösterilerinin yapıldığı yerlerde bir tur attıktan sonra, Gazi Mahallesine dalmalı.
Gazi’de otomatik silahlarla taranan kahvelerde mola vermeli.
Hemen o provokatif olayın ilk kurbanı Halil Kaya’nın sokağına girilmeli.
3 gün dağılmayan binlerce kişilik topluluk ile güvenlik güçleri arasındaki çatışmaların yaşandığı alanlarda dolaştıktan sonra, çıkan olaylarda hayatını kaybedenlerin mezarlarına uğramalı.
Gazi Mahallesi'nde duvarlarda yazılan sloganlara göz attıktan sonra,
İstanbul Barosu öncülüğünde geçen ay düzenlenen hukukçuların katıldığı yürüyüş alanına da uzaktan göz atılmalı. (isteğe bağlı)
İstek Vakfı arazisine uğramakta da fayda var.
Oradaki cephaneliği es geçmek esrarengiz gezimizin esrarını azaltır.
12 Eylül gezi alanlarını unutmuş değilim.
Sırayla gidilerek karanlık suikastlar ve adresler listesini çıkartacak olursak:
Abdi İpekçi Teşvikiye,
Malatya Ülkü Ocakları eski başkanı Mürsel Karataş Sultanahmet,
Eski Adalet Partisi İstanbul milletvekili İlhan Darendelioğlu Beyazıt,
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Ümit Doğançay Etiler,
Milliyetçi Hareket Partisi Gaziosmanpaşa İlçe Başkanı Ali Rıza Altınok evi,
Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul milletvekili Abdurrahman Köksaloğlu Şişli'deki işyeri,
Eski Başbakan Nihat Erim Dragos Deniz Kulübü,
Maden-İş Sandikası genel Başkanı Kemal Türkler Merter…
O dönem sokaklarda ayrıca yaşanan karanlık olaylara girecek olursak, İETT otobüsü yükü kaldıramayabilir.
Ancak gezinin sonunda katılanlara sorulacak bazı sorular olmalı;
“Halen germe de kararlı mısınız?”
“Kararlıysanız o günlere dönelim mi istiyorsunuz?”
“Yoksa o günlerde düğmeye basan ele sizlerde mi hizmet ediyorsunuz?”
Anlayana…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.