Böylesine iddialı ve çekişmeli bir Fenerbahçe Başkanlık seçimi en son 1998 yılında Aziz Yıldırım ile Vefa Küçük arasında geçmişti. Aziz Bey bir oy fark ile kazanmış ve ardından 20 sene kesintisiz başkanlık yapmıştı. Ama ne 1998 yılındaki ne de daha önceki veya daha sonraki seçimlerden hiçbiri bu kadar tantanalı, salvolarla dolu ve demeç savaşları ile geçmemişti.

Hatırladığım hiç bir FBSK başkanlık seçimlerinden önce başkan adaylarının siyasetçiler gibi Anadolu’yu şehir şehir gezip kongre üyeleriyle buluştuklarını ve günde 3 televizyon veya Youtube kanalına çıkıp kendilerini anlattıklarını görmüştüm. Sosyal medyada çıkan milyonlarca video klipler ve x’ler rekabeti daha canlı tutuyor.

Aziz Bey altı (6) yıl aradan sonra döndüğü başkanlık yarışı için kısa sürede eski formuna kavuşmuş ve fakat sinirli ve kavgacı görüntüsünden uzaklaşmış görünüyor. Ama “bir konuşursam sokağa çıkamazsınız” tarzı aba altından sopa gösterme huyu devam ediyor.

Aziz Bey el yükseltmeyi de seviyor. Önce “Mourinho ile anlaştım” diyerek el yükseltti. Eli gören ve normal şartlarda bir teknik direktöre yılda 10-15 milyon Avro vermeyi aklının ucundan bile geçirmediğini düşündüğüm ve hızlı karar verememekle maruf Ali Bey birkaç gün içerisinde Mourinho’yu getirdi. Acun Bey’in bu kararda çok etkili olduğunu düşünüyorum.

Aziz Bey ardından inşaat yapıp stadı genişleteceğim diyerek yine el yükseltti. Ali Bey bugün buna da karşılık verdi ve daha çok seyircinin oturmasına imkan veren yeni koltuklar ve benzeri projelerle çıktı Fenerbahçelilerin karşısına.

Aziz Bey en son olarak da “eğer ilk sezonda şampiyon olamazsak sezon sonunda Genel Kurulu toplarım” dedi. Yani ona oy vereceklerinin eğer olursa hatasının en fazla bir sezon süreceğinin garantisini verdi. Ali Bey ise önümüzdeki sezon şampiyon olamazsa ayrılacağı yönünde bir söz vermedi.

Ali Bey ise Aziz Bey’in geçmişte kulubü nasıl borca ve faiz sarmalına soktuğunu her fırsatta anlatıyor. 4 Ocak 2024 tarihinde söylediği “Ali Koç, Fenerbahçe başında olduğu sürece Fenerbahçe şampiyon olamaz. Aday olmayı planlamıyorum. Düşüncem 2. dönemin sonunda başkanlığa devam etmemek.” sözleriyle neler kastettiğini açıklaması yönündeki soru her basın toplantısında karşısına çıktı. Aziz Bey de bu sözleri kampanyasında kullanıyor.

Ali Bey’in “Benim Fenerbahçe Spor Kulübü'nden bir tek kuruş alacağım yoktur” sözü ise çok önemli ve taraftarların içini rahatlatmış görünüyor. Koç Holding’e dahil olan şirketlerin sponsorluk anlaşmalarını uzatması da Ali Bey’in iyi niyetinin ve cömertliğinin net bir göstergesi.

Aziz Bey’i destekleyen kongre üyelerinin ona tecrübesi, iş bitiriciliği, Fenerbahçe için hapis yattığı, 6 sene önceki seçimlerde onu rencide ettikleri, helalleşmek istedikleri ve en önemlisi ilk sezon şampiyonluk sözü verdiği ve olmazsa bırakacağı için oy vereceklerini düşünüyorum.

Ali Bey’i destekleyen kongre üyelerinin ise ona artık deneyim kazandığı, finansal sıkıntı yaşatmayacağı, tak diye Mourinho’yu getirdiği, şampiyon olacak kadro sözü verdiği ve içinde Acun Bey’in de olduğu kuvvetli bir yönetim kurulu oluşturduğu için oy vereceklerini düşünüyorum.

An itibarıyla Ali Bey’in Aziz Bey’in az bir farkla önünde olduğunu düşünüyorum. Cumartesi sabahı Divan Kurulu başkanlığı için Şekip Mosturoğlu ve Vefa Küçük arasında yapılacak seçimin ve ardından iki adayın yapacakları ateşli konuşmaların Fenerbahçe başkanlık seçimlerinin rengini belirleyeceğine eminim.

Neticede iki aday da geçmiş dönemlerde yaptıkları hizmetlerle seçilmeyi hak ediyorlar. İkisinin de Fenerbahçe için çok iyi şeyler yapacağına şüphem yok. Umarım seçimler olaysız geçer ve Fenerbahçe için en hayırlısı kim ise o başkan olur.

Dipnot: Normalde bu Pazar günü İstanbul’da olmayı ve gönlümdeki isime oy vermeyi planlıyordum ama işlerim mani oldu.