Demliyazılar
Kalemin Hakkı Verilmezse Vebali Büyük Olur
Kalem biz inananlar için çok önemlidir.
Kalem önemli olmasaydı hiç onun adına sure iner miydi?
Rabbimiz bu surenin ilk ayetinde “Nûn. Kaleme ve (onunla) yazılanlara andolsun” diyerek yemin etmiştir.
Kalem kutsaldır inananlar için.
Kalem bazen en büyük güç olur yazar için.
Kimi zaman da en büyük darbe.
Çoğu zaman kalemin oynatıldığı basın (yazılı media) birinci kuvvet olmuştur.
Bu kalemle milletler silkelenmiş veya aldatılmıştır.
Kaleminizle yazdığınız bir cümleyle dağları delersiniz.
Ama bir cümleyle de her şeyi berbat edebilirsiniz.
Önemli olan kalemi oynatmak değil.
Onun kıvrak olmasını sağlamaktır.
Bu kıvraklık da okumakla, gözlemlemekle, dinlemekle olur.
Kitap okumazsanız neyi bileceksin ki?
Günde bir sayfacık kitap okuyamıyorsanız bari düzenli olarak gazetelerde köşe yazısı okuyun.
Artık okumak kolay.
Hemen hemen bütün evlerde internet var.
İnternet, hayatımızın neredeyse ayrılmaz bir parçası oldu.
İletişimimiz, bilgilenmemiz, alışverişimiz, konuşmalarımız artık büyük ölçüde internet üzerinden oluyor.
Öyle ki insan kilometrelerce ötede yabancı biriyle dertleşebilirken yan odasında bulunan aile bireyleriyle hiç bir şey paylaşmayabiliyor.
İnternet bir bakıma iyi, bir bakıma da kötü.
Önemli olan onu yararlı bir şekilde kullanabilmek.
İnternetten ziyadesiyle bilgilenmeliyiz.
İnternet dibi gözükmeyen bir umman.
Her türlü bilgi var; iyi bilgi de kötü bilgi de.
Ama onca bilgi en iyi şekilde süzgeçten geçirilmeli.
Hem kendimiz için hem ailemiz için hem de çevremiz için.
Hele ki "yazar" isek bunu iyice damıtmalıyız.
Okurlarımıza kesinlikle yanlış bilgi vermemeliyiz.
Köşemizde yaptığımız yanlışlar okurlara da etkisi oluyor.
Onun için okurken dikkatli okumalı ve bilgi paylaşımını ona göre yapmalıyız.
Gözlemlerimiz de dikkatli ve objektif olmalı.
Olayları kendimize göre değil olduğu gibi yorumlamalı ve hak neyse ona göre satırlarımıza taşımalıyız.
Kalemimizi satmadan ama fikirlerimizi de aldatmadan yazmalıyız
Fikirlerinin arkasında olmak demek, onlara körü körüne bağlı olmak demek değildir.
Kimseyi köşende muhteşem ilan etme. Bir gün o kişi yüzünden zor duruma düşebilirsin.
Onun için kişileri, olayları gözlerken kalemini duygularına kaptırma.
Her köşe yazarı mutlaka sosyal olmalı.
Haftada bir veya en azından ayda bir önemli bir kültürel etkinliğe katılmalı.
Katılacağın kültürel faaliyetlerin kalemine de mutlaka faydalı olacak nitelikte olmalı.
Yazarlık bir yetenektir ama bu yeteneği okumadan, gözlemlemeden, dinlemeden yaparsan bir noktada tıkanırsın, yazacak gücün, kuvvetin olmaz.
Belki bir an duyguların yoğunlaşır bir şeyler yazarsın ama bu duygu yoğunluğu her zaman oluşmaz.
Kalemin susar.
Artık konuşamaz.
Onu da konuşturmak için okumak, gözlemlemek ve dinlemek gerektir.
Yazmak için yazmamalısın.
Bilinçli yazmalısın.
Birilerini övmek için duygusal yazarsın amma duyguların kimi zaman bilgiye yenilebilir.
Birilerini hakkıyla yüceltmeden önce onu hakkıyla tanımalısın.
Duyguları döşemek önemli değil duygularını bilgiyle süslemek önemli.
Velhasıl kelam kalem oynatmak kolay.
Yazarsın doğru yanlış, köşe doldurursun.
Ama sana verilen köşenin hakkını vermezsen büyük vebal taşırsın.
Bir yanlış yazarsın okuyanın hakkına geçersin.
Onun için derim ki eğer çala kalem yazarak köşe dolduracaksan hiç yazma bari kimsenin de vaktini alma.
En iyisi kalemini bir kenara bırak, bol bol kitap oku, çevreni, olayları, kişileri iyice gözlemle ve iyi bir dinleyici ol.
Bunlar olmadıkça kendini yazar sanmaktan öteye gidemezsin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.