SÖZÜN ÖZÜ (KISA KISA) - 32
Zalimler Boş Durmuyorsa Mazlumlar da Boş Durmasın
Amerika, destekçileri veya diğer zalimler İslam’ı, müslümanları veya adaleti çökertmeyi hedeflemişse, karşı hedef bu saldırganları çökertme yöntemleri geliştirmektir; bu bağlamda kararlı bir şekilde şu yol(lar) izlenebilir:
- ABD ürünleri yerine yerli ürünler veya diğer ülkelerin alternatif ürünleri tercih edilebilir, olabildiğince mutlak anlamda ambargo/boykot kampanyaları düzenlenebilir, sonuçta birçok ürün farklı ülkeler tarafından üretilebilmektedir...
- Dolar yerine Euro veya yerel para birimleri tercih edilebilir...
- Bu yapılırken karşı bir kutbun aşırı büyümesine de destek olunmamalıdır, yani mesela Çin mallarına fazla yoğunlaşılmamalıdır; eğer ileride bir başka güç benzeri zulüm projeleri üretiyorsa aynı şekilde ona da haddi bildirilmelidir...
- Adaletin/Hukukun değil gücün güdümünde olan (BM, NATO gibi) küresel birliklere karşı farklı seçenekler ortaya konmalıdır, bölgesel çapta da olsa birlikler oluşturulmalıdır (ekonomik, savunma vb)...
- Basın-Yayın (medya) yoluyla dezenformasyon (yanlış bilgilendirme, propaganda) karşısında yoğun şekilde doğru bilgilendirme kampanyaları başlatılabilir, yerel, bölgesel ve küresel bilgi ağları oluşturulabilir...
ABD’nin veya benzeri güçlerin gayrimeşru planları varsa insanlığın da, hedeftekilerin de meşru planları olmalı ve hayata geçirilmelidir...
ABD’nin ekonomik olarak güçsüzleştirilmesi demek askeri olarak da güçsüzleştirilmesi veya geri çekilmesi demektir, daha az dünya işlerine müdahalesi demektir; mesela Japonya gizli servisi, CIA gibi örtülü operasyonlar yürütmemekte veya rejim değişiklikleri yapmamaktadır.
Savunmadan tıbba, bilişimden uzaya neredeyse her alanda ABD ürünlerinin veya teknolojisinin alternatifi bulunmaktadır ve ABD zulüm yerine adalet peşinde olmazsa bu alternatiflere yönelmek gerekir...
Bununla birlikte büyük güçler (ABD, NATO, BM vd) kendi çıkarları veya haysiyetleri için -ölçülü de olsa- doğru tavırlar takınabilmektedirler; mesela Kosova ve Bosna müdahaleleri gibi. Demek ki onları bu şekilde davranmaya yöneltecek bir tutum sergilemek gerekmektedir, böyle bir tutum (veya ortam) oluşturulduğunda onlar gereğini yapabilmektedirler...
Yani karşı tarafı “mutlak düşman” görmek yerine “doğruya yönlendirilebilir güç” olarak algılamak daha geniş imkanlar ve seçenekler ortaya çıkaracaktır; düşmanlık güce değil kötüye kullanılan güce karşı olmalıdır...
Kurban Sünnet mi Farz mı? (Farz)
Kurban ibadeti sünnet değil farzdır, tüm ibadetler gibi Allah’ın bildirdiği bir farzdır. (Bakınız: Kuran, 2/196; 5/2, 27, 95, 97; 22/28, 32-37; 37/107; 48/25; 108/2) Hz. Peygamber’in kendisi ibadet oluşturamaz ki sünnet olsun, Allah Ona emretmiş, O da yerine getirmiştir.
Dolayısı ile bazı alimler çok değerli olsalar da özden şu veya bu sebeple uzaklaşıp ayrıntıya takılınca gerçekçi hüküm verememeleri mümkün ve vakidir. Onlar (mezhepler, tarikatlar, cemaatler vb) İslam değil İslam’ın yorumudur, İslam’a uygunsa doğru değilse yanlıştır ve İslam’a eşit (özdeş) olarak kabul edilemez (sunulamaz), hatasız veya dokunulmaz olarak nitelenemez, din yerine konulamaz.
Kurbanın bireysel, toplumsal ve ekonomik açılardan birçok faydası vardır; dolayısı ile insanlar bu ibadeti yerine getirmeye teşvik edilerek bu faydalardan herkesin yararlanması sağlanmalıdır.
Ve ne mutlu, “İsmail’im, hak yoluna canımı kurban eylerim.” diyebilenlere.
* * *
Kuran Meali
« Onların (Kurbanlıkların) etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Fakat ona sizin takvanız (Allah’a karşı gelmekten sakınmanız) ulaşır. Böylece onları sizin hizmetinize verdi ki, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah’ı büyük tanıyasınız. İyilik edenleri müjdele. » (Hacc, 22/37)
Hâdis-i Şerif
“Kim Cuma günü gusül yapar, sonra Cuma’ya giderse sanki bir deve kurban etmiş gibi (sevaba nail) olur. Kim ikinci saatte giderse bir sığır kurban etmiş gibi (sevaba nail) olur. Kim üçüncü saat giderse boynuzlu bir davar kurban etmiş gibi (sevaba nail) olur. Kim dördüncü saat giderse bir tavuk kurban etmiş gibi (sevaba nail) olur. Kim beşinci saatte giderse bir yumurta tasadduk etmiş gibi (sevaba nail) olur. İmam (hutbeye) çıkınca melekler hazır olur, zikri dinlerler.”
(Buhârî, Müslim, Muvattâ, Ebû Dâvud, Tirmizî, Nesâî, İbnu Mâce)
Seçkin'ce
“Çağdaşlık çağa uymak değil, doğruya sarılmaktır; bu, kişiyi çağın üstüne çıkarır.”
www.dunyaislamgunu.org - www.worldislamday.org