Aydoğan AHIAKIN
BİNGÖL VE GAFFAR OKKAN CİNAYETLERİNDEKİ TUHAF BENZERLİK
9 Ekim 2014 tarihinde Bingöl Dörtyol’da, Bingöl Emniyet Müdürü ve ekibine yönelik yapılan silahlı saldırıda iki polis şehit olup, Emniyet Müdürü ve bir polisin de yaralandığı olay 1990’lı karanlık yılları akıllara getirmektedir. Faili meçhul cinayetler 90’lı yıllarda terör örgütlerine yıkılmakla beraber daha sonradan aslında cinayetlerin bu örgütler tarafından gerçekleştirilmediği anlaşılmıştır.
Bingöl saldırısında Emniyet Müdürüne yönelik suikast girişimi ile dönemin şehit edilen Emniyet Müdürü Gaffar Okkan suikasti arasında tuhaf bir şekilde benzerlik bulunmaktadır.
Güneydoğu’da yıllarca Genelkurmay’ın kadrolu tercümanı olarak görev yapan Yıldırım Beğler çarpıcı iddialarında Gaffar Okkan’ı Hizbullah’ın değil, Özel Kuvvetlere bağlı bir ekibin öldürdüğünü söylemişti.
Gaffar Okkan suikastinden sonra suikasti gerçekleştiren ekibin 3-4 ay Süleymaniye’de saklandıklarını, 4 ay sonra ortalık sakinleştiğinde Hizbullah gibi örgütlerin üstlendiğini, Gaffar Okkan'ın zeki ve ileri görüşlü biri olduğunu vurgulayan Beğler: “Bugünlerde AK Parti'nin 'tatlı dille' yaptığı açılımı Gaffar Okkan, ta o zamanlarda düşünüp yapmaya çalışıyordu. Bizim gibi düşünmüyordu. Biz PKK'lı yakalayınca asıp kesiyorduk. O ise bu yolun yanlış olduğunu biliyordu. İşkence yaparak bir yere varılmayacağını, her şeyin karşılıklı anlayış ve hoşgörüyle olması gerektiğini düşünüyordu. Bizler ise bir kişinin arabasında Şivan Perver kaseti yakalayınca bile o kişinin hayatını burnundan getiriyorduk." ifadelerini kullanmıştı.
C Timi'nin özellikle 1990'dan 2001 yılına kadar çok büyük olaylara imza attığını ve Gaffar Okkan suikastının bu hadiseler yanında küçük bile kaldığını da savunan Beğler, "Bu timde görev yapan askerler bunu vatan-millet için yaptıklarına inanıyorlardı." şeklinde konuşmuştu.
Okkan cinayetinden sonra Ergenekon davası sanığı L.G. ile üst düzey bir komutanın toplantı yaptığını söyleyen Yıldırım Beğler: Kuzey Irak'tan gelen C Timi'nin önce iki helikopterle Diyarbakır'a, oradan da uçakla Antep'e geçmesi emri verildiğini aktardı. Bu uçak, 16 Mayıs 2001'de Malatya'da düşen CASA tipi askeri uçaktı. Uçakta bulunan 34 kişi hayatını kaybetti. Beğler, "Gaffar Okkan cinayeti faillerinin hepsi, yani C Timi'nin 20 kişilik tüm kadrosu da bu uçaktaydı." şeklinde suikasti anlatmıştı.
16 Mayıs 2001'de Malatya'da düşen CASA tipi askeri uçakta 34 kişi şehit olmuştu. Uçaktakilerin büyük çoğunluğunun Özel Kuvvetler'den olduğu açıklanmıştı. Kaza sonrası ciddi soru işaretleri belirirken, Şemdin Sakık, uçakta "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım'ın da bulunduğunu iddia etmişti.
Genelkurmay tercümanı Yıldırım Beğler'den sonra emekli Jandarma Kıdemli Yüzbaşı Özcan Tozlu da Gaffar Okkan suikastıyla ilgili çarpıcı açıklamalar yapmıştı.
Tüm bu ifadeler Gaffar Okan cinayetinin aslında Hizbullah’ın gerçekleştirmediğini ispatlar nitelikteydi. Suikasti Hizbullah değil derin devlet gerçekleştirmişti. Bingöl Saldırısının zamanlamasına ve çözüm sürecinin geçtiği kritik döneme dikkat etmek gerek. Çözümden ve barıştan rahatsızlık duyan çevreler yine iş başında.
Bingöl saldırısı ile yoksa Kontragerilla mı hortladı? Bingöl’de olay çok karışık. HDP Milletvekili İdris Baluken: “Saldırıyı PKK da KCK da yapmadı.” şeklinde beyanda bulunurken olayla ilgili çelişkilere dikkat çekti. Saldırının anlık istihbarat gerektiren bir suikast olduğunu ifade etmekle birlikte PKK ya da KCK’nın böyle bir plan içinde olmayacağının açık olduğunu vurguladı. Ayrıca İki olayın birbirinden bağımsız olduğunu, polislere üç farklı yerden ateş açılmasına karşın, saldırı yapanların öldürüldüğü söylenen araçta sadece iki kalaşnikof silahın bulunduğunu belirten Baluken, yetkililerin açıklamalarında da çelişkiler olduğunu iddia etti.
Gelinen noktada Bingöl’de ve Türkiye’de karanlık aktörlerin devrede olduğu açıkça ortadadır. Ülkenin huzurunu ve çözüm sürecini dinamitlemeye çalışan derin yapılar barıştan rahatsızlık duymakla birlikte, daha büyük katliam zeminleri yaratmak üzere devrede olabilir.
Derin aktörler yeni provokasyonlarla çözüm sürecini bitirmeye ve ülkemizin istikrarını bozmaya çalışmaktadır. Ülke olarak çok kritik bir süreçten geçmekteyiz.
Bingöl’de yaşanan suikastin arka planlarının detaylıca incelenip aydınlatılması gerekmektedir. Bu yazımda Gaffar Okan suikastinde olduğu gibi Bingöl Saldırısının da huzurdan huzursuzluk duyan derin aktörler tarafından gerçekleştirilmiş olabileceğine dikkat çekmek istedim. Takdir sizin.
Geçmişten ders çıkartıp, 90’lı yıllara, karanlık faili meçhul cinayetlerin yaşandığı yıllara dönmemek için hükümetin gerekli tedbirleri bir an evvel almasını ümit ediyorum.
Av. Aydoğan AHIAKIN
E-mail: ahiakin@gmail.com
Twitter: https://twitter.com/Aydogan_Ahiakin
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.