Tahsin AKPINAR
DİNLE BENİ EY ÜLKÜCÜ KARDEŞİM
Ey benim ülkücü kardeşim...
“Vatan sevgisi imandandır,” İslam’dandır. Kimseyle vatan sevgisi yarıştıracak veyahut ta bu konuda kimseyi samimiyet testine girdirecek değiliz. Hele de vatanını canı pahasına karşılıksız sevdiğini bildiğimiz bir hareketin mensubu olan fertleri. Ama kimsenin vatan sevgisini sorgulama derdinde olmadığımız gibi kendi vatan sevgimizin sorgulanmasından da hazzetmeyiz. Çünkü biz, bizleri ahirette ilahi adaletin terazisine çıkartacak kudretin tartışmasız Müslüman’ıyız. Biz teslim olmuşuz(!) ve biz Müslümanlardanız. Mutlaka biliyorsunuzdur ki; Müslüman, “teslim olan” demektir.
Ülkemizdeki İslamcı fraksiyonlar içerisinde yetişmiş ve o akımları yakinen gözlemleme imkanı bulmuş Türk kökenli biri olarak kati surette bilir ve iman ederiz ki “Aslını inkar eden bizden değildir.”
Göğüs kafesinin adını “iman tahtası” koymuş bir milletin ferdi olmaktan gurur duyan bir zerrecik olarak milli olmakla militarist olmak arasındaki hata payından sırat köprüsünden düşmekten sakınır gibi kaçınırız. İman tahtamızı haddinden fazla zorlayan bir vatan sevgimiz olduğunu da bilmenizi isteriz.
Selam ve selamet (Barış) manifestosu olan dinimizin gereğince bir takım sapkınlara onları doğru zemine çekme adına gösterdiğimiz hoşgörü ve sabrın, tarafınızdan hainlik ve hainlere yataklık olarak algılanmasından derin bir teessür duyduğumuz gibi birde bunun mal bulmuş mağribi gibi üzerine abanılarak “Yedi Düvele” karşı temsil ettiğimiz kitlelerin hain diye lanse edilmesinden huzursuzuz. Bu, kısaca “kafir” demek gibi bir şey. Buda ilahi terazide hak hukuk meselesidir ki; bu muhakeme gününe olan inancınızdan zerre şüphemiz yoktur.
Baştan sona, bu ülkede her şeyin milli olmasından yanayız ve bu ülkede ciddi bir millileştirme operasyonunu yürüttüğünü düşündüğümüz bir hareketin mensuplarıyız. Elbette bir takım yanlışlar ve sıkıntılar olabileceği gibi bu bir takım yanlışların gerçekten yanlış mı yoksa bir yanlış anlaşılma mı olduğu üzerinde derinlemesine bir tefekkür edilmesi hepimiz için elzemdir.
Milli olmaktan sapmış bir milliyetçiliğe saplandığınız zaman milletlerinin kahrı perişanlığına sebep olmuş Hitler ve Mussolini’nin vardığı yerden başkaca bir yere varamazsınız. Turan ülküsü için yola çıkan Enver-Talat-Cemal üçlüsünün vardığı yeri ise darbeyle devirdikleri Sultan II. Abdülhamit Han’ın cenazesinde yüreği en derinden cayır cayır vatan sevgisiyle dolu olan Enver Paşa itiraf etmiştir:
- “Turan olacakken viran olduk.”
İşte aramızdaki en büyük fark, Turancı olup olmamak değil, turana giden yolda viran olmamıza neden olacak sebeplerden kaçınmamız noktasındaki hassasiyetten mütevellit “usul” farkıdır. Ne Türklük ile ne de Türk-İslam Birliği’ni hedefleyen Turancılıkla bir sorunumuz olamaz. Turan, milletimiz tarafından kanıksanmış ve evlatlarına isim olarak verilmiş bir olgudur. Dolayısıyla Turan bizim babamız, Turan bizim amcamız, Turan bizim komşumuzdur..! İran’ın meşhur Şehname’sindeki İran’ın geleneksel düşmanı Turan’ın biz Türkler olduğunun da fevkalade bilincindeyiz!
“Arabın aceme, acemin Araba üstünlüğü yoktur, üstünlük ancak takva iledir.” düsturu mucibince İlay-ı Kelimetullah kavgasının insanlığın atası Hz Adem’in çocukları Habil ile Kabil arasında başladığını unutmamamız gerektiğini düşünüyoruz. Bu ülkeden bir çok Türk’ün sırf gayri müslüm diye “Vallah Urumdur” diyerek Rum insafına terk edilmesinden de mutlu değiliz. Kaldı ki, bu zulme kimlerin imza attığını da tarih kaydetmiştir.
İslam’la yoğrulmuş vatan aşkımızın peşinde koşarken “akıl ve heyecan arasındaki doğrusal ilişkinin pozisyonuna biçtiğimiz konum” AK Parti seçmeni ile MHP seçmeni arasındaki temel farklardan biridir. Biz ülkümüzün peşinden koşarken aklımızı her ne şartta olursa olsun mutlaka ama mutlaka heyecanımızın bir adım ilerisinde tutmaktan yanayız.
“Her şeyi affedin ama vatanınıza ihaneti asla affetmeyin” diyen Hz Ali’nin bu sözü kulağımızda her daim küpedir. Ama devlet adaletle yönetilir. Adalet mülkün (Devletin) temelidir. Tasamız adaleti inşa ederken teraziyi incitmeme endişesidir. Toptancı ve toptan cezalandırıcı, yaşla kuruyu ayırmadan sobaya dolduran bir yaklaşımdan Allah’a sığınırız.
Aziz milletimizin yüreğini kanatan içinde bulunduğumuz netameli dönemde ve taşlanan otobüsler, dövülen seksenlik dedeler, bugün dükkanı Kürt olduğu için yakılan ama yarın bu ülkeye askerdeki oğlunu şehit veren babaların resmi, Türk Milleti’nin vicdanına yapıştırılmak istenen kara lekelerdir.
Türk’ün vicdanı bunu kabul etmez. Çünkü Türklük insanlığın vicdanıdır. Müslüman olmanın diğer adı “Türk olmak”tır Anadolu’da. Bunu muhakkak ki sizlerde biliyorsunuz. İsmet Özel’in Türk nedir? sorusuna verdiği cevaplar üstünde derin derin düşünmeye değer.
Ha bu arada, sonuna kadar karşı çıktığınız “Çözüm süreci” Kemalist devlet terörünün yıllar yılı ezdiği Kürt kardeşine uzanan “Türk’ün vicdanıdır.” Bu vicdan elini tutmayanlar ve hatta tepenler ise kendilerini bu kesif meselede sonsuza kadar haksız ve yanlış tarafa kaydettiklerinin farkında bile değiller. Tabi, görüyorum ki maalesef sizde bunun farkında değilsiniz. Artık hiç bir PKK’lı Kürt “Devlet bize merhamet göstermedi” diyemez. Birçok eksiklik, yanlış ve öngörüsüzlüğe rağmen bu karasakızı bu haydutların ağızlarından söküp alan insani ve İslami duruştaki kararlılığı ile Ak Parti hareketidir.
Tanrı dağlarını aşıp bu topraklara yurt tutunan bu millet, ülkücü hareketin lideri merhum Alparslan Türkeş’in deyimiyle “Tanrı Dağları kadar Türk, Hira Dağı kadar Müslüman’dır”. Bizlerde bu milletin birer ferdi olmaktan her zaman övünç duyuyoruz. Ama atalarımızdan Ziya Paşa’nın dediği gibi “Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz.”
Altay Dağları’ndan geldik diye şiir, şarkı, türkü söyleyip şişinmek yerine biz Altay tankını yapmayı, Atak helikopterini uçurmayı, at binip cirit gösterisi yapmak yerine cirit füzesini geliştirmeyi tercih ettik. Yollar, köprüler, hastaneler, okullar, adliyeler... 80 yıla sığmayan işleri 13 yıla sığdırdık. Söylemek istemezdim ama sizin gönlünüzü verdiğiniz siyasi hareketin ortağı olduğu hükümetten koca bir enkaz devralmışken yaptık tüm bunları. Göktürk Yazıtları’na yol yaptık be daha ne olsun? Göktürk uydusunu yaptık be sevgili kardeşim. Bundan hiç mi övünç duymuyorsunuz bir Türk evladı olarak?
Ey benim ülkücü kardeşim...
Gönlünüzde kurşundan bir volkan gibi yatırdığınız vatan aşkını esas duruştaki bir asker gibi selamlıyorum. Unutmayın ki esas duruşu yalnızca ölüm bozar! Ama lütfen elinde 5 bin ülkücü şehidin kanı bulunan CHP ve DSP’nin Bülent Ecevit’ine gösterdiğiniz hoşgörünüzü bizden esirgemeyin.
İmtisal-i cahidu fillah olbdur niyyetim
Din-i İlam’un mücerred gayretidür gayretim.
Fazl-ı Hakk u himmet-i cünd-i ricalullah ile
Ehl-i küfri ser-te-ser kahr eylemektür niyyetim.
Enbiya vü evliyaya istinadum var benum
Lutf-ı Hak’dandur heman ümmid-i fethü nusretim.
Nefs ü mâl ile n’ola kılsam cihânda ictihad
Hamdülillah var gazâya sad hezârân rağbetüm
Ey Mehemmed mu’cizât-ı Ahmed-i Muhtâr ile
Umaram gâlib ola a’dâ-yı dîne devletüm.
Fatih Sultan Mehmet
Selamlıyorum...
E mail: akpinartahsin@hotmail.com
Twitter: @akpinartahsin
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.