İslamoğluna saldırmanın dayanılmaz hafifliği

İslamoğlu'nun dediği gibi İmam Hatip müfreadatı değiştirilmek zorundadır.Zira bugün mabedin imamlarının değil o toplumda ahlaksızlık kirini ve terör belasını gidermeye caminin tuvaletini dahi temiz tutmaya gücü yetmemektedir. Zira bir ülkenin Emniyet Teşkilatı vatandaşlarını iç tehditlerden, Silahlı Kuvvetleri halkını dış tehditlerden koruyamasa ve eğitim sistemine bağlı okullar genç nesilleri yetiştirme noktasında vazifelerini ifa etmeseler, sağlık birimi mesela insanların temel sağlık ihtiyaçlarını gideremese o ülkenin halkı bunların hepsini sorgular ve tüm bunlara isyan eder.

Peki, seksen beş bine yakın İslam mabedi olan ve bir o kadarda maaşlı müslüman “din adamı” olan bir ülkede ahlaksızlık zirve yapmışsa, Allah ile aldatanlar her köşe başında cirit atıyorsa, ülkenin televizyon kanallarında geleneğin zift tutmuş karanlığından aldıkları ilhamlarla hatipler, şirk ve hurafe kustuğu halde Allah’ın kitabından konuşan mü'minlerin onu kesilip itham ve tahkir edilmelerine müsaade ediliyorsa, o ülke’nin mabedlerinde artık yangın var demektir! Bu ülke’nin mabedlerinde anlatılan uydurulmuş din neden sorgulanmıyor? Oysaki indirilmiş tevhid dini İslam, uyuşturan değil dirilten tutuklayan değil aşk, vecd ve yüksek sorumluluk bilinciyle tutuşturan bir inanç sisteminin adıdır.

Geleneksel din algısı, camilerin soğuk köşelerinde, hafızların ezberinde ve tarihin tozlu sayfalarında tutuklu kalırken, indirilen dinin mesajı  insan yüreğinde feryada dönüşür ve o feryat kimileyin organ mafyalarının içinde, bazen mektep önlerindeki fuhuş mafyasında ve hatta nataşa pazarlarında ve kanlı kürtaj masalarında dahi yankı bularak, insanlığı vicdana ve hakikate çağırır. Böylelikle Allah'ın mabedinde yankılanan vahyin o diriltici soluğu hayatın her sahasında şifa olur. Lakin imam hatip müfredatının imamları bugün soğuk mabedlerin kıraat hafızı olmaktan öteye gidememektedirler.

Bugün dünyayı kan ve terör denizi haline getiren İŞİD gibi örgütlerden, kadına okumayı yasak eden Boko Haram gibi yapılanmalardan, din bezirgânlığı yaparak müslümanların vicdanlarını sömüren mahalle tarikatlarından, tarihte Anadolu topraklarında Moğol ajanlığı yapan İslam’ın Pavluslarına kadar birçok yapılanma temel refransı vahiy olmadığı için ya insanlığın başına felaket hükmünde bir tehdit unsuru veya zulmün kucağına atan pasifize edici ve uyuşturucu bir afyon mahiyeti taşımaktadır. İşte böyle yapılanmaların karşısına Necip Fazıl'ın dediği gibi : "Durun kalabalıklar burası çıkmaz sokak/Haykırsam kollarımı makas gibi açarak" diyerek batıla meyleden kitleleri bu temayülden vazgeçirmenin yolları aranmalıdır.

İslamoğluna saldırmanın dayanılmaz hafifliği yaşanıyor bu ülkede. İslam epistemolojisinde Evrimci Yaradılış 11. yüzydan günümüze kadar İbni Miskevehten Nazzama İbni Sinaya İbni Halduna ve hatta Rumiye kadar bir çok düşünür tarafından dillendirilen bir görüş olmasına rağmen ve hatta bu konu İlahiyat camiasında bir çok akdemisyenin doktora tezi olmasına rağmen İslamoğlu bu meseleyi dillendirdiği zaman gürültü koparılıyor.Türkiye'nin en baba İlahiyatçılarından Prof  Hüseyin Atay " Kader, alın yazısı değildir" dediğinde ve bu bir kitap olarak neşredildiğinde sene 1960 idi. Türkiye'nin en güzide hadis profesörlerinden Prof Mehmet Said Hatipoğlu Hadis tenkidi yapan ve rivayetlerin eleştirilebilirliğini masaya yatıran bir akademisyen olmasına rağmen aynı mevzu İslamoğlu tarafından analiz edildiğinde kıyametler kopuyor.

Bunun nedeni açık zira Mustafa İslamoğlu'nun ciğeri yanıyor.O bir akademisyen soğuklu gu içinde bu meseleyi söylemiyor. Zira söz hatibin neresinden çıkarsa muhatabında orasına isabet ediyor. İslamoğlu yürekten konuşuyor ve ciğeri yanarak serdettiği bu fikirler halk tabanında makes buluyor.

 Mesele sadece İmam Hatip müfreadatı değil. Geleneksel İslam şiddet üretiyor. Kadına şiddetten tutun, namaz kılmayana ve dinden dönene yapılan uygulmaya kadar şiddet geleneksel İslam'ın öğretilerinden akıyor. Dolayısıyla bunun tashih edilmesi ve imam olarak yetişecek gençlerin geleneğin bu tozundan arındırılması gerektiğini kendiside Imam Hatibte okumuş iki çocuğunuda İmam Hatibe göndermiş biri olarak bir aydın hassasiyeti içinde sıkıntısını dillendiriyor. Müfredatta bir şeyler düzelsin ki çocuklar terörizme meyyal olmasın.

Lakin nerde olursanız olun mabeddeki bu yangın sönecek ! Bu milletin evlatlarını uyuşturmayacaksınız. Kutsal patentli sömürü hokkabazlığı yaopmanıza ve insanların vicdanlarını sömürmenize ve içinizdeki şiddeti din adına kusmanıza gelecek nesiller izin vermeyecek. Zira Kur'an ahlakıyla ahlaklanmış bir nesl-i cedid geliyor. Sizin yaptığınız gürultiden ibaret. Lakin bu kervan yürür siz istemseniz de ilelebet.