Av. Mehmet YALÇINKAYA
İYİLİKLER BİTMEZ
Yaklaşık 45 günlük zorunlu bir ayrılıktan sonra yeniden merhaba sevgili dostlar. Bu süreçte gerek arayan, gerek mail atan tüm okuyucularıma en samimi ve içten duygularımla teşekkür ediyorum. İnşallah bundan böyle haftalık yazılarımın Perşembe yerine Pazartesi günü yayınlanacağını da hatırlatmış olayım.
İyilikler bitmez. Yeter ki siz, iyilik yapmak için fırsat kollayın. Hz. Ömer’e atfedilen “Bugün Allah (cc) için ne yaptın?” sözünü astığımız yerin hemen yanı başına veya evden çıkarken görebileceğimiz dış kapının arkasına bir yere “Bugün Allah (cc) için ne yapacaksın?” şeklinde bir ibare yazsak yeridir. Böylece akşam kendimizi hesaba çekerken soracağımız sorunun cevabını da hazırlamış oluruz. Hayatın zorluğu ve günlük koşuşturmacası içinde sorumluluğumuzu hatırlatacak böylesi notlara sürekli ihtiyaç var.
Bugün bir sevincimi paylaşmak istiyorum. İçlerinde oğlumun da olduğu Kadıköy Anadolu İHL öğrencisi 7 genç geçen hafta şöyle bir faaliyete imza attılar. Baştan anlatayım:
Yatılı okuyan ve hafta sonları eve gelen oğlum, geçen Pazar biraz gecikmeli gelince sebebini sordum:
-Baba, bugün değişik bir faaliyet yaptık. Hem Cuma günü karar verdiğimiz için hem de nasıl karşılanacağımızı bilmediğimizden tam hazırlanamadık ama müthiş başarılı olduk. 7 arkadaş, Kadıköy’de ÖSYM sınavı yapılan yedi liseye gittik. Ellerimizde daha önce hazırladığımız karton kutularla. Sınav öncesi görüşebildiklerimize söyledik, görüşemediklerimize sınav sonrası rica ettik, sınav için ÖSYM’nin dağıttığı kalem, kalemtıraş ve silgileri topladık. Yaklaşık 500 kalem toplandı. Bunları da istedikleri fakir öğrencilere vermeleri için bildiğimiz bir vakfa teslim ettik. Onların da çok hoşuna gitti. Haziran’daki sınavda okulların da tatil olmasının etkisi ile daha büyük bir organizasyon gerçekleştirmek istiyoruz. Belki sadece Kadıköy’de değil, ulaşabildiğimiz tüm ilçelerde böyle bir faaliyet organize edebiliriz. Arkadaşlardan biri “Ne verirsen elinle o gider seninle” sözünden mülhem, “Verirsen Boğaziçi’ne vermezsen son tercihine” diye yazı bile yapıştırdı kolinin üstüne. Çocuklarını bekleyen velilerin de ilgisini çekti.
İlk bakıldığında çok basit görünen ama derinlemesine düşünüldüğünde kocaman bir “AFERİN”i hak eden bir çalışma olduğunu düşünüyorum. Aferin’i hak ediyor, henüz lise-2’de okuyan yedi arkadaşın böyle bir çalışmayı düşünüp hemen uygulamaya geçirmeleri gerçekten önemli. İkinci önemli husus, düşünüldüğünde basit gibi görünen ama samimiyetle yaklaşılırsa insanların gönüllerine değecek, onlardaki mevcut iyilik duygularını harekete geçirecek bir olayın başlangıcı olabilir. Nice hayırlı işler, küçücük bir hareketle başlamıştır unutmamak lazım.
Yapılan iyilikleri küçümsememek çok önemlidir. Az veya çok demeden “veren elin alan elden üstün tutulduğu” prensibini unutmayalım. Ayrıca bir hadis-i şerifte buyrulduğu gibi “İyilikte çığır açacak işler” bulmamız gerekir. Peygamber Efendimiz (SAV)’in “Cerir benim ehl-i beytimdendir” övgüsüne sahip sahabenin rivayet ettiği hadis-i şerifi hatırlayalım:
“Biz günün başında (sabahleyin) Rasulullah’ın huzurunda bulunuyorduk. Nemire (alaca, beyaz ve siyah çizgileri bulunan kumaş) giymiş, çoğu-belki hepsi de- (yarı) çıplak bir topluluk Rasulullah’a geldi. Onlarda gördüğü fakirlikten dolayı Rasulullah’ın yüzü değişiverdi. O da ezan okudu arkasından kamet etti. Rasulullah SAV de (öğle) namazını kıldırdı. Bir müddet sonra (oradakilere) hitap etti ve şöyle dedi:
“Ey iman edenler! Allahtan korkun! Herkes yarın için bugün ne gönderdiğine baksın. Allahtan korkun çünkü Allah, ne yaparsanız hakkıyla haberdardır.” (Haşr, 59/18) (ayetini okudu sonra) Her kişi dinarından, dirheminden, giyeceğinden, bir sâ (kadar) buğdayından, kuru hurmasından hatta bir hurmanın yarısını vererek tasadduk etsin (buyurdu).
Derken Ensardan bir adam (büyük) bir torba getirdi. (Ağırlığından) neredeyse onu kaldıramıyordu. Halk birbiri peşine sıraya girmişti. Nihayet, yiyecek ve giyecekten iki yığın gördüm. Sonunda gördüm ki, Rasulullah’ın yüzü altın (suyu) ile kaplanmış (bir maden) gibi parlıyor. Derken Rasulullah (SAV) şöyle buyurdu:
“Kim İslam’da iyi bir çığır açarsa açtığı çığırın ecri ve kendisinden sonra, onunla (o çığırla) amel edenlerin ecirleri, o işi yapanların sevaplarından hiçbir şey eksilmeden ona aittir. Kim de İslam’da (Müslümanlar içinde) kötü bir çığır açarsa, açtığı çığırın günahı ve kendisinden sonra onunla amel edenlerin günahları, o günahı işleyenlerin günahlarından bir şey eksilmeden o kötü çığırı açana aittir.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.