Karşı Kıyıya Dönerken

 

Yaz Tatilimi güzel ülkemizde tamamlayıp karşı kıyıya (ABD) dönerken uçakta aziz vatanımızda bıraktığımız derin izleri düşünüp durdum.

 

ABD’de başlayan ve iki yıldır neredeyse tüm dünyanın belini kıran ekonomik krizin, Türkiye’yi Başbakan Erdoğan’nın dediği gerçekten teğet geçtiğini görmem bendenizi çok mutlu etti.

 

Konya ile ilgili gördüklerimi bir önceki yazımda yazmıştım. İstanbul daha müthişti. Kısa sürede gitmediğim ilçesi kalmadı bu güzel şehrimizin. Bir tane  bile boş dükkan göremedim. Maşaallah hemen herkesin işi iyi idi. Özellikle lokantalar, restaurantlar, fırınlar dolu doluydu.

 

İnşaat sektörünü ise anlatmaya gerek yok. Koca İstanbul resmen bir şantiye gibi (Beykoz hariç) Ancak bu işin sonu inşaallah ABD gibi olmaz. Demem oki umarım gereğinden fazla bina yapılmaz.

 

Türkiyede yaşayanlar o muhteşem taze sebze ve meyvelerin, o binbir çeşit leziz yemeklerin, herbiri ayrı damak tadındaki tatlıların kıymetini mutlaka bilmeli.

 

Sadece yiyecek içecekler mi? Hani son yıllarda bazıları Türkiye Türklere bırakılamayacak kadar önemli bir ülke diyorlardı ya; bunu ilk işiten Arap Turistler olsa gerek. Nereye gitsem karşıma çıktılar bu sefer. Hele en son İHL’deki arkadaşlarla hafta içinde buluşmak için çıktığımız Çamlıca Tepesini resmen kapatmışlardı Arap ve diğer turistler.

 

Gece 12’ye kadar kaldığımız Çamlıca Tepesinden ayrılırken kırk yıllık İstanbullu olan Mustafa Tapan, Çamlıca’dan İstanbul’u ilk kez gece seyrediyorum, aman yarabbim bu ne müthiş manzaraymış meğersem dedi. İmam ve tur operatörü Kadir Uslu’dan da biraz bilgi aldı bu tarihi şehir hakkında.

 

Hani derler ya dağ dağa kavuşmaz amma insan insan kavuşur diye. Teksas’tan arkadaşım Şevket Polat’la seneler sonra kim derdiki Çamlıca tepesinde karşılaşacağız diye. Bendeniz Başbakan Erdoğan’a İstanbul Belediye Başkanıyken bu muhteşem tesisleri halka açtığı için bir kez daha teşekkür ediyorum.

 

Kısa tatilimde onlarca dost, üstad, akraba ve kardeşlerimle görüştüm. Tabii tatilde aynı zamanda boş durmadık sizler için çalıştık. Çok değişik şehir ve ülkelerden yazı yazan habernamenin köşe yazarlarıyla rahmetli babacığımın hatırasına Beykoz’daki evimizde kahvaltılı bir toplantı gerçekleştirdik.

 

Avusturya’dan bizim gibi tatile gelmiş olan Mustafa Yıldız’ı 20 yıl sonra görmem ne güzeldi. Maşallah saçlarında bir tane bile beyaz göremedim. Habername’nin kurucusu Mesut Doğan yeni doğan bebeğini terkederek ta Ankaradan kalkıp geldi sağolsun. Yayın danışmanımız Recep Koçak hem fotoğraf çekti hemde engin tecrübe ve tavsiyelerini bizlerle paylaştı. Cezmi Koç yazılarındaki gibi toplantıda da fırtına gibiydi. Ahmet Türkan ile internet üzerinden tanışıyorduk bu vesileyle ilk kez birbirimizi görmüş olduk ve çok özel bilgiler aldık kendisinden. Ayrıca çizer Faik Özdemir’i de beraberinde getirdiği için sürpriz yaptı. Faik Bey yakında habernamede çizmeye başlıyabilir.

 

Birçok yazarımız kahvaltımıza katılamadıkları için çok üzüldüler ve inşaallah bir dahaki sefere dediler. Seneye öyle ümit ediyoruzki; hemen her kıtadan yazarlarımızı ve belkide siz kıymetli okuyucularımızı İstanbul’da buluşturacağız rabbımız müsaade ederse.

 

Habername’nin büyümesi, hizmetine devam etmesi için ekibimizle vargücümüzle çalışıyoruz. Siz kıymetli okuyucularımız bizim için velinimetsiniz. O açıdan sitemizle ilgili her türlü destek, öneri, tavsiye ve eleştirilerinizi her daim bekliyoruz.

 

Not; Aramıza çok değerli birisi daha katıldı. Ünal Sade bey Ankara’dan yazılarıyla habername ailesinin en son üyesi. Yazılarını çok dikkatli takip etmenizi tavsiye ederim.

 

Karşı kıyıdan hepinize en derin selamlarımla.

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum