Naim ÖZÜNER        09 Aralık  2012

Prof. Dr. Abdulaziz Bayındırın da katıldığı bir programda konuklardan biri şöyle demişti: “Türkiye de İsmet İnönü olmasaydı Türkiye bugün Rusya olurdu.”

1966 yılında İsmet İnönü bir beyanatında, kendi iktidarları zamanında bu ülkede hiçbir caminin kapatılmadığını, yıkılmadığını, aksini söyleyenlerin yalancı ve iftira ettiklerini söylüyordu.Bugünde CHP li bazı milletvekillerin aynı şeyleri söylediklerini kendilerinden duymaktayız. Oysa tarih yalan söylemez ve affetmez. Tarih kimsenin çöplüğü değil, geçmişte yaşanılan her şeyi dosdoğru olarak saklayan hazineler yumağıdır. Tarihi yanlış anlatanlar, yanlış yaşayanlar kadar suçludur. Arşivlerimizin tozlu raflarına uzandığımızda elimize çok tarihi gerçek belgelerin geçeceği muhakkaktır. Elimiz tozlansa da gizli arşivlerimizden tozlu raflarımızın aralarından bulabildiğimiz sisli paslı tozlu ama gerçek bazı belgeleri, bu yazımızda sizlerle paylaşmak istedik. Hiç bir şeyin ispatında değiliz. Sadece lütfen tarihi doğru anlatalım, gerçekleri saklamayalım. Hatalar doğruları ile güzeldir. Siz tarihten bir şeyleri sakladıkça tarih sizi affetmeyecektir.

Müslüman bir ülkede camiler medreseler, mezarlıklar, hanlar, hamamlar, mimari eserler, o ülkenin tapuları senetleri hükmündedir, kimlikleridir. Onlarla tanınılır, onlarla hatırlanır. Millete hizmet onlarla yapılır. Sizi istikbale onlar taşır ve istikbal sizi onlarla teşyi eder.

Ülkemizde maalesef geçmiş tarihimizde on bine yakın, tarihi kıymeti olan eser yok edilmiştir. İsmet İnönü nün Milli Şeflik yaptığı dönemler ikinci dünya savaşının yaşandığı yıllardı. O zaman bile Sultanahmed Camisi kapatılmış, depo yapılmıştır. Sirkeci tren garı bitişiğinde ki Merzifoni Kara Mustafa Camisi eskiden fuhuş salonu, meyhane olarak kullanılmıştı. Topkapı sarayı depolarında bulunan, Osmanlı Devletinin devlet arşivlerine ait olan belgeler ve kağıtlar, balya yapılmış, Bulgaristan’a hurda kağıt olarak satılmıştır. Bulgar tarihi bunlardan oluşmuştur. Diyarbakırlı Ermeniyyül Kadim Yusuf Mihael, Kurşunlu camisi ya da diğer adıyla da Fetihpaşa camisinin 1941-42 yıllarında depo yapılıp kapatıldığını, avlusuna at arabalarının bağlandığını, kendi kiliselerine de camideki mühimmatı koruma adına bir manga askerin yerleştirildiğini ve içini de wc olarak kullanıldığını anlatmaktadır.

Galata köprüsü altında ki mescid odası, darüşşafaka mektebi binasında ki mescid, Kayseri de müftü camisi kışla olarak tahsis edildi. Kulluk camisi silah deposu, hacı kılıç camisi ecza deposu, iki kapılı cami mısır ve arpa deposu, lale camisi askeri eşya deposu olarak kullanıldı. Malatya da söğütlü camisi cezaevi ve zahire ambarı, çınarlı camisi kışla olarak, 1942 senesinde zahire ambarı ve 1964 senesinde İnönünün yeğeni Belediye Başkanlığı yapmış Turgut Temmelli tarafından çürük raporu tanzim ettirilerek yıktırıldı. Caminin temel taşları Beşli Hacı Ahmes isimli tarafından şarap fabrikası yapımında kullanılmıştır. Tekke camisi önce dispanser, sonra tapu dairesi ve matbaa olarak kullanıldı. Paşa camisi ise topçu kışlası olarak kullanıldı. Kerhek camisi de yıkılanlardandır. Rize de hacı ağa camisi, müftü camisi, dalyan camileri satıldı ve mağaza, elektrik santrali olarak kullanıldı. Konya da iplikçi camisi, kışla camisi, battallar camisi, paşa camisi, kapu camisi, sadrettin konevi camisi, karadayı camisi depo ve müze olarak kullanıldı.

1938 senesinde İskilip te 14 cami ve mescit yıkılmıştır ve satılmıştır. Muş ta ulu camisi cezaevi yapıldı. Hacı şeref camisi ofis ambarı, alaaddin bey camisi askeri depo yapıldı. Taşo camisi kelle camisi, saray camileri yıkıldı. İstanbul Kasımpaşa camisi 1943 senelerinde CHP hükümeti un deposu olarak kapattı. Unlar aha sonra kurtlanmıştır. Cami Mimar Sinanın eseridir. Tokatta 31 cami yıkılmıştır. Bir çoklarının arsaları da satılmıştır. Düzce de hacı Davut isimli cami samanlık ve beylik eşyaları deposu olarak kullanıldı. İstanbul da Rumeli Hisarının içindeki cami Açıkhava tiyatrosu yapıldı. Küçüksu kasrı camisi CHP tarafından halk odası, gençlik kulübü ve kızılaya kiralanmış, bazı salonları da içkili eğlenceli danslı düğünler tertibine başlanmıştır. Beyoğlunda ki Galatasaray mektebinde günlük namazların kılındığı cami vardı ve imamıda mevcuttu. 1924 te hilafet kaldırılınca mescit kapatıldı. 1945 te mescit depo olarak kullanılmaya başlandı. Daha sonra Spor salonu yapıldı.

Türkiye genelinde CHP iktidarı ve muktedirliği zamanında yakılan yıkılan satılan başka amaçlarla kullanılan camileri yazmaya kalksak bu sütunun yetmeyeceği muhakkaktır. Bunu sizler de biliyorsunuz. Bir nebze de olsa bazı tarihi hakikatleri sizlerle paylaşmak istedik. Birileri bunun aksine iddiada bulunsa bile..Hayra matuf bir çok şeylere CHP muhalefetini gösterirken bu hakikatleri gizlemesi ve inkar etmesi de normaldir. Her şeye belge isteyen CHP, bahsini ettiğimiz konularda ki belgeleri neden ret etektedir, pek anlaşılabilir gibi değil. Anlaşılan o dur ki CHP de aşçı başı değişse de yemek tarifleri aynı, hiç değişmiyor.   

e-mail -  naimozguner81@gmil.com