Tahirhan GÜL
İRAN OLAYLARI
Sevgili dostlar İran’da ilginç olaylar oluyor. Halk sokaklarda. İranlı yöneticilere sorarsanız işin ardında ABD, Suud, Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail var. İran halkının bir kesimine göre de suçlu birçok ülkede (Yemen Suriye Irak gibi)karıştırıcı rolü üslenip asker silah göndererek düşük yoğunlu savaşın içinde giren bu nedenle de ekonomik olarak aşırı açılan İran halkının yoksul bırakılmasına sebebiyet veren kendi yöneticileri. Tabi ilk tespitler cidden kafa karıştırıcı. Gezi olaylarında da parmağı olduğu bilinen ülkelerin o dönem hiç bir şekilde herhangi bir açıklama yapmayıp uzun süre sessiz kalmalarına rağmen İran olaylarının hemen başında göstericilerin yanında olduklarını açıklamaları ciddi şekilde kafa karıştırıcı. Çünkü bu açıklamalar bu ülkelerden nefret eden İran halkını sokaklardan eve yöneltecek cinstendir. Ülkelerin bunu bilmemesi mümkün değil. İran yönetimini en çok rahatlatan sokakları belki de bir nebze sakinleştiren bu açıklamaların asıl sebebi neydi? Bu devletler şu an için İran’da bir rejim değişikliği istemiyor mu? Asıl hedefin İran ve Suud etrafında kenetlenen iki kutuplu Şii-Sünni ekseni oluşturup bunların kavgasından menfaat devşirip istikrarsız bir bölgemi oluşturmak? Bakalım neler göreceğiz. Ama şunu söylemek doğru olacak hem İran’da Hem de Suud da işler gelecek için pek iyi görünmüyor.
Öncelikle Suuda bakacak olursak Suudi Prensi Muhammed bin Salman çok acemi ve devlet yönetme yeteneği kısıtlı bir veliaht. Şu an zaten kral gibi yetkiler onda. BAE gazına gelip çok büyük hatalar yapıyor. Kurtlar sofrası olan Ortadoğu’da dengeli hareket edilmediğinde neler olabileceğini gösteren birçok örnek varken o habire hatalara devam ediyor. Örneğin Suud da büyük aileler prensler hem ekonomik hem de siyasi olarak güçlüdür. Bunlara ekonomik gerekçelerle çok ciddi para cezası kesip gururlarını incitecek şekilde ev hapsi uygulamak çok büyük risktir. Her an bir iç karışıklık çıkabilir. Yine dengesiz Filistin siyaseti içerde desteği tamamen kaybettirir. Yine basında gündeme gelen aşırı savurganlığı Suud lar için tehlike çanlarını çaldırıyor.
İran’a gelecek olursak ekonomik ambargolara rağmen birçok ülkeden gelen milis güçleri alıp eğitip bunları Irak’ta Suriye’de Yemen’de asker olarak istihdam etmek hem diğer İslam ülkelerini kendisine düşman yaptı hem de bunun sebep olduğu yük ekonomisini çökertme noktasına getirdi. Birde içerde Mollardan oluşan yönetim kademesi ile halk arasındaki ekonomik uçurum son olayların fitilini ateşledi.
Belki de bu iki ülkedeki bu karışık durumlar ABD’nin bu ülkeler üstünden yaymak isteyeceği fitnenin önüne geçecektir. Neticede bizim hayır bildiğimiz de şer, şer bildiğimizde hayır olabilir görelim Mevla neyler neylerse güzel eyler.
HİKAYENAME
Bu hikayemiz geçen yıl yaşanmış bir olaydan alınmıştır. Arkadaşımız maddi olarak zorluk çekmeyen birisidir. Bazen arabasıyla iş için geldiği bir yerde o an konakladığı otelden akşam saatlerinde çarşıya yemek yemeye çıkar. Yolda giderken birden yol kenarında zorlukla yürüyerek çarşı merkezine gitmekte olan eski elbiseli bir amcayı görür ve yanına yanaşarak arabayı durdur. Adama hemen seslenip nereye gittiğini sorunca fırından ekmek almaya gittiğini işitir. Kendisi de çarşı merkeze gideceğinden buyur amca bırakayım seni der. Adam Allah razı olsun der arabaya biner. Hemen adam biner binmez sorar amcanın kim olduğu ve ne işle meşgul olduğu klasik soruyu. Adamda adının Ahmet ağa olduğunu çiftçilikle uğraştığını ve akşam yemeği için ekmek almaya çarşıya gittiğini söyler. Bizimkisi adama bakar üstü başı çok dökük göründüğünden hemen ona yemek ısmarlamak ister. Adamda dönüp arkadaşa ben zengin adamım param var sağ ol teşekkürler der. Bizimkisi adamı çarşı merkezde bırakır bırakırken adam elinki küçük poşetten çıkardığı bir elmayı buna uzatır. Bizimkisi de elmayı alır arabaya koyar. Sonra çarşıda buralara geldiğin de, her zaman gittiği lokantaya girip sahibine adamı sorar ve aldığı cevap karşısında şoke olur. Adam eskiden büyük çapta arazi sahibiymiş. şimdi ise çok fakirleşmiş öyle ki poşetteki elmaları fırıncıya verip elma karşılığında ekmek alıyormuş. Fırıncı ekmekleri bedava vermek istiyormuş fakat Ahmet ağa karşılıksız hiçbir şeyi kabul etmiyormuş. Bizimkisi peki elma bitince ne oluyor? hem her şeyi elmayla satın alamaz nasıl geçiniyor? deyince lokantacı baston satarak geçinir cevabını vermiş. Bizimkisi kaldığı yere gelince sabaha kadar Ahmet ağayı düşünmüş vicdanen rahatsız olmuş. Ve karar vermiş sabah ne olursa olsun ona yardımcı olacağım demiş. Sabah Ahmet ağayı bulunca para teklif etmiş fakat sert bir şekilde geri çevrilmiş. Sonra lokantacının bir lafı aklına gelmiş adam baston satıyor ve kendisi de birçok yere seyahat ediyordu. Biraz alır gittiğim yerlerde millete bedava dağıtırım demiş. Sonra Ahmet ağaya satılık yüz adet bastonun var mı demiş. Evet karşılığı verilince de o zaman bana getir ben alıyorum demiş. Bastonlar Gelince fiyatı kaç lira demiş 10 tl sözünü duyunca çok ucuz demiş ben tanesi 20 tl den alacam demiş Ahmet ağa tekrar kızgın bir şekilde babam bastonun fiyatı 10 tl dir demiş. Şimdi Bizim arkadaşın her gittiğinde 100 baston aldığı ve kendisini samimi bir sohbette bulduğu bir yer var.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.