Tahsin AKPINAR
Ey Cemaat: Küstahlığın Bu Kadarı Fazla.
Gönül böyle olsun istemezdi. Ama oldu. İki müslüman taraf arasında çıkacak kavganın, taraflardan da öte İslam’a ne kadar zarar vereceğini bildiğim için başımıza gelmesinden çok çok korktuğum fitne ateşi, harmanımızın tam orta yerine düştü.
Bu bir kavga değil. Bu bir savaş. Mâlesef bu böyle. Artık, çokça yüzümüzü kızartacak ve gelecekte de hatırladığımızda bizi çokça utandıracak bir sürecin sathı mailinden içeri 5. vites-son gaz dalmış bulunuyoruz.
Hep “Yok canım o boyuta varmasına müsaade edilmez” dediğim ve tarafların en tepe isimlerinin mutlaka engel olacağını düşündüğüm süreç, Hüseyin Üzmez ve Cüppeli Ahmet Hoca olaylarını saymazsak, Oslo görüşmelerinin sızdırılmasını ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın üzerinden Başbakan Erdoğan’ı sıkıştırma teşebbüsünü görmezsek, Gezi olaylarında özellikle Today’s Zaman ve grup medyasının ağız değiştirmesini de saflığımıza verirsek, en son, dershanelerin kapatılması tartışmasıyla başlayan süreç, Ak Parti milletvekili Hakan Şükür’ün uzaktan kumandalı istifasıyla zembereğini boşaltmış oldu.
Buna sayın Gülen’in Gülerce’si 2013’ün en önemli siyasi olayı demez mi birde..!? Hayır dostum... 2013’ün en önemli siyasal olayı, aymazlığınızla başlayan savaşın sizin tasfiyenizi başlatmış olmasıdır.
Firenleri yakan cemaat, aynı günün sabahında, gücünün; sadece sembolik bir kısmıyla, Ak Parti hükümetine kamikaze dalışı yaptı. Bu, oluşu itibariyle Pearl Harborvâri bir savaş ilanı. Sonucuda, Pearl Harbor’ı başlatanlaın sonu gibi olacak...
Savaş meydanında, henüz kanı akmakta olan sahabesine insanların imrenmesi üzerine “Ona imrenmeyin. Zira o cehennemliktir” diyerek herkesi şok eden Hz. Peygamberimiz, canını Allah rızası için sakınmadan feda eden ve bu yolda kahramanca savaşarak ölen kişinin durumunu, o kişinin sadece ve sadece bir abalık kumaşı, “ganimetten gizlice almasıyla” gerekçelendirmiştir. Rüşveti ise alan-veren boyutundan lanetlemiştir. Dolayısıyla, kimsenin keyfine kendimizi ateşe atmaya hevesli değiliz. Ve elbette böyle suçlara karışanlar, bu dünyada olmasa bile ahirette, kendilerini elim bir azaba nikahlamışlardır..!
Ve bunun asla kaçışı yoktur.
Şimdi, işin öteki tarafından beriki tarafına geçelim.
Ellerini göğe açıp, hançeresini yırtarcasına, ona buna hırsızlık yaptıkları gerekçesiyle beddua eden Fethullah Gülen’e çok basit bir soru sormak gerekiyor. Bu aynı zamanda bir samimiyet testi sorusu.
Siz Ak Parti ve ona bağlı bir takım devlet kurumlarında yolsuzluk olduğuna dair ilk kez mi bazı bilgiler elde ettiniz? Siz daha önce her dediğiniz yapılırken neden her hangi bir yolsuzluk imâsında bulunmadınız? Eğer, koskoca 11 yılda, sadece ve sadece sizin bu dediğiniz yolsuzluklar olmuşsa, o zaman, AK Parti hükümeti, yolsuzluğa bulaşmama noktasında oldukça başarılı sayılamaz mı?
Yoksa, çömezlerinizin oluşturduğu gizli kütüphane ve film arşivlerinde zula edilen ve faş etmek için uygun zamanı beklediğiniz başka şeylerde var mı? Tıpkı şimdi seçimi beklediğiniz gibi..! Doğrusu, samanlamanız mükemmel..!
Doğrusu, dost sûretine bürünerek yanına yaklaştığınız insanların, cemaziyelevvelininde cemaziyelevvelini, kaydı kuyduyla ortaya dökme kabiliyetiniz ve cüretiniz, sizi çok kötü eleveriyor.
Her konuda, herkese fikir dayatan o çok bilmiş bağnazlığınızı, muhafazakar kesimden birileri size bir şey dediğinde, tıpkı 99 seçimlerinde desteklediğiniz Bülent Ecevit’in Merve Kavakçı’ya höykürmesindeki gibi kıp kırmızı bir hiddetle, muhatabınıza boca ediyorsunuz.
Doğrusu ortalığa saçılan görüntüler ve bu alandaki hadsizliğiniz, kusuntu verici boyutlara ulaştı. Bakan Fatma Şahin’in resmini makaslayarak girdiğiniz tünelde, öyle isimlere leke vuruyorsunuz ki doğrusu insan insanlığından utanıyor.
Numan Kurtulmuş’a olan öfkeniz, onun partisini kapatıp Ak Parti’ye katılarak, size gidecek bir adres bırakmamasından mı?
Ya, Akit Gazetesi yazarı Hasan Karakaya’nın kızıyla ilgili ortaya attığınız görüntüler!
Bu ne haysiyet cellatlığı, bu ne felaket tellallığı ey cemaatin ak saçlıları, nur yüzlüleri? İçinizde bu gidişten utanan, bunu sorgulayacak hiç mi izanı düzeni şaşmamış bir adam kalmadı? Ahmet Taşgetiren gibi halim selim ve vicdanlı bir adama olan öfkenizden “peygamberin bile kıblesi şaştı” diyen profesöre hiç mi pay ayırmazsınız?
İçinizde “Feyne Tesebun / Nereye gidiyorsunuz” diyecek hiç mi vicdanlı kimse kalmadı?
Ha sahi, tüm bu olanlardan siz sorumlu değildiniz değil mi..!?
Size sempati duyup sizi savunduğum, desteklediğim günlerden utanıyorum ve kendimi asla affetmeyeceğim. Bir de cümle alemi enayi yerine koyup “bizim haberimiz yok tüm bu olanlardan” demeniz yok mu? Hiç olmazsa, insanları geri zekalı yerine koyup dalga geçmeyin.
Dikdatörlükle suçladığınız adam “bu ülkenin ilk Osmanlıca Başbakanıdır” ve siz onu yıkmaya çalışmakla; siyonluk, çiyonluk, miyonluk yapıyorsunuz..! Bu ne biçim dikdatör ki, sizin bu aymaz saldırılarınıza karşı devlet mekanizmasını harekete geçirip, tüm kurumlarınızı kontrol altına almıyor ve sizi cascavlak meydanda koymuyor?
Siz, ne kadar tehlikeli olduğunuzu ortaya koymuş oldunuz böylece. Siz asrın yeni Hasan Sabbah’ı olmaya and içmişsiniz. O, Büyük Selçuklu’yu yıktı, bakalım siz neyi yıkacaksınız? Siz, Enver Paşa özentisine kapılmış ve 2013 model İttihatçılık oynuyorsunuz. Tıpkı onun gibi ortalığı toza dumana katacak faili meçhul infazlara ne zaman başlayacağınızı merak ediyorum? Şu çözüm sürecinin önündeki, en büyük engelin, siz olduğunu ima edenler, bakalım ne zaman haklı çıkacak?
Memlekete “Tariko-Mariko Kanunlarıyla” hükmetmeye çalışıyorsunuz. Şu an, koca memlekette şerrinizden emin, bir kişi bile bulamazsınız. İnsanlar, şu an en çok neden korkuyor biliyor musunuz? Elinizdeki milli arşivde(!) kendileriyle ilgili olabilecek bir ifşaatın samanlamasının ne zamana ayarlandığından!
Saman dolu grubunuz, neden insanların yatak odasını bu kadar merak ediyor? Homo olup olmadığı yönünde edepsiz bir soruyla yüz yüze kalan ünlü futbolcu Zlatan İbrahimoviç gibi birisi çıkıp, sizi açık pazara davet ederse, ne cevap vereceksiniz?
Hırsızlığa karşı olan grubunuzun, bir KPSS sınavında, 500 nurlu insanı birinci tayin etmesindeki pisliği bile Ak Parti’ye peklettiniz. Bunu bile insanlar partiden bildi. Nerdeydi o zaman; hak, hukuk, adalet arayışınız?
Sizinle, yok olmanız arasındaki en büyük yapıya ihanet ederek, varacağınız yeri hep birlikte göreceğiz.
CHP’nin değirmenine su taşımanız ve insanları Sarı-Püsküllü otobüslere bindirmeye ikna çabalarınız bakalım ne kadar sonuç alacak? Asrın Hasan Sabbah adayı olarak, bakalım insanları afyonlayarak daha ne düzenler çevireceksiniz?
Buyrun, hangi partiyi desteklerseniz destekleyiniz. Gölge etmeyin başka ihsan istemez. Zira, biz bu yola size güvenerek çıkmadık. Siz kendinizi ne zannediyorsunuz? Dost kalsaydınız dostluğunuzun elbette bir özgül ağırlığı olurdu! Ama biz, özgül ağırlıktan kalleşlik çıkartanların foyasını ortaya dökecek güç, bilgi ve dirayete sahibiz.
Atladığınız şey şu: “Biz bu yola kefenimizi giyerek çıktık.” diyen adamın, o yola tek başına kefen giyerek çıktığını zannetmeniz”. Evet; bizlerde bu yola, kefen giyerek çıkan adamın arkasında, kefen giyerek çıktık. Ona kefen biçenlerin hesabını başına geçirmeyide, o kefeni, ona biçenlere giydirmeyide biliriz. Bu kim olursa olsun farketmez...
Yine bir şarkıyla bitirelim bari.
Artık seninle duramam,
Bu akşam çıkar giderim.
Hesabım kalsın mahşere,
Elimi yıkar giderim.
Bozar mı sandın acılar?
Belaya atlar giderim.
Kurşun gibi mavzer gibi,
Dağ gibi patlar giderim.
Ezdirmem sana kendimi.
Gövdemi yakar giderim.
Beddua etmem üzülme.
Kafama sıkar giderim.
Yazıklar olsun size ve ortalığa saçtığınız şerre, fitneye. Bizi şimdiye kadar demediklerimizi demeye siz zorladınız. Bunu Allah biliyor. Hem memlekette müslüman tek siz değilsiniz. Bir daha Şirinevler FEM’in önünden geçmem.
E Mail : akpinartahsin@hotmail.com
Twitter: @akpinartahsin
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.