Uğur CANBOLAT
Çok Hoşuma Geldin!
Böyle demişti dayım bana…
Çok sıcak geldi bu cümle… Kuşatıcı, kavrayıcı…
Ve sıcak…
Son bir haftadır İstanbul dışındayım. Biraz iş stresinden ve bitmeyen koşturmaca durumundan uzak kaldım.
Anne babamızın yanında kaldık.
Eş, dost, akraba, yâran… Hep birlikte güzel anlar geçirdik.
İşte bu anları en güzel özetleyen cümle ise bu oldu:
Çok hoşuma geldin!
…
Hayata bu sıcaklıkla baksak sanırım işlerin rengi farklı olurdu.
Sosyal hayatımız, iş yaşamımız değişik güzellikler barındırırdı bugün görmediğimiz.
Hatta evlerimiz daha bir sıcak, daha bir çekici olurdu.
Yuva olurdu!
…
Çok hoşuma geldin!
Takıldım bu cümleye!..
Çeldiricim oldu adeta…
Hissettim.
Kullanmayı düşündüm, denedim… Fena da olmadı hani!
…
İstanbul’da olmadığım süre içinde aslında sosyal iletişimde olduğum dostlarımla sadece sosyal bir bağ ya da ağ ile bağlantılı olmadığımızı gördüm.
ÜLKE TV’de hafta içi P tesi, Salı, Perşembe ve Cuma geceleri saat 23.45’te ‘Koruyucu Ruh Sağlığı’ adına seslendiğimiz ve gönüllerinde aksiseda bulduğumuz ‘Yürek Dostlarımız’ neredeyse geçtiğimiz her yerde ses verdiler.
Aynı şekilde Habername okuyucuları olan dostlarımızdan da seslenişlere muhatap oldum.
İşte bu yakınlık anlayışını da bu cümle ile ifade etmeyi düşündüm.
Çok hoşuma geldiniz!
Aynı cümleyi sizde içinizde hissetmişsiniz ki, bu cümlenin çerçevesine oturan tutumlarda bulundunuz.
Çaya davet ettiniz.
Görüşme isteğinizi dile getirdiniz.
Selamlarınız, merhabalarınız sımsıcaktı.
Kahve tadındaydı.
…
Bu yazı Ankara ayağında yazıldı seyahatin…
Bir minnet ifadesi, bir teşekkür kastıyla kuruldu bu cümleler.
Kabul etmeniz dileğiyle…
Çok hoşuma geldiniz!..
HABER NAME/ 12.07.2012
canbolatugur@gmail.com/ https://twitter.com/ugurcanbolat/ https://www.facebook.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.