Okuduğunuzda sizi çok sarsan öyle yazılar vardır ki, aradan yıllar geçse de siz onu unutamaz, sıklıkla zikretmek zorunda kalır, tekrar tekrar okumak istersiniz.
İlk defa 18 yıl önce okuduğum aşağıdaki hadis-i şerifi konu alan yazı da öylesine tesirli bir çalışma. Yaşınız ilerledikçe, türlü huy ve karakterlerde insanlarla karşılaştıkça bu yazıda konu edilen hadisi şerifi hatırlamaya devam edeceksiniz. Ben bu hadisi şerifi 1994 yılından bu yana çok hatırladım ve istifade edeceğini umduğum kişilere dilimin döndüğünce aktarmaya çalıştım.
Geçtiğimiz günlerde arşivimi düzenlerken fotokopisine eriştiğim söz konusu yazıya Altınoluk Dergisi’nin arşivinden ulaşmam çok kolay oldu. 18 yıl sonra yeniden okumanın sevincine sizleri de ortak etmek istedim. Yazıyı kaleme alan İsmail Lütfi Çakan Hocamıza hayırlı ve uzun ömürler diler, bu mütevazı çalışmanın Efendimiz s.a.s’in şefaatine ve hayırlara vesile olmasını niyaz ederim.
…
Yüzde Bir (% 1)
Abdullah İbni Ömer radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, "Ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'i şöyle buyururken dinledim" demiştir:
"İnsanlar, aralarında soylu ve binmeye elverişli bir tek deve bulmakta güçlük çekeceğin yüz deve (lik sürü) ye benzer."1
AItınoluk Dergisi'nin 100. sayısı sebebiyle içinde 100 rakamının yer aldığı bir hadis üzerinde yorum yapmayı düşündüm. Karşıma bu hadis-i şerif çıktı.
Hidâyet rehberimiz sevgili Peygamberimiz'in her hadîsi, daha geniş anlamda sünnet-i seniyye'sinde yer alan her şey, biz ümmeti için ibret ve irşad vesilesi, sağlık reçetesidir. Bu sebeple O'ndan bize intikal etmiş her beyân üzerinde ciddiyetle durmak gerekir.
Bazı kelimeler
Hadiste geçen râhile kelimesi, binmek ve yük taşımak için seçilmiş iyi cins deve demektir. İbil deve anlamına gelir. Ama aynı zamanda Araplar yüz deveden oluşan sürüye de "ibil" derler. Hadis-i şerifte ise bu husus açıkça "yüz deve" diye belirtilmiştir. Ancak hemen kaydedelim ki bu "yüz" rakamı çokluktan kinâyedir. Değişmez bir rakam olarak bildirilmiş değildir.
Görüşler
Hadisin anlamı üzerinde geçmişte fazlaca durulmuş ve Hz. Peygamberin muradının ve mesajının ne olabileceği hakkında başlangıçtan beri farklı görüşler ve yorumlar ortaya konmuştur. Biz bu yorumlardan bir kısmını sadece sıralamak istiyoruz.
"... Uzun yolculukta kullanılmaya elverişli, güçlü ve seçkin deve nasıl % 1 ise, aynı şekilde seçkin mü'minler de azdır." (Sindi)
"...Âhirete yönelen kâmil ve olgun insan, deve sürüsü içinde binit devesi gibi azdır"(el-Ezheri)
"Durumları memnûniyet verici ve üstün vasıflı, kâmil insanlar az bulunur" (Nevevî)
"İyi cins deve ile benzetmeye en uygun insan, başkalarının verdiği ağırlık ve sıkıntılara dayanan ve üzerine aldığı işi yapan adamdır. Böylesi insan gerçekten az bulunur" (Taberanî)
"Alimler bu hadisin yorumunda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Kimisi, bununla ahir zamanda gelecek kötü nesillerin kastedildiğini söylemiştir. Kimileri de zaman ayırımı yapmaksızın bütün insanların kastedilmiş olabileceğini ileri sürmüşler, içlerinde % 1 nisbetinde mü'min bulunacağına işaret edilmiştir" demişlerdir. (Aynî)
"İnsanlar dinî hükümler karşısında eşittir. Dünya ölçülerine göre üstün sayılanın, astlarına, yüksek mevkide bulunanın ondan aşağı mevkide olana gerçekte bir üstünlüğü yoktur. Nasıl içlerinde binit olmaya elverişli bir tane deve bulmakta zorluk çekilen yüz deve aynı ise, bütün müslümanlar da hukuk bakımından eşittirler."
"İnsanların çoğunun eksik ve kusurları vardır. Nasıl ki yük hayvanı olan bir deve sürüsü içinde binek olmaya elverişli bir deve bile zor bulunursa aynı şekilde fazilet ehli insan sayısı da pek azdır." (Hattâbî)
"Hadisteki insanlardan maksat, sahabîler, tabiîler ve bunları takip eden nesilden sonra gelenlerdir. Çünkü bu üç nesilden sonra gelenler arasında hıyânet hastalığı yayılmış, güven fevkalâde zayıflamıştır." (İbn Battal)
"Kendisiyle sohbete ve muhabbete değer insan bulmak, yüz develik bir sürü içinde genç, kuvvetli ve binilmeye uygun bir deve bulmak kadar zordur. Bilen, bilgisiyle amel eden ve içtenlikli insanlar pek nadirdir." (Aliyyu'l-karî)
Kaht-ı ricâl
Bütün rivâyetleri Abdullah İbni Ömer'den gelen hadisimiz, - yukarıda özetlediğimiz görüşlerin de ortaya koyduğu gibi - insanların gerçek değeri ya da gerçekten değerli insanların bütüne nisbeti hakkında oldukça dikkat çekici bir olgu getirmiş bulunmaktadır: %1
Eskilerin kaht-ı ricâl diye ifade ettikleri insan kıtlığı, hadisimizde böylece ve pek çarpıcı bir biçimde ortaya konulmuş bulunmaktadır. Sehl et-Tüsterî, bir gün mescidden çıkınca mescidin çevresinde kalabalık bir halk topluluğu görür ve, "Lâ ilâhe illellah" diyenler çok, ancak içlerinde ihlâs sahipleri az" der. Bu anlamda kaht-ı ricâl gerçeğine bazı âyet-i kerimelerde de işaret buyurulmuştur. Ezcümle " kullarımdan şükreden gerçekten azdır"(2) "Ancak iman edip güzel işler yapanlar hariç.. Onlar da ne kadar az!"(3) "(Cennetliklerin) çoğu öncekilerden birazı da sonrakilerden.."(4)
"Az"dan olmak
Gerek âyet-i kerimelerde gerekse hadisimizde azlığına dikkat çekilen nadir ve kıymetli insanlardan olmak, elbette her müslüman için büyük bir devlet ve şereftir.
Anlatıldığına göre bir gün Hz. Ömer Mescidde "Allahummecalni mine'l-kalîl- Rabbim, beni azlardan kıl" diye dua eden birine rastlar. Adama yaklaşıp niçin böyle dua ettiğini sorar. Adam;
- Duydum ki Allah Teâlâ, "benim kullarımdan şükreden gerçekten azdır" buyurmuş. Beni de işte o azlardan biri kılması için dua ediyorum" cevabını verir. Bunun üzerine büyük halife engin bir tevâzu ile;
- Herkes Ömer'den daha bilgili.! diye takdirlerini dile getirir. (5)
Günün ihtiyacı
Bize öyle gelmektedir ki, günümüzün en büyük ihtiyacı işte böylesine nadir insanları tanıyıp onlardan gerçek insanlığı öğrenmektir. Artan dünya nüfusuna paralel olarak ricâl kıtlığı artar ve derinleşirse, problemlerin çözümü daha da zorlaşacaktır.
Allah'a kullukta üst seviyelerde olan ihlâslı mü'minlerin sayısı artarsa, toplumların yetişmiş, güvenilir ve seçkin insan ihtiyacı karşılanmış ve halkın işleri de düzelmeye başlamış olur. Aksi halde kendi işlerini düzeltemeyenlerin, ümmetin işlerine el atmaları sonucu çok daha büyük boyutlu sıkıntıların yaşanması kaçınılmaz hale gelir.
Umut ve teselli
Altınoluk'un yayınlanmaya başladığı günden bu yana, yüz sayıda yüz ihlâslı müslümana ulaşabilmiş ve dualarını alabilmiş olmak, bu satırların yazarının en samimi temennisi ve en büyük tesellisidir. Hayır duasını esirgemeyenleri, Yüce rabbım %1'lerden eylesin ....
Prof. Dr. İsmail Lütfi Çakan, Altınoluk Dergisi, Haziran 1994, Sayı: 100, Sayfa: 007
Dipnotlar: 1. Buhâri, Rikak 35 ; Müslim, Fedâilu's-Sahâbe 232; Tirmizi, Edeb 82; İbn Mâce, Fiten 16. Ahmed b. Hanbel, II, 7, 44, 70, 88, 109, 121, 122, 123. 2. Sebe' suresi (34), 13 3. Sad suresi (38), 24 4. Vâkıa suresi (56), 13-14 5. Kurtubî, Tefsir, XIV, 277