Dijital dönemin gazeteciliğinin analog dönem gazeteciliğinden en büyük farkı, yazarla okur arasında interaktif ilişkinin varlığıdır.
Geçmiş yıllarda bir konu hakkında yazdığımda, belirli süre geçtikten sonra gelen okur mektupları ile bu yazıya ilişkin düşünceleri öğrenirdim.
Bugün yazı yayımlandıktan hemen sonra e-mailler yağmaya başlıyor.
Geçen gün Başbakan Erdoğan'ın "Yunanistan gibi oluruz" içerikli açıklaması üzerine, Türkiye'nin yakın geçmişte bugünkü Yunanistan'dan daha beter ekonomik krizler yaşadığını yazmıştım.
Başbakan'ın bu açıklaması, memur sendikaları ile sürdürülen toplu sözleşme pazarlıklarında ölçünün kaçması endişesine ilişkindi.
Yoğun tepki var
Bu yazıma zam bekleyen memur okurlarımdan sayısız tepki yağdı.
Sayıları yüzleri bulan bu tepkilerden sadece bir kaçını bu köşeye aktarmayı inter-aktif gazetecilik döneminin kaçınılmaz bir gereği olarak görüyorum.
Özellikle milletvekili maaşlarına zam yapılırken Yunanistan gibi olmak tehlikesinin akla hiç gelmemesine sayın okurlarımın hemen hepsinin takıldığını da önceden vurgulamalıyım.
İşte bazı e-mailler...
"Memur sendikalarıyla hükümet arasındaki toplu sözleşme görüşmelerinde tıkanma olacağını tahmin etmek için kâhin olmaya gerek yok. Ancak gönül isterdi ki, böylesi krizleri artık yaşamayalım ve mesela askerlerin, polislerin, din görevlilerinin ve emekli mebusların cüzdanlarına yapılan katkının bir benzerini öğretmenler de görebilsin."
Öğretmen maaşı
" Sizden beklentim odur ki, eğer memura verilecek birkaç puanlık fazladan zamla Yunanistan gibi olacaksak, bunun gerçek sorumlularını tanımaya ve tanıtmaya çalışmanızdır. 27 yıllık öğretmen olarak 1901 TL maaş alıyorum, isterseniz bordromu gönderebilirim. Lütfen memurların haklı mücadelesine destek verin, hiç olmazsa köstek olmayın. Ömer Karataş"
"Sayın Barlas, ben sizden şöyle bir yorum beklerdim: Milletvekillerine milletin iradesi dışında vahşice zam yaparken, Cumhurbaşkanlığı köşküne gereksiz milyarlar harcanırken, yemekler, kokteyller, çifte danışmanlar, özel şoförler, lüks geziler, uçaklar, zırhlı arabalar, saltanat yaşamına milyar dolarlar harcanırken niçin Yunanistan akla gelmez de memura gelince cimrilikleri tutar? Kemal Yangılı"
Herkese yardım ediliyor
"Sayın Barlas, iktidar Suriye muhaliflerine, ABD ve AB'nin sömürdüğü bazı yoksul ülkelere hoyratça para dağıtırken; vekillere vicdan sızlatan zamlar yaparken değil de memur ve emekliye üç kuruş verince mi kaygı duyuyorsunuz? Hiç şaşmadım! Ahmet Doğu"
"Hesap Yapmazsak Yunanistan gibi oluruz yazınıza atfen soruyorum? Ben sizden sadece şu sorunun cevabını istiyorum. Kendilerine 1 gecede yüzde 60 zam yapınca (Emeklileri de dahil) Yunanistan gibi olmuyoruz da memurlara zam vermeye gelince mi Yunanistan gibi oluyoruz? Sizin gibi yazara hiç yakıştıramadım. Lütfen tarafsız yorum yapın. Ramazan Çıbık"
Hani her şey iyiydi
" Mehmet Bey, sizi her gün takip ederim. Bir yerde hayranınızım ama bugünkü yazınız beni gerçekten üzdü. Şöyle ki; ülkede domates gibi temel gıda maddesi (sanırım lüks değildir en azından bir zamanlar öyleydi) 5 lira olmuş ve ben evime alamıyorum. Benzin 5 lira olmuş, gaz, elektrik almış başını gitmiş, bu kadar katı gerçeklerin arasında hükümetin memurlara önerdiği zam % 3.
Hani ekonomimiz iyiydi, hani her şey mükemmel gidiyordu; e ne oldu birden Yunanistan gibi oluruz dendi. Bakın size şunu söyleyeyim. Biz Rahmetli Ecevit döneminde bile bu kadar enflasyona ezilmedik. Maaş bordromuzu açardık her ay zam, çünkü ülkedeki enflasyon gerçekten maaşımıza yansırdı. Şimdi ise maaş zammı yerine sadaka veriliyor. Umarım bu gerçeği de görürsünüz. Saygılarımla... Mehmet Kankılıç"