Uğur CANBOLAT
İçimizdeki Makaslar
En çok içimizdeki makaslar çalışıyor. Bu makaslara maruz kalmamak için önce zihinsel dinginliğimizi sağlamamız gerekir. Bu konuda ne kadar başarılı olursak içimizdeki makaslar o kadar az çalışacak demektir.
Menfiye odaklanmış makaslar o kadar hızlı çalışıyor ki, güzellik adına yüreğimizde tomurcuklanan her mânâ hemen bu olumsuz makas tarafından kesiliyor ve onların büyüyüp serpilmesine imkân tanımıyor.
Siz dilerseniz bu olumsuz makasa nefs kılıcı deyin, dilerseniz şeytanın tırpanı! Fark etmez. Aynı kapıya çıkar.
Kendi gönül dünyamızda ‘Hakikat çekirdekleri’nin yeşermesine fırsat tanımadığımızda hayatımız çoraklaşıyor. Rahmet damlaları düşse de bahara ulaşamıyor. Zira makas çalışıyor, sürekli kesiyor, biçiyor.
Eksiltiyor bizi! Bizi bizden alıkoyuyor.
Bu insafsız makas içimizde çalıştıkça görmemiz gerekenleri göremiyoruz.
Yapmamız gerekenleri yapamıyoruz. Hatta hissetmemiz gerekenleri bile yeterince duyumsayamıyoruz.
Geleceğimizi biçiyor bu makaslar!
Yürek adına bir şey bırakmıyor.
Gerçek güzellikleri biçtiğinden geriye ayrık otları gibi bizi rahatsız eden, ruhumuzu bunaltan, vicdanımızı yaralayan duygu veya durumlar büyüdükçe büyüyor.
Bu büyüyen orman o kadar çok sarıyor ki bizi, bir süre sonra hakikatin kokusunu bile duyamaz hâle geliyoruz.
Mânâ adına ne duysak içimizde bir kuşku doğmaya başlıyor. Kendimizce nefsin verdiği ‘Tüyo’larla sorgulamalara giriyoruz.
Sevgi, şefkat, fedâkarlık, iyilik, dostluk gibi ne kadar insanlık erdemine ait hususlar varsa tek tek göç etmiş oluyor düşünce dünyamızdan.
Bunu fark edip önlem almadığımızda bir süre sonra gönle damlayan hakikati duyuşlardan da uzak düşüyor başka iklimlerin insanı oluveriyoruz.
…
Bir dostu arayıp selam verme, hatır sorma duygusu mu geldi içinizden? Olumsuzluk makası hemen devreye girer ve ‘Sakın’ der. Sakın arama. Bu kişiye selam verdin mi borçlu çıkarsın. Elini versen kolun gider. Sakın arama.
Bir akrabayı ziyarete mi karar verdin? Yine menfilik makası görev başındadır. Onlarca mazeret üretir. Üstelik çoğu da mantık kılıfına büründürülmüş mazeretler. Kaygıları besleyici…
Konforumuzun bozulacağını, artık geri dönüşünün olmayacağı gibi pek çok akla yakın söylemlerle bizi yapmak istediğimiz güzel şeylerden uzak tutmuş olur.
Yani makaslar çalışmıştır, sonuç alınmıştır.
…
İçimizdeki makasları destekleyen, besleyen, geliştiren unsurlara dikkat kesilmemiz gerekiyor.
Kötücül yanlarımızı ortaya çıkaran, onlara güç veren ve ejderhalaştıran tutumlarımızı önce fark etmeliyiz. Bu konularda ciddi tespitlerimiz olabilmeli. Ardından ise onları yargılayabilecek bir güce ve dirayete sahip olmamız gerekiyor.
…
İçimizdeki makaslar dostluğumuzu biçmesin.
Arkadaşlıklarımızın başını uçurmasın. İyi düşüncelerimizi, yardımseverlik hislerimizi yaralamasın.
Şefkatimizin kökünü kazımasın.
Sevgimizi bencilleştirmesin.
Cömertliklerimizi ihtiyaç perdesi altına hapsetmesin.
Açılan kollarımızı kapatmasın.
Tokalaşmak için uzattığımız elimizi geri çektirmesin.
Yolunda yürüdüğümüz hakikatleri serapa dönüştürmesin.
Ne yapıp edip içimizdeki makasları önce durdurmalı ardından yönlerini değiştirmeliyiz
Olumsuzlukları, nâdânlıkları, hasetlikleri, çekememezlikleri, cimrilikleri, sevgisizlikleri, acımasızlıkları, hoyratlıkları, konfor düşkünlüklerini, azgınlıkları, hatır gönül tanımamazlıkları kestirmeliyiz o makaslara.
Hayra kullanmalıyız.
Bunları yapabilirsek yakınlık sağlarız gerçeğimize, fıtratımıza…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.